İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması'nın sonuçlarına göre, 2022'de 73 olan halka açık şirket sayısı geçen yıl 12 adet artışla 85'e çıkarak en yüksek düzeye ulaştı.


 


 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması'na göre, İSO 500 içinde halka açık şirketlerin sayısı 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrederken, 2022 ve 2023 yıllarında ortaya çıkan finansal koşullar şirketleri halka açılmaya yöneltti.

 

Türkiye'nin en büyük 500 şirketleri arasında sayıları artan halka açık kuruluşlar, 2022'de 73'e, 2023'te ise 85'e çıkarak en yüksek seviyeyi gördü.

 

İSO 500 içerisinde yer alan halka açık şirketlerin performanslarına bakıldığında, üretimden satışlar 2 trilyon 67,3 milyar lira ile toplamdan yüzde 32,4'lük pay alırken, dönem kar ve zarar toplamındaki payı yüzde 33,6'dan 35,5'e yükseldi.

 

Türkiye'nin en büyük 500 sanayi şirketinin faiz, amortisman ve vergi öncesi karı 2022'ye kıyasla yüzde 45,5 artışla 1 trilyon 175 milyar liraya çıkarken, halka açık 85 şirketin faiz, amortisman ve vergi öncesi karı 379 milyar 968 milyon lirayla toplam içindeki payı yüzde 32,3 oldu.

 

Buna karşılık halka açık şirketlerin ihracat payı 2022'de yüzde 34,1 seviyesinden 2023'te yüzde 32,7'ye gerilerken, aktif toplamları 2 trilyon 916 milyar lira ile toplam içindeki payı yüzde 33'e ulaştı.

 

HALKA AÇIK 85 SANAYİ ŞİRKETİNİN TOPLAM BORCU 1,3 TRİLYON LİRA

 

Bilanço göstergelerinde yer alan toplam borçlara bakıldığında, Türkiye'nin en büyük 500 sanayi şirketinin borcu 2023 yılında yüzde 60 artarak 2,5 trilyon liradan 4 trilyon 13 milyar liraya çıktı.

 

Halka açık şirketlerin toplam borcu ise 1 trilyon 373,5 milyar lira ile toplam içindeki payı yüzde 34,2 olurken, kısa vadeli borçlar 1 trilyon 49,3 milyar ile yüzde 36,8 ve uzun vadeli borçlar 324 milyar 203 milyon ile yüzde 27,9'lük pay aldı.

 

Halka açık şirketlerin öz kaynaklarının toplam içindeki oranı 2022'de yüzde 28,7 seviyesindeyken, 2023'te 1 trilyon 543,2 milyar lira ile yüzde 32'ye yükseldi.

 

"SANAYİCİNİN YATIRIM VE ÜRETİM DEVAMLILIĞI İÇİN FİNANSMANA ERİŞİM ÖNEM ARZ EDİYOR"

 

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, Türkiye ekonomisinin Orta Vadeli Program'da bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 4,5 büyüme hedefleri dikkate alındığında, sanayicinin yatırım ve üretim devamlılığını sürdürebilmesi için finansman erişimin büyük önem arz ettiğini bildirdi.

 

Halka arzların şirketlere sunduğu katkıya değinen Aydın, şunları kaydetti: "Halka açılma, sanayi şirketlerine kısa vadede yatırımlarını finanse etmek için sermaye toplamasına, şirketlerin borçlanma ihtiyacının azaltılmasına ve finansal yapılarını güçlendirmesine katkı sunarken, uzun vadede finansal istikrar ve büyüme potansiyeli sunarak bu süreçte kritik bir rol oynar. Bu nedenle İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı 500 büyük sanayi şirketi içerisinde halka açık kuruluşların sayısının artması, sanayinin güçlenmesine ve sürdürülebilir bir büyüme yakalamasına önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca şirketlerinin halka açılma ile elde ettikleri kurumsallaşma, şeffaflık ve itibar, finansmana erişimin kolaylaşmasına yol açabilir."

 

Güçlü finansal yapıya sahip, büyüme potansiyeli yüksek ve yatırımcı güvenini kazanmış şirketlerin halka açılmaya devam edebileceğini ifade eden Aydın, halka arz ivmesinin piyasa ve ekonomik koşulların yanı sıra şirketlerin özel durumlarıyla stratejik kararlarına bağlı olduğunu vurguladı.

 

Aydın, sanayi şirketlerinin sermaye piyasası araçlarını kullanmasına ilişkin şunları söyledi: "Bu durum hem şirketlerin finansal yapısını güçlendirir hem de ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkıda bulunur. Ayrıca şirketlerin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmalarına, rekabet güçlerini artırmalarına ve piyasa koşullarına daha hızlı adapte olmalarına yardımcı olur. Sanayi şirketlerinin sermaye piyasalarından daha fazla yararlanması, uzun vadeli stratejik bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul yönetimi ve hükümetin halka arzları teşvik eden politikaları da bu süreci olumlu yönde etkileyebilir. Bu büyük şirketlerin borsaya dahil olmasıyla sermayenin daha fazla tabana yayılması ve derinleşmesi gelecekte ekonominin sağlıklı büyümesi için hayati öneme sahip. Zira ülke ekonomilerin gelişmişlik düzeylerinin genelde sermaye piyasalarının, özelde ise borsalarının derinlikleriyle doğru orantılı olduğunu görmekteyiz."

26 Haziran 2024 Çarşamba

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "'Anadoludakiler' hareketimiz kapsamında, 81 ilimizin tamamında yerel üretim ve kalkınmaya yönelik Anadoludakiler Destek Programı'nı bugün itibarıyla başlatıyoruz." dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "'Anadoludakiler' hareketimiz kapsamında, 81 ilimizin tamamında, Kalkınma Ajanslarımız ve GAP Bölge Kalkınma İdaremiz tarafından yerel üretim ve kalkınmaya yönelik Anadoludakiler Destek Programı'nı bugün itibarıyla başlatıyoruz." dedi.

 

Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Anadoludakiler" projesinin tanıtım toplantısında, Türkiye'nin kültürel, geleneksel ve coğrafi zenginliklerini gün yüzüne çıkarma hedefi taşıyan söz konusu programa katılmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi.

 

Kacır, "Binlerce yıldır medeniyetlere ev sahipliği yapmış, uygarlıkların beşiği, tarih ve kültür hazinesi Anadolu, zenginliklerinin, bizleri birleştiren harcımızdır. Bolluğun ve bereketin coğrafyası Anadolu, jeostratejik konumuyla, yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla, havasıyla, suyuyla, bizi biz yapan eşsiz sevdamızdır. Bire bin veren bereketli topraklarıyla, bin bir çeşit çiçeğin açtığı kadim mirasımızdır." ifadelerini kullandı.

 

YURDUN DÖRT BİR YANINDAN ZANAATKARLARIMIZIN EL EMEĞİ GÖZ NURU ÇALIŞMALARINI DESTEKLİYORUZ

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Cumhuriyet'in ikinci asrında, "Türkiye Yüzyılı"na yelken açarken, Anadolu’da bin yıldır sürdürülen merhamet ve adalet medeniyetinin maddi ve manevi tüm unsurlarını ihya ve yeniden inşa etmek adına kolları sıvadıklarını belirten Kacır, şunları söyledi:

 

"Dünyada eşi benzeri olmayan bu kıymetli zenginliğimizi, yerel kalkınmanın temel taşı olarak görüyoruz. Üzerinde yaşadığımız toprakların ürünlerine ve kültürüne sahip çıkıyor, yaşatıyor ve onları daha da geliştiriyoruz. Milattan öncesinden bu yana, bu topraklarda süregelen medeniyetlerin izlerini ortaya çıkarıyor, geleneklerimizi yeşertiyor ve yaşatıyoruz. Geleneği yeniden yerinde üretiyor, işliyor, geçmişin birikimini altın sandukasından çıkartarak bugüne taşıyoruz. Anadolu'nun kadim topraklarından yükselen sesin yankısına kulak veriyor, yurdun dört bir yanından zanaatkarlarımızın el emeği göz nuru çalışmalarını destekliyoruz."

 

BUGÜN İTİBARIYLA TESCİLLİ 1597 COĞRAFİ İŞARET VE GELENEKSEL ÜRÜNE SAHİBİZ

 

Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünler bakımından oldukça zengin bir ülke olduğunu ve bu zenginliği koruma ve tanıtma konusunda çalışmaları kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, şu bilgileri aktardı:

 

"Bugün itibarıyla tescilli 1597 coğrafi işaret ve geleneksel ürüne sahibiz. Zengin kültür ve tarım mirasımızın temsilcisi coğrafi işaretli ürünlerimiz, uluslararası sahada da kalitesini ve özgünlüğünü kanıtlıyor. Gaziantep baklavasından Aydın incirine, Malatya kayısısından Milas zeytinyağına, Giresun tombul fındığından Antakya künefesine, Ayaş domatesinden Maraş tarhanasına kadar 21 coğrafi işaretli ürünümüzü Avrupa Birliği nezdinde de tescil ederek bu ürünlerimizin uluslararası tanınırlığına ve korunmasına katkı sağladık.

 

Bugüne kadar Kalkınma Ajansları eliyle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik yaklaşık 26 bin projeye 75 milyar liranın üzerinde destek verdiklerini anımsatan Kacır, "Yararlanıcıların eş finansmanı ile birlikte 126,5 milyar liralık yatırım hacmi oluşturduk. Yine son 5 yılda tamamı hibe olan, 344 milyon avro uluslararası kaynağı yerel kalkınma amaçlı projeler için şehirlerimize sunduk. 2014’ten bu yana GAP, DAP, KOP ve DOKAP Bölge Kalkınma İdarelerimizle başta tarım ve sulama olmak üzere, kültür, sosyal içerme, turizm, kırsal kalkınma ve enerji alanlarında 4 bin 750 projeye 32,6 milyar lira destek sağladık." dedi.

 

YEREL ÜRÜN VE DENEYİMLERİ ÖZGÜN HİKAYELERİYLE 'ANADOLUDAKİLER PLATFORMU'NA TAŞIYORUZ

 

Bakan Kacır, "Anadoludakiler" projesi ile toprakların bereketini, mutfak kültürünün birikimini, zanaatkarların becerilerinin çeşitliliğini ve zenginliğini hikayeler ile gün yüzüne çıkardıklarını anlattı.

 

Yerel ürün ve deneyimleri özgün hikayeleriyle "Anadoludakiler Platformu"na taşıdıklarını bildiren Kacır, "Bu topraklara mal olmuş değerlerimizin keşfine ve bilinirliğinin artmasına zemin hazırlıyoruz. Sosyal fayda ve sürdürülebilirliği de önceleyen bu platformla tarım ve gıda sektörlerimizin tedarik zincirindeki sorunların çözümüne katkı sunacak yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin girişimlere dönüştürülmesini sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.

 

BÖLGESEL POTANSİYELLERİ KEŞFEDERKEN, YEREL EKONOMİLERİMİZİ CANLANDIRACAĞIZ

 

Konuşmasında yeni destek programını da duyuran Bakan Kacır, şöyle devam etti:

 

"Bugün bu kıymetli buluşmada sizlerle bir müjdeyi de paylaşmak isterim. 'Anadoludakiler' hareketimiz kapsamında, 81 ilimizin tamamında, Kalkınma Ajanslarımız ve GAP Bölge Kalkınma İdaremiz tarafından yerel üretim ve kalkınmaya yönelik Anadoludakiler Destek Programı'nı bugün itibarıyla başlatıyoruz. Kriterlerimiz çerçevesinde projeleri başarılı olan girişimcilerimizi, kooperatiflerimizi, usta ve zanaatkarlarımızı bu program ile destekleyeceğiz.

 

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 'Yerel Kalkınma Hamlesi' vizyonumuz doğrultusunda, yerel üretim değerlerimizi yenilikle buluşturan, geleneksel değerlerden beslenen, sanayi ve teknolojiden güç alan bir yerel kalkınma modelini adım adım hayata geçireceğiz. Yerel üreticilerin geleneksel bilgi ve becerilerini modern teknolojiyle harmanlayarak, bir taraftan ürün kalitesini geliştirirken diğer yandan üretim kapasitesini artırmaya devam edeceğiz. Bölgesel potansiyelleri keşfederken, yerel ekonomilerimizi canlandıracağız. Bölgeler arasındaki eşitsizliği azaltırken, her kesimden insanımızın yaşam kalitesini yükselterek topyekûn kalkınmayı tesis edeceğiz."

 

Kamu, özel sektör, üniversiteler ve STK'ler arasında iş birliği içinde hareket ederek, vatandaşların yaşadıkları bölgelerde iş ve gelir imkanları oluşturmayı da sürdüreceklerini dile getiren Kacır, şunları söyledi:

 

"Yakın zamanda uygulamaya alacağımız yerel kalkınma hamlesi teşvik programıyla da bölgelerimizin öne çıkan yatırım konularında özel sektörümüze bugüne kadarkilerin de ötesinde, oldukça güçlü bir destek sağlıyor olacağız. Yine yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağımız Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi ile sürdürülebilir kalkınmanın devamlılığı doğrultusunda hayata geçireceğimiz ve destekleyeceğimiz programları kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye Yüzyılında, Anadolu'nun zenginliklerini keşfetmeye ve paylaşmaya devam edeceğiz. Binlerce yıllık tarih içinden süzülüp gelen kültürel mirasımız gerçekleştirdiğimiz projelerle inşallah daha nice nesillere zenginleşerek aktarılacak."

 

PROJEDE EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM

 

"Anadoludakiler" projesinin birlik ve beraberliğin harcı olan bereketli toprakların birikimine ve vatandaşların becerisine katkı sunmasını ümit ettiklerini kaydeden Kacır, şöyle konuştu:

 

"Arzu ediyoruz ki 'Anadoludakiler', dillere destan zenginliklerimizin en büyüğü olan gönül zenginliğimizi hatırlamamıza ve hatırlatmamıza vesile olsun. İstiyoruz ki 'Anadoludakiler', şairin 'memleket isterim yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun olursa bir şikayet ölümden olsun' temennisini gerçeğe dönüştürmek yolunda el ele yapacağımız nice çalışmanın zemini olsun…

 

Sözlerime son verirken katılımları ve himayeleriyle bizleri onurlandıran Saygıdeğer Hanımefendi’ye en içten şükranlarımı arz ediyorum. Kendilerinin vizyonu ve güçlü desteği ile projemizin daha geniş kitlelere ulaşacağına ve daha büyük başarılara imza atacağına yürekten inanıyorum. Bu himaye, sadece bir destek değil, aynı zamanda yerel değerlerimize ve kültürel mirasımıza verilen kıymetin bir ispatıdır. Ayrıca bu değerli projede emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Projemizin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum."

28 Haziran 2024 Cuma

Türkiye'nin terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasıyla mücadele amacıyla yürüttüğü çalışmalar meyvesini verirken FATF tarafından "gri liste"den çıkarılmasının pek çok sektöre olumlu etkide bulunması bekleniyor.


Türkiye'nin özellikle terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasına karşı yürüttüğü mücadeledeki başarısının da tescili olarak görülen sürece ilişkin soru ve cevaplar şöyle:

 

FATF nedir?

FATF, 1989 yılında ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada'dan oluşan G-7 ülkelerinin Paris'teki toplantısında hükümetler arası bir organizasyon olarak kuruldu. Bu yapının görev süresi kuruluşundan itibaren periyodik olarak uzatılırken Nisan 2019'da alınan kararla süresiz hale getirildi. Kuruluşun karar merci olan Genel Kurul yılda 3 kez toplanıyor. FATF Başkanı, Genel Kurul tarafından FATF üyeleri arasından 2 yıl için atanıyor.

 

Kuruluşa hangi ülkeler üye?

FATF'ın 37 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere 39 üyesi bulunuyor. Kuruluşun üyeleri arasında ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arjantin, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Hindistan, Hollanda, Hong Kong, İtalya, İrlanda, İsrail, İspanya, İsveç, İsviçre, İzlanda, Kanada, Güney Kore, Lüksemburg, Malezya, Meksika, Norveç, Yunanistan, Japonya, Türkiye, Yeni Zelanda, Portekiz, Rusya, Singapur, Suudi Arabistan, Avrupa Komisyonu ve Körfez İşbirliği Konseyi yer alıyor.

 

FATF'ın faaliyet alanları neler?

FATF, çalışma konularında "politika belirleyici" bir rol üstleniyor. Kuruluş, kara paranın aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadelede uluslararası standartları belirleyici bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor.

 

FATF'ta denetim sistemi nasıl işliyor?

FATF'ın bu alanda 40 tavsiyesi bulunuyor. Bunlar, ülkelerle karşılıklı değerlendirme yoluyla incelenerek takip süreçleri işletiliyor. Teknik uyum ve etkililik yönlerinden yapılan değerlendirmelerle ülkede terörizmin finansmanı suçunun unsurlarının FATF standartlarıyla uyumu kontrol ediliyor. Bu suçlarla mücadelede etkin soruşturma/kovuşturma yapılıp yapılmadığı, suç gelirlerinin takip edilip edilmediği, yabancı ülkelerle etkin bir adli işbirliği yürütülüp yürütülmediği gibi hususlar inceleniyor. FATF, denetimleri kapsamında sadece terörizmin finansmanı suçunu değil, aklama suçu ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı konularında da getirdiği standartlarla ülkelerin uyumunu değerlendiriyor. Kuruluşun 40 tavsiyesi arasında uluslararası işbirliğinden yetkili makamların yetki ve sorumluluklarına, önleyici tedbirlerden kara para aklama ve müsadereye kadar geniş çaplı başlıklar yer alıyor.

 

Gri liste nedir?

Gri liste, FATF tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede yetersiz kalan ülkeleri belirlemek amacıyla oluşturulan bir liste niteliği taşıyor. Kuruluş, ülkelerle bu alandaki eksikliklerin giderilmesi için çalışmalar yapıyor.

 

Türkiye için gri liste süreci nasıl işledi?

FATF'a 24 Eylül 1991'de üye olan Türkiye, bugüne kadar başlangıç tarihleri 1994, 1998 ve 2006 yılları olan 3 FATF değerlendirmesinden geçti. Dördüncü değerlendirme 2018'de başladı ve 2019'da tamamlandı. Söz konusu karşılıklı değerlendirme raporu ve sonrasında hazırlanan izleme dönemi sonrası raporla birlikte Türkiye, Ekim 2021'de "artırılmış izlemeye tabi ülkeler"in yer aldığı "gri liste"ye dahil edildi.

 

Türkiye, listeden çıkmak için neler yaptı?

Karşılıklı değerlendirme sürecinden bu yana Hazine ve Maliye, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, Türkiye'nin, FATF "gri listesinden" çıkarılmasına yönelik çok yoğun bir çalışma sergiledi. 40 tavsiyedeki hususlar birer birer yerine getirildi. Türk Ceza Kanunu'ndan Terörle Mücadele Kanunu'na Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan Türk Ticaret Kanunu'na, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'dan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a kadar mevzuatta düzenlemeler yapıldı. FATF, Ekim 2021'de yayımladığı duyurunun Türkiye ile ilgili bölümünde 7 hususa vurgu yaparken Haziran 2023 Genel Kurulu sonrasında bu hususların sayısı 2'ye düştü. Söz konusu eksiklikle ilgili çalışmalar için kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede görevli ihtisas mahkemelerinin ve savcılıklarının belirlenmesinin ardından özel soruşturma büroları kuruldu. MASAK yeniden yapılandırılırken tüzel kişiler için risk analizi çalışması tamamlanarak, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanında etkinliğin artırılmasına ilişkin Ulusal Strateji Belgesi yürürlüğe konuldu. Son olarak kripto varlıklarla ilgili düzenleme de Singapur'daki toplantı öncesi TBMM'de kabul edildi ve bu varlıklar konusunda Sermaye Piyasası Kuruluna çeşitli yetkiler verildi. Böylece Türkiye, 40 tavsiyenin tamamını yerine getirmiş oldu.

 

Hangi ülkeler gri listede yer alıyor?

FATF'ın Singapur'daki Genel Kurulu'nda yapılan değerlendirmeler sonucu Monako ve Venezuela kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele konusunda "eksiklikleri olduğu" gerekçesiyle gri listeye alındı. Bu iki ülkenin yanı sıra Bulgaristan, Burkina Faso, Kamerun, Hırvatistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Haiti, Mali, Mozambik, Nijerya, Filipinler, Senegal, Güney Afrika, Güney Sudan, Tanzanya ve Vietnam FATF'in artırılmış izleme sürecinde kalmaya devam etti.

 

Gri listeden çıkmanın faydaları neler?

Türkiye'nin gri listeden çıkmasının finansal sistemine olan güveni daha da güçlendirmesi, bankacılıktan reel sektöre kadar pek çok alanda olumlu yansımalarının görülmesi bekleniyor. Bu sayede bankaların uluslararası finansal ilişkilerinin güçlenmesi ve kredi notlarının artması öngörülüyor. Böylece bankaların daha düşük maliyetle fonlama sağlayabileceği ve uluslararası piyasalardan daha fazla kaynak bulabileceği değerlendiriliyor. Enerjiden inşaat ve altyapıya, turizmden sanayi ve imalata, gayrimenkulden diğer sektörlere kadar kararın uluslararası alanda olumlu etkilerinin hissedilmesi bekleniyor.

 

Bundan sonra neler olacak?

Türkiye'nin gri listeden çıkışının özellikle uluslararası ekonomik ilişkilerde olumlu yansımalarının olması bekleniyor. Ülkenin finansal sistemine güvenin artmasına paralel olarak uygulanan ekonomik program hedeflerine ulaşılmasının kolaylaşması öngörülüyor.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "Türkiye, terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasıyla mücadelesini bundan sonra da uluslararası standartlarla tam uyum içinde kararlılıkla yürütecektir" mesajı verirken MASAK ve diğer kurumların idari ve teknik kapasitesinin daha da güçlendirileceğini, gerektiğinde yasal ve idari düzenlemelerin hayata geçirileceğini vurgulamıştı. Ayrıca, kararın Türkiye'ye uluslararası kaynak girişini hızlandırıcı etkide bulunması ve borçlanma maliyetleri üzerinde de pozitif etki yaratacağı tahmin ediliyor. Türk lirası varlıklara ilginin artması da beklentiler arasında yer alıyor.

28 Haziran 2024 Cuma