tatil-sepeti

Avrupa'nın en büyük hazır giyim etkinliği olma özelliğini taşıyan İstanbul Hazır Giyim ve Moda Fuarı'nın (İstanbul Fashion Connection-IFCO) açılışında konuşan İTO Başkanı Avdagiç, Türk hazır giyim sektörünün artık üretim üssü olma kalıbına sığmadığını ve muazzam bir aşama katettiğini söyledi.


 

Avrupa'nın en büyük hazır giyim etkinliği olma özelliğini taşıyan İstanbul Hazır Giyim ve Moda Fuarı'nın (İstanbul Fashion Connection-IFCO) 6'ncısı başladı.

 

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından düzenlenen, Türk moda endüstrisinin küresel ölçekteki prestij organizasyonu olan fuar, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve İstanbul Valisi Davut Gül'ün katılımıyla İstanbul Fuar Merkezi'nde kapılarını açtı.

 

Avrupa'nın en büyük hazır giyim fuarı olma özelliğini taşıyan fuar, 30 bin metrekarelik alanda küresel hazır giyim alım grupları ve binlerce alıcıyı bir araya getirdi. Fuar için onlarca alım grubunun yanı sıra 5 kıtadan, 150'yi aşkın ülkeden binlerce seçkin alıcı İstanbul'a geldi.

 

"TÜRK HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ MUAZZAM BİR AŞAMA KATETTİ"

 

Fuarın açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türk hazır giyim sektörünün artık üretim üssü olma kalıbına sığmadığını ve muazzam bir aşama katettiğini söyledi.

 

Sektörün, İHKİB önderliğinde küresel bir hazır giyim ve moda fuarını hayata geçirmeyi başardığını dile getiren Avdagiç, "Bundan sonra diğer hedeflere ulaşmak bize göre sadece zaman meselesi. Ümit ediyorum ortaya konan hedeflere her fuarda kademe kademe ulaşma noktasında büyük başarı gösterilecek." diye konuştu.

 

Avdagiç, "Fuarın tek bir rakibi var o da kendisi. Bundan sonra fuarın en önemli görevi kendi etkinliğini daha iyi noktaya taşımak ve uluslararası anlamda daha güzel yere getirmek." ifadelerini kullandı.

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de yaz dönemi olmasına rağmen küresel markaların IFCO'ya büyük ilgi gösterdiğini söyledi.

 

Sektörün fiyat tutturmakta zorlandığı bir dönemde 150'yi aşkın ülkeden 10 bin civarında alıcının İstanbul'a gelmesinin anlamlı olduğunu vurgulayan Gültepe, şöyle devam etti: "Elbette özellikle Avrupalı, Amerikalı markaların ilgisi bir tesadüf değil. Çünkü moda endüstrisinde küresel oyuncu, üretimde marka ülkeyiz. Tasarım gücümüzle, hızımızla, kaliteli üretimimizle, Avrupa gibi büyük bir pazara yakınlığımızla rakiplerimizden ayrışıyoruz. Nitekim bu artılarımızı yıllarca ülkemiz için fırsata çevirdik. Hazır giyim en çok ihracat gerçekleştiren sektörler arasında hep ilk üçte yer aldı. Daha da önemlisi hazır giyim ve konfeksiyon net ihracatçı sektör. Örneğin 2022'de ülkemize 18,6 milyar dolar net döviz kazandırdık. Giyim markalarımızın 100'ün üzerinde ülkede 3 binden fazla mağazası var. Bu sektörün ülke ekonomisi için orta ve uzun vadede de kritik önemini koruyacağına inanıyoruz. Bütün stratejilerimizi, oyun planlarımızı bu doğrultuda kurguluyoruz. Tasarım, inovasyon, markalaşma ve yeşil dönüşüm konusunda hem İHKİB hem de TİM olarak firmalarımıza rehberlik yapıyoruz."

 

"YAŞADIĞIMIZ SORUNLARIN ÇÖZÜMSÜZ OLMADIĞINI BİLİYORUZ"

 

Mustafa Gültepe, hem dış hem de iç konjonktür nedeniyle ihracatta sancılı bir süreçten geçtiklerini belirterek, küresel pazarlarda talebin daralması ve maliyetlerindeki artışlar nedeniyle müşteri kaybı yaşadıklarını söyledi.

 

Kayıpta pazarlardaki daralmanın kısmi etkisinin görmezden gelinemeyeceğini dile getiren Gültepe, "Ancak bugün yaşadığımız sorunun temelinde girdi maliyeleriyle kurun paralel hareket etmemesi yatıyor. Geçen hafta Sayın Bakanımızla ihracat verilerimizi Kayseri'de açıkladık. Toplam ihracatımız takvim etkisiyle temmuz ayında yüzde 13,8 arttı. Genel ihracatta da yüzde 4,1 artıdayız. Hazır giyimde de temmuzu artışla kapattık. 7 aylık hazır giyim ihracatında ise geçen yıla göre yüzde 10,2 eksideyiz." diye konuştu.

 

Gültepe, arzu etmedikleri bir tablo ile karşı karşıya olduklarının altını çizerek, "Yine de her şeye rağmen geleceğe umutla bakmak istiyoruz. Hazır giyim sektörü geçmişte de birçok badire atlattı. Sektör zor günlerden her defasında güçlenerek çıkmayı başardı. Bugün yaşadığımız sorunların da çözümsüz olmadığını biliyoruz." dedi.

 

"IFCO, KISA SÜREDE TÜRKİYE VE SEKTÖRÜMÜZ İÇİN ÖNEMLİ BİR MARKA OLDU"

 

İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan ise ihracatçı birlikleri ve sektör dernekleriyle birlikte el ele vererek 30 yıllık hayali hayata geçirdiklerini belirterek, fuarı kısa sürede uluslararası etkinlik haline getirdiklerini söyledi.

 

Bugüne kadar düzenlenen IFCO'larda 182 ülkeden 120 bin ziyaretçiyi ağırladıklarını dile getiren Paşahan, şubatta düzenlenen organizasyonda 38 bini aşan ziyaretçiyle rekor kırdıklarını anımsattı.

Paşahan, "IFCO'yu hem sektöre hem de Türkiye ekonomisine katkı sağlayan bir fuar haline getirdik. Uluslararası fuar organizatörleri IFCO'dan övgüyle bahsediyorlar." diye konuştu.

 

Fuarın aldığı devlet desteklerinden bahseden Paşahan, şöyle devam etti: "Dünyanın en başarılı fuar organizatörlerinin övgüyle bahsettiği IFCO, kısa sürede Türkiye ve sektörümüz için önemli bir marka oldu. IFCO'nun artık prestijli fuarlar arasına alınma zamanının geldiğini düşünüyoruz. Sayın Bakanımızın (Ticaret Bakanı Ömer Bolat) her zaman olduğu gibi bu konuda da moda endüstrimizden desteğinizi esirgemeyeceğine gönülden inanıyoruz. 6. IFCO'ya kadın, erkek ve çocuk giyimden, denim ve spor giyime, deri ve kürk konfeksiyondan ayakkabıya tüm ürün gruplarından firmalarımız katılıyor. Son dönemde rekabetçilik konusunda büyük sıkıntılarımız var. Fiyat tutturmakta büyük zorluklar yaşıyoruz. Global müşterilerimizin bir çoğunu kaybetme noktasındayız. Her zaman ilkleri başaran bir sektörün temsilcileri olarak bugün karşı karşıya bulunduğumuz sorunların da üstesinden geleceğiz. Buna yürekten inanıyorum. Yılmayacağız, Bakanlığımızın da destekleri ile fuarlar, ticaret ve alım heyetleri düzenlemeyi sürdüreceğiz. devam edeceğiz. Daha fazla çalışarak daha fazla üreterek ülkemizin en önemli sektörleri arasında yer almaya ve ihracatımızın taşıyıcı gücü olmaya devam edeceğiz."

 

Açılış konuşmalarının ardından Bakan Bolat ve beraberindekiler fuarın açılış kurdelesini kesti.

İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen IFCO, 9 Ağustos'a kadar ziyaret edilebilecek.

07 Ağustos 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı

Küresel ham çelik üretimi, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre Çin'deki üretimin yüzde 6,1 düşmesiyle yüzde 4,7 azalarak 143,7 milyon ton oldu.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), eylül ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 4,7 gerileyerek 143,7 milyon tona indi.

Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretimi yüzde 6,1 azalışla 77,1 milyon tona gerilemesi dikkati çekti.

Japonya'nın üretimi de yüzde 5,8 düşerek 6,6 milyon tona geriledi.

Ham çelik üretimi ABD’de yüzde 1,1 artışla 6,7 milyon tona, Almanya'da yüzde 4,4 yükselişle 3,1 milyon tona çıktı.

Eylülde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 9,9 artarak 2,8 milyon tona yükselirken, Rusya’da üretimin yüzde 10,3 düşerek 5,6 milyon tona gerilediği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan’ın üretimi yüzde 0,2 düşerek 11,7 milyon tona ve İran’ın çelik üretiminin ise yüzde 41,2 azalışla 1,5 milyona gerilediği hesaplandı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artarak 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ocak-eylül döneminde Türkiye'nin ham çelik üretiminin yüzde 13,8 artarak 27,9 milyon tona ulaşması dikkati çekti.

Küresel ham çelik üretimi, böylece bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 düşerek 1 milyar 394 milyon tona geriledi.

Öte yandan, Dünya Çelik Birliği, 14 Ekim'de, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediğini ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

22 Ekim 2024 Salı