Salı, 29 Ekim, 2024
Uzmanlar, Türkiye'nin doğurganlık hızının Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin ve dünya ortalamasının altına inmesinin ardından gelecekte karşılaşılabilecek olası risklere dikkati çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Türkiye'nin doğurganlık hızı, 2023'te AB ortalamasının altına düştü.
Türkiye, geçmiş yıllarda AB ortalamasından daha yüksek doğurganlık hızıyla dikkati çekiyordu. Ancak doğurganlık hızı 2023 yılında AB'de 1,54 çocuk olurken, Türkiye'de 1,51'de kaldı. Türkiye'nin doğurganlık hızı 27 AB ülkesinden 16'sının gerisinde yer aldı.
Türkiye'nin doğurganlık hızı 2022'de 1,62 çocuk olurken, AB ortalaması 1,53 olarak belirlenmişti. Doğurganlık hızı 2021'de de 1,70 ile AB ortalamasının üzerinde yer alıyordu. Türkiye'nin 2001 yılındaki doğurganlık hızı ise 2,38 seviyelerinde bulunuyordu.
Türkiye'nin doğurganlık hızı geçen yıl itibarıyla dünya ortalamasının da altında yer alıyor. BM verilerine göre 2023'te dünya ortalaması 2,31 çocuk olurken, Türkiye 1,51 ile sıralamada ilk 100 ülke içerisinde bulunmuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye'nin nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında olduğuna dikkati çekerek, "Nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönemde bu konuda daha kararlı olacağız." değerlendirmesinde bulunmuştu.
“NÜFUS AZALMAYA BAŞLAYABİLİR”
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Abbasoğlu Özgören, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye'de toplam doğurganlık hızının 1950'lerden bu yana genel olarak düşüş eğiliminde olduğuna işaret etti.
Doğurganlık hızının düşmesi sonucu nüfusun yaşlanması olgusuyla karşı karşıya kaldığını belirten Özgören, çalışma çağındaki nüfusun azalmaya başlaması ve yaşlı nüfus oranının artması sonucu nüfusun doğrudan azalmaya başlayabileceği uyarısında bulundu.
Özgören, doğurganlık hızındaki düşüşün uzun sürecin sonucu olduğunu ve bu eğilimi durduracak veya yavaşlatacak politikaların 2008'den bu yana gündemde olduğunu anımsattı.
BM tarafından demografik fırsat penceresinin "40 yaş üzeri nüfusun toplam nüfusun yarısını oluşturduğu noktadan önce, 15 yaş altı nüfusun toplam nüfusun yüzde 30'undan az olduğu ve 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfusun yüzde 15'inden az olduğu dönem" olarak tanımlandığını belirten Özgören, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye için demografik fırsat penceresi halen açık ancak bu fırsat 2040'lara kadar sürecek, bunu yaklaşmakta olan bir alarm gibi düşünebiliriz. Türkiye'de doğurganlık hızını dünya ortalamasının üzerine çıkarmak yerine 11. ve 12. Kalkınma planlarında da belirtildiği gibi doğurganlığı yenilenme düzeyinin üzerinde tutmak daha gerçekçi bir hedef olacaktır."
TÜRKİYE'NİN YAŞ YAPISI DEĞİŞİYOR
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sutay Yavuz da Türkiye'nin demografik dönüşüm sürecinde olan ülkeler arasında yer aldığını ve büyük oranda bu süreci tamamladığını söyledi.
Bu durumun, Türkiye'nin yaş yapısının değiştiğini gösterdiğini ve nüfus piramidinin tabanında artık belirgin bir daralma olacağını bildiren Yavuz, bu piramidin orta kısmında ve yaklaşık 20-30 sene sonra da tepe noktalarında genişleme görüleceğini anlattı.
Yavuz, doğurganlık hızının yeniden yükselişe geçmesi için çalışma hayatının düzenlenmesi ve barınma konusundaki sorunların giderilmesinin önem taşıdığını aktarırken, kentlerde çocuklu ailelerin daha kolay hareket edebileceği alanların oluşturulması ve kreş sayılarının artırılması gerektiğini bildirdi.
Bu politikaların ısrarlı şekilde uygulanması durumunda etkilerinin görülebileceğine işaret eden Yavuz, şunları kaydetti: "Bunlar bir ölçüde ısrarlı şekilde uygulandığında sonuç veriyorlar ama bu sonuç hiçbir zaman doğurganlığı ikiye katlamıyor. Bunun bizim açımızdan önemli tarafı bu oranların daha fazla düşmemesi. Çocuk sahibi olmaya yakın ancak kararsızlık yaşayan insanları bulup onların ihtiyaçlarına beklentilerine uygun politikalar tasarlamak lazım."
12 Temmuz 2024 Cuma
Uluslararası Ankara Caz Festivali, 20 Kasım'da müzikseverlerle buluşacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakanlığın desteğiyle Caz Derneği tarafından düzenlenen festivalin bu yılki teması "Caz Enerjisi" olacak.
Bu yıl 28'incisi düzenlenecek festivalde sanatseverler, konser, söyleşi ve ücretsiz sergi ve eğitim etkinliklerine katılma fırsatı bulacak.
Çok sayıda uluslararası sanatçının sanatseverlerle buluşacağı festival, 30 Kasım'da sona erecek.
Uluslararası Ankara Caz Festivali'nin programına "www.cazdernegi.org" adresinden ulaşılabilecek.
28 Ekim 2024 Pazartesi
Türkiye Cumhuriyeti bu hafta 101. yaşını kutlarken, Cumhuriyet’in bir asrı aşan köklü kültürel geçmişine dair izler, artık çevrimiçi ortamda da sürülebiliyor. Türk Tarih Kurumu, Ankara’nın başkent oluşunun 101. yıl dönümüne ait belgeleri uzaktan erişime açtı.
Bunun yanı sıra Cumhuriyet döneminin önemli tarihçilerinden Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi ve Türkiye’nin ilk sanat okulu Musiki Muallim Mektebi arşivi de dijital ortamda ulaşılabilir hale getirildi.
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 101. yılını kutlarken, pek çok kurum asırlık arşivlerini dijital ortamda erişilebilir hale getirerek, Cumhuriyet kültürüne vefa borcunu ödüyor. Türk Tarih Kurumu, Ankara’nın başkent oluşunun 101. yılına özel olarak kimi belge ve fotoğrafları dijital olarak erişime açarken, Kadir Has Üniversitesi de Cumhuriyet’in ilk yıllarının İstanbul’unu en ince detaylarına kadar anlatan tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’ni çevrimiçi olarak ulaşılabilir hale getirdi. Ayrıca Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) de 1924’te kurulan ve 1936’da Ankara Devlet Konservatuvarı’na dönüştürülen Musiki Muallim Mektebi’ne ait 1925-1956 yıllarından oluşan arşivi çevrimiçi erişime açtığını duyurdu.
2 BİNİ AŞKIN FOTOĞRAF
Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ile Cumhuriyet dönemi Türkiye’sine ait belge, gazete kupürü, tefrika ve fotoğraf koleksiyonlarından oluşan Türk Tarih Kurumu (TTK) arşivinin bir kısmından dijital ortamda faydalanılabiliyor. TTK, çeşitli koleksiyonlarını kamuoyunun faydasına sunarken, en son proje Cumhuriyet’in 101. yılı münasebetiyle Ankara’ya ait belgelerin erişime açılması oldu. TTK, aynı zamanda Ankara’nın başkent oluşunun da 101. yılı olması hatırasına açtığı arşivle
2 bini aşkın fotoğraf ve belgeyi çevrimiçi ortamda erişilebilir hale getirdi.
CUMHURİYET İSTANBUL’U
Son dönemde çevrimiçi ulaşılabilir hale gelen arşivlerden biri de Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi oldu. Kadir Has Üniversitesi ve Salt Araştırma’nın ortaklaşa yürüttüğü proje çerçevesince tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun Cumhuriyet’in kuruluşundan kısa bir süre sonra yazmaya başladığı ve İstanbul tarihine ışık tutan 11 ciltlik külliyatı, ilk defa dijital erişime açık hale geldi. Hazırlık çalışmaları 2018 yılından bu yana süren proje kapsamında 40 bini aşkın belge tek bir platformda toplandı.
TÜRKİYE’NİN İLK SANAT OKULU
Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) de Cumhuriyet’e vefa projesi geliştiren kurumlardan biri oldu. VEKAM, Türkiye’nin ilk sanat okulu olan Musiki Muallim Mektebi’ne ait arşivi çevrimiçi erişime açtı. Arşiv bünyesinde erişime açılan 1925-1956 yıllarına ait mektuplar, fotoğraflar ve zarflardan oluşan 15 bin belge Cumhuriyet’in erken dönemi hakkında ipuçları veriyor. Arşivde tanınmış pek çok sanatçının başvuru mektuplarının yanı sıra, Anadolu’nun çeşitli illerinden okulda okumak isteyenlerin mektupları bulunuyor. Ayrıca okulun verdiği yanıtlar da erişim kapsamında görülebiliyor.
DAHA ÖNCE AÇILAN ARŞİVLER
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü de 2022 yılında Film Mirasım projesini hayata geçirmiş ve 1895 yılından itibaren Türkiye’de çekilen görüntüleri dijital arşive aktararak kamuoyuyla paylaşmıştı. Dijital arşiv bünyesinde; Kurtuluş Savaşı dönemine ait pek çok görüntünün yanı sıra, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki fabrika açılışlarına dair videolar, yabancı heyetlerin kabulü ve çeşitli günlük çekimleri içeren bini aşkın görüntüye erişmek mümkün.
Milli Kütüphane arşivine uzaktan erişim Arşivleri uzaktan erişime açma çalışması başlatan kurumlardan biri de Milli Kütüphane. Geçtiğimiz mart ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nce Milli Kütüphane kaynaklarında 20 milyon sayfanın dijitale aktarıldığı duyurulmuştu. Aynı açıklamada Milli Kütüphane’nin, her çeşitteki tüm dijital ya da dijitalleştirilmiş bilgi kaynaklarını Ankara dışından da çevrimiçi ulaşılabilir hale getireceği ve Bakanlığa bağlı halk kütüphanelerinden bu kaynaklara erişimin mümkün olacağı bilgisi paylaşılmıştı.
28 Ekim 2024 Pazartesi
28 Ekim 2024 Pazartesi
28 Ekim 2024 Pazartesi
27 Ekim 2024 Pazar
24 Ekim 2024 Perşembe
23 Ekim 2024 Çarşamba