tatil-sepeti

Bir Amerikalı yılda ortalama 1.811 saat çalışırken, bir AB vatandaşı ise yılda ortalama 1.571 saat çalışıyor. Aradaki bu ‘fazla’ çalışma da ekonomik büyümeye etki ediyor. Dolayısıyla ABD, ekonomik büyümede Avrupa’yı geride bırakmış durumdu.


 

NECMİ UYSAL

 

Teknolojik gelişmeden, sahip olduğu büyük petrol kaynaklarına kadar birçok açıdan avantaja sahip olan ABD, ekonomik büyüme açısında da Avrupa Birliği’ni geride bırakmış durumda.

 

SAHİP OLDUĞU AVANTAJLAR

 

Ancak sahip olduğu bu avantajların yanında yakaladığı başarının basit bir açıklaması var.

 

O da ABD halkının Avrupa’ya oranla daha fazla çalışması.

 

ORTALAMA ÇALIŞMA SAATLERİ

 

OECD verilerine göre ortalama bir Amerikalı yılda 1.811 saat çalışırken, ortalama bir Avrupa Birliği vatandaşı yılda 1.571 saat çalışıyor. 

 

Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine öre ise İngiltere, Fransa ve Almanya’da çalışan bir kişi ABD’deki bir çalışandan günde ortalama yarım saat daha az çalışıyor.

 

KÜLTÜR FARKLILIĞI

 

Aradaki bu fark ise çeşitli şekilde açıklanırken, en çok dikkat çeken ise kültür farklılığı.

 

Avrupalı bir çalışan için gezilecek görülecek yerlerin çokluğu, zengin mutfak çeşitliliği ve daha ekonomik düşük mesafeli uçak yolculukları mevcut iken ABD’li bir çalışan için aynı avantajlar söz konusu değil.

 

YILDA 150 MİLYON TURİST

 

Nitekim daha küçük alana sahip Avrupa kıtası, yılda 150 milyon turist ile ABD’nin iki katı turistin ilgisini çekiyor.

 

VERGİ, AVRUPALI ALEYHİNE BOZULDU

 

Ancak bu yaklaşım Avrupalı çalışanların 1970‘lerde ABD ile aynı çalışma saatlerine sahip olduğu düşünüldüğünde farklılığı tam olarak açıklamıyor. 

 

ABD’li ekonomist Edward Prescott’a göre bir diğer önemli neden de 1970’li yıllarda aynı seviyede olan çalışanlardan alına vergi oranının geçen zaman içinde Avrupalı çalışanların aleyhine bozulması.

 

Nitekim günümüz itibariyle ABD’de vergi gelirlerinin GSMH içindeki payı yüzde 28 iken, AB’de ise yüzde 40’a ulaşmış durumda.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

S&P Global, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin, gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceğini bildirdi.


 

S&P Global'den yapılan açıklamada, faiz oranlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerine yakın seyrettiği ve enflasyonun yavaşladığı Kolombiya, Filipinler ve Meksika'da, piyasaların önemli faiz indirimlerini fiyatladığı belirtilerek, buna karşın Brezilya Merkez Bankasının artan enflasyon ve mali belirsizlik nedeniyle 25 baz puanlık faiz artışıyla ters yönde hareket ettiği kaydedildi.

 

Açıklamada, düşen enflasyon ve iyileşen reel gelirler sayesinde daha güçlü iç taleple desteklenen gelişmekte olan piyasalarda ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin genel olarak güçlü olduğu vurgulandı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimine işaret edilen açıklamada, gelişmekte olan piyasalarda da merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin veya başlamasının beklendiği aktarıldı.

 

Açıklamada, bu durumun 2024 sonu ve 2025 başında iç talebi artıracağına işaret edilerek, "Enerji fiyatlarındaki düşüş özellikle Tayland, Filipinler, Macaristan, Türkiye, Şili ve Hindistan gibi net enerji ithalatçıları için merkez bankalarının faiz indirimlerini daha da destekleyebilir. Daha düşük ithalat maliyetleri cari hesapları iyileştirebilir ve para birimlerini güçlendirebilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

S&P Global'in açıklamasında, ABD ekonomisindeki belirsizlik, devam eden iki çatışmanın jeopolitik riski ve siyasi belirsizliklerin gelecekte piyasa oynaklığına zemin hazırlayabileceği ifade edildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : SP Fed faiz

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine başlamasının ülke ekonomisinin bulunduğu yer açısından "olumlu bir işaret" olduğunu bildirdi.


 

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen,Başkent Washington'da düzenlenen Atlantic Festivali'nde yaptığı konuşmada, ülke ekonomisindeki mevcut gelişmeleri değerlendirdi.

 

Fed'in faiz indirimi kararının ABD ekonomisinin bulunduğu yer için çok "olumlu bir işaret" olduğunu dile getiren Yellen, "Fed'in enflasyonun düştüğüne ve yüzde 2 hedefine geri dönme yolunda olduğuna, enflasyonla ilgili risklerin gerçekten anlamlı şekilde azaldığına dair güvenini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yellen, ülkede aynı zamanda güçlü kalmaya devam eden bir iş gücü piyasası olduğuna işaret ederek, şu anda en önemli endişe veya nedenin iş piyasasının güçlü kalmasını sağlamak olduğunu söyledi.

 

Para politikasının kısıtlayıcı duruşunun devam ettiğini düşündüğünü ifade eden Yellen, "Beklenti, faiz oranlarının daha da düşmesi yönünde. Ancak gelen verileri izlemek elbette gerekli ve her zaman sürprizler olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : Fed Yellen faiz