tatil-sepeti

Tarım ve Orman Bakanlığı, üretim planlamasının sağlıklı şekilde uygulanabilmesi için kayıtlılıktan tarımsal desteklere, kredilerden hibe programlarına kadar birçok uygulamanın analizini yapıyor.


 

Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre, tarımsal üretim planlamasıyla ürün veya ürün gruplarının arz ve talep miktarlarına göre belirlenmesi hedefleniyor.

 

Stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, ülke ihtiyacına göre asgari ve azami üretim miktarlarının tespit edilerek, arz fazlası veya eksikliğinin oluşmasının önüne geçilmesi öngörülüyor.

 

Üretimin planlanmasıyla su kısıtlılığı, sosyoekonomik koşullar, pazarlama olanakları, tarımsal altyapı, depolama ve işletme kapasitesi, alet ve ekipman varlığı, alan büyüklüğü, hayvan varlığı, çiftçi deneyimleri, su ürünleri avcılığı gibi hususlar dikkate alınarak en uygun yerde üretim yapılması amaçlanıyor.

 

Bakanlık, üretim planlamasının kolaylaştırılması ve teşviki için diğer uygulamaları da bu süreçlerle uyumlu hale getirmeye odaklandı. Bu kapsamda, kayıtlılık, tarımsal destekler, tarımsal krediler, hibe programları, işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması, tarım arazilerinin izinlendirilmesi, sözleşmeli üretim ve tarımsal örgütlerin derecelendirilmesi çalışmaları yapılıyor.

 

TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMINA İZİN VERİLMEYECEK

 

Üretim planlaması kapsamında çiftçilerin ve üretim alanlarının kaydedilmesi gerekiyor. Bu kapsamda, Çiftçi Kayıt Sistemi başvuru usul ve esaslarında gerçekleştirilen değişiklikle üretim yapılan tüm alanların kaydedilmesine imkan sağlandı.

 

Tarımsal destekler de üretim planlamasının uygulanması için önemli bir yönlendirici araç olarak işlev görüyor. Bu çerçevede tarımsal desteklerin etkinleştirilmesi çalışmaları yürütüldü. 2024-2026 yıllarını kapsayan hayvansal üretim ve su ürünleri üretimi destekleri uygulanmaya başlandı. 2025-2027 üretim yıllarını kapsayan bitkisel üretim destekleri de hazırlandı ve yayım süreci devam ediyor.

 

Tarımsal üretime yönelik Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan hazine faiz destekli krediler tarımsal üretim planlamasını yönlendirmek ve teşvik etmek amacıyla yeniden düzenlendi. Bu kapsamda planlı üretime uygun üretimler için yatırım ve işletme kredilerinde ilave faiz indirimleri sağlanıyor.

 

Bakanlık tarafından verilen kırsal kalkınma hibeleri de dahil tüm hibe programları, üretim planlaması politikasına uyumlu hale getirildi.

 

Üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazilerinin kira bedellerinin arazi maliklerine ödenmesi koşuluyla Bakanlıkça kayıt altına alınarak tarımsal üretim amaçlı kiralanması da üretim planlamasına uyumlu uygulanacak.

 

Tarımsal üretim planlaması doğrultusunda toprak ve arazi varlığının belirlenmesi, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına izin verilmemesi, başta büyük ovalar olmak üzere verimli tarım topraklarının korunması da büyük önem arz ediyor.

 

SÖZLEŞMELİ ÜRETİMLE ETKİN İZLEME VE DEĞERLENDİRME YAPILACAK

 

Üretim planlamasının uygulanması ve izlenmesi için önemli bir araç olan sözleşmeli üretim modelinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması çalışmaları yapılıyor. Bu kapsamda Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girdi.

 

Düzenlemeyle "tip sözleşmeler" ile uygulamada birliktelik sağlanması, kayıt sistemi ile etkin izleme ve değerlendirme yapılması, sigorta ile tarafların risklerinin minimize edilmesi, arabuluculuk sistemi ile anlaşmazlıklara hızlı ve etkin çözüm bulunması amaçlanıyor. Bitkisel, hayvansal ve su ürünleri konularında 13 "tip sözleşme" Bakanlık internet sitesinde yayımlandı.

 

Üretim planlamasında tarımsal amaçlı örgütlerin aktif rol alması için bu kuruluşların yapılarının güçlendirilmesi ve etkinliklerinin artırılması amaçlanıyor. Belirlenen kriterler ışığında başarılı olan tarımsal örgütler birinci derece tarımsal örgüt belgesine hak kazanacak.

 

Belge alacaklar 1 Eylül itibarıyla internet sitesinde ilan edilecek. Birinci derece örgütlere daha fazla destek, ilave faiz indirimli kredi ve projelerde pozitif ayrımcılık sağlanacak.

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı