Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu'nun altıncı zirvesi için bulunduğu Arnavutluk'un başkenti Tiran'dan dönüş yolunda, uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Türkiye arasındaki ilişkiler ve uzun süredir gündemde olan CAATSA yaptırımları konusunda dikkat çekici mesajlar veren Erdoğan, ABD'nin Türkiye'ye 300 milyon doları aşan füze satışına onay vermesini "çok isabetli bir karar" olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı, "CAATSA'da şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bir yumuşama var" ifadelerini kullanarak ve "ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile bunları görüştük" diyerek, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceğine dair güçlü sinyaller verdi. Erdoğan, iki NATO müttefiki arasında savunma sanayii alanında hiçbir kısıtlama olmaması gerektiğini vurgulayarak, "Stratejik ortaklığımızın ruhuna aykırı olan tüm engellerin kaldırılması, en büyük beklentimiz" şeklinde konuştu ve bu yönde atılan her olumlu adımın kıymetli olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile ilişkiler hakkındave F35 satışı dahil savunma sanayii konusundaki işbirliklerine dair, "(ABD'den Türkiye'ye 300 milyon doları aşan füze satışına onay) CAATSA'da şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bir yumuşama var. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile ve Türkiye'ye yeni atanan ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ı kabulümüzde kendisiyle bunları görüştük, konuştuk. Öyle zannediyorum ki CAATSA sürecini de çok daha süratli aşacağız. Bizim iki büyük müttefik NATO üyesi olarak aramızda savunma alanında hiçbir kısıtlama, engel olamaması lazım. Alınan karar, bu bakımdan çok isabetli bir karardır. Stratejik ortaklığımızın ruhuna aykırı olan tüm engellerin kaldırılması, en büyük beklentimiz. Bu yönde atılan her olumlu adım bizim için kıymetli. Devamının geleceğine de inanıyorum." dedi.
Erdoğan, "Dostum Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte bu konularda daha açık, daha yapıcı, daha samimi bir iletişime kavuştuk. Savunma sanayiinden ekonomik ilişkilere, bölgesel güvenlikten küresel sorunlara kadar Amerika Birleşik Devletleri ile ortak çıkarlarımız var. İş birliğimizi her zaman olduğu gibi karşılıklı saygı ve anlayış temelinde devam ettireceğiz. Bölgemizde ve dünyada istikrarın tesisi için Türkiye-ABD ortaklığı hayati öneme sahip. Bu doğrultuda, yapıcı ve sonuç odaklı bir diyalog zemini oluşturmanın gayretindeyiz." ifadelerini kullandı.
"TRUMP'IN KARARININ ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD Başkanı Sayın Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararını bu bağlamda çok önemli ve anlamlı buluyorum. Dostum Trump'ın kararının, Avrupa Birliği başta olmak üzere ilgili tüm taraflara örnek olmasını temenni ediyorum." dedi.
RUSYA-UKRAYNA GÖRÜŞMELERİ
İstanbul'da yapılması öngörülen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasındaki görüşmenin gerçekleşmemesinin hangi faktörlere bağlı olduğu, bundan sonra sürecin yine olumlu bir noktaya gelebilmesi için hangi adımların atılması gerektiği yönündeki soruya karşılık Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada bizden kaynaklı herhangi bir durum söz konusu değil. Burada aktif konumda olan liderler kimlerdir diye baktığımız zaman, Sayın Putin burada önemli bir başat aktör. Sayın Trump da aynı şekilde başat aktör. Sayın Zelenskiy de aynı durumda. Biz bunların hepsine çağrımızı yaptık. İstanbul'da iki ülkenin heyetlerini bir araya getirmemiz 24 Şubat 2022'de başlayan savaşın sona ermesi ve bölgede barışın tesisi için son derece önemli. Biz başından beri savaşın sona ermesi için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bu zirve de gayretlerimizin nihayetinde barışın kapılarını açacak önemli bir adım olarak planlandı.
Türkiye olarak adil ve kalıcı barış için gayret gösteriyoruz. Sadece 'savaş bitsin' demekle kalmıyor, bunun için yöntem öneriyor, zemin hazırlıyor, çağrılar yapıyoruz. Öncelikle savaşın sona ermesi için silahların susması, diplomasinin konuşması lazımdır. Barış müzakereleri başlamalı, bu fırsat kaçırılmamalıdır. Bu savaşın çatışmalarla, silahlarla bir neticeye ulaşması mümkün değildir. Barış görüşmelerinden kesin bir sonuç almak en büyük arzumuz. Dolayısıyla biz bu savaşın nihayete ermesi için arabuluculuk rolümüzü sürdürmeye kararlıyız. Taraflar arasında diyalog kanallarının açık tutulması ve müzakerelerin devam etmesi için her türlü çabayı göstereceğiz."
GAZZE DEĞERLENDİRMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin direkt Hamas ile görüşerek Hamas'ın elindeki Amerikalı vatandaşı serbest bırakması Netanyahu'yu açıkçası biraz kızdırdı. Netanyahu'ya yönelik Avrupa'dan da tepki sesleri artmış durumda. Siz de son konuşmanızda 'Gazze için yüreklere su serpen müjdeli haber almayı umut ediyoruz' dediniz. Gazze'ye sizin girişimleriniz sayesinde Kurban Bayramı'ndan önce müjdeli bir haber gelebilir mi?" sorusunu şu şekilde yanıtladı:
"Biz şu anda Kızılayımızla, kendi altyapımızla Gazze'ye her türlü gıda yardımını yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. 7'den 70'e o çoluk çocuk, kadın, erkek Gazzelilerin ellerinde tencere, tava ile nasıl yemek sırasına girdiklerini görüyorsunuz. Orada adeta açlığa mahkum edilen bir millet var ve bunlara yönelik neler yapıldığını görüyoruz, görüyorsunuz. Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ve bölgeye yönelik gıda yardımını yapmış durumdayız. Sağ olsun Kızılayımız orada çok ciddi bir görev icra ediyor. Ellerinde ciddi miktarda konserve kavurma var. Bu konservelerle Kızılay o fakir fukaranın, aç açıkta kalmış olanların imdadına yetişmenin gayretinde."
Kurban Bayramı'nın yaklaştığını anımsatan Erdoğan, Kurban Bayramı ile bölgeye gerek et, gerek kurban olarak yardımları ulaştırmanın gayreti içinde olduklarını vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aynı şekilde yine konserve türü yardımlarla oralara ulaşmanın gayreti içerisinde olacağız. Gazze bu noktada gerçekten çok mağdur, çok mahrum. Allah yardımcıları olsun. Gazze'nin bir gün bile kaybedecek zamanı yok. Bunu her platformda dile getiriyoruz. Biz görüştüğümüz her lidere, her muhatabımıza bunu anlatıyoruz. Gazze'deki İsrail saldırganlığı durdurulmalı. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Bölgede kalıcı barışın yolu iki devletli çözümden geçer. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulması en etkin yoldur. Daha fazla yıkımla, bombayla, ölümle varılacak bir yer yok. İsrail vatandaşlarının güvenliğini, her gün onlarca Gazzeli çocuğu, kadını, masumu katlederek sağlayamaz. Bu cinnet halini ne kadar erken terk ederlerse, herkes için o kadar iyi olur."
"ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Hindistan ve Pakistan arasında kronikleşmiş daha çok defa savaş sebebi olmuş Keşmir meselesinde de bir arabulucu görevi üstlenecek mi?" sorusu üzerine, "Bu konuyla ilgili de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." ifadesini kullandı.
Son gelişmelerde Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile her türlü görüşmeleri yaptıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yapabiliriz? Biz size nasıl yardımcı olabiliriz? Bunları kendileriyle konuşarak planladık. Ona göre adımlarımızı attık. Hamdolsun belli bir yere de iş geldi. Sonunda barıştılar. Sükunet ortamı neyse ki sağlandı. Gerilimin yeniden tırmanmaması için meselelerin itidalli bir şekilde ele alınması tarafları çözüme yaklaştırabilir. Türkiye olarak uluslararası kuruluşların da dahil olduğu, insan haklarını temel alan bir yaklaşımla sorunun çözüme kavuşmasını arzu ediyoruz. Taraflardan talep gelmesi halinde biz tabii ki üzerimize düşeni yaparız. Biz barış istiyoruz, iki komşu arasında gerilim olmasın istiyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye'ye 300 milyon doları aşan havadan havaya füze satışına onay verdiğini açıkladı. Bu CAATSA yaptırımlarının aşılması anlamında bir ilk adım mıdır? Devamı gelir mi? F-35 süreci hızlanır mı? Ve onun ötesinde son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye-Amerika ilişkileri açısından işbirliğinin daha da güçleneceği anlamına mı geliyor? Yeni bir döneme mi giriliyor?" sorularına karşılık, şunları kaydetti:
"CAATSA'da şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bir yumuşama var. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile ve Türkiye'ye yeni atanan ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ı kabulümüzde kendisiyle bunları görüştük, konuştuk. Öyle zannediyorum ki CAATSA sürecini de çok daha süratli aşacağız. Bizim iki büyük müttefik NATO üyesi olarak aramızda savunma alanında hiçbir kısıtlama, engel olamaması lazım. Alınan karar, bu bakımdan çok isabetli bir karardır. Stratejik ortaklığımızın ruhuna aykırı olan tüm engellerin kaldırılması, en büyük beklentimiz. Bu yönde atılan her olumlu adım bizim için kıymetli. Devamının geleceğine de inanıyorum. Dostum Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte bu konularda daha açık, daha yapıcı, daha samimi bir iletişime kavuştuk. Savunma sanayiinden ekonomik ilişkilere, bölgesel güvenlikten küresel sorunlara kadar Amerika Birleşik Devletleri ile ortak çıkarlarımız var. İşbirliğimizi her zaman olduğu gibi karşılıklı saygı ve anlayış temelinde devam ettireceğiz. Bölgemizde ve dünyada istikrarın tesisi için Türkiye-ABD ortaklığı hayati öneme sahip. Bu doğrultuda, yapıcı ve sonuç odaklı bir diyalog zemini oluşturmanın gayretindeyiz."