tatil-sepeti

Değişen küresel güç dengesinde yerini sağlamlaştırmayı hedefleyen Türkiye, çok taraflı ticaret ve diplomasi atağını sürdürüyor. 12 Afrika ülkesiyle madencilik, enerji, tarım ve inşaat alanlarında 36 stratejik anlaşmaya imza atan Türkiye, kıta ile ortaklık vizyonunu daha ileri taşımayı planlıyor.

HABER: BARIŞ CABACI

 

Türkiye, son yıllarda dış politikada belirlediği çok yönlü strateji çerçevesinde, Avrupa Birliği (AB), Körfez ülkeleri ve Afrika kıtası ile ticari ve diplomatik ilişkilerini genişletiyor. Özellikle Afrika ülkeleriyle gerçekleştirilen anlaşmaların sayısında ve niteliğinde dikkat çekici bir artış görülüyor. Bu anlaşmalar, sadece ekonomik büyüme odaklı değil, aynı zamanda sosyal kalkınmayı destekleyen uzun vadeli işbirliklerini de içeriyor.

 

9 AYDA 15.8 MİLYAR DOLAR

Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı 2020 yılında 15 milyar dolar seviyesindeyken, 2023’te 20 milyar dolara ulaştı. 2024’ün ilk 9 ayında ise 15.8 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Türkiye’nin Afrika’dan yaptığı ithalat da artarak 2023’te 12 milyar dolara ulaştı. Bu ticaret rakamları, iki taraf arasında karşılıklı güvene dayalı ekonomik ilişkilerin hızla büyüdüğünü gösteriyor. Özellikle madencilik, enerji, tarım ve inşaat sektörleri iki taraf arasındaki ticari ilişkilerde öne çıkıyor. 

 

HEM TİCARET HEM KALKINMA 

Son iki yılda Türkiye, Afrika ülkeleriyle ticaret, enerji, yatırım, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda toplamda 12 ülkeyle 36 stratejik anlaşmaya imza attı. Bu anlaşmaların her biri, Türkiye’nin Afrika kıtasında artan ekonomik ve diplomatik etkisini pekiştiren adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir ay önce Senegal ile yapılan enerji anlaşmasında şu mesajı vermişti: “Afrika ülkeleriyle imzaladığımız anlaşmalar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal kalkınmayı hedefleyen bir işbirliğinin göstergesidir. Türkiye olarak Afrika halklarının yanında olmaya devam edeceğiz.” 

Senegal ile yapılan enerji anlaşması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik projeler ve altyapı geliştirmeyi hedefliyor. Bu anlaşma, iki ülkenin enerji güvenliğini artırmak için ortaklıklarını genişletmesini sağlamanın yanı sıra bölgesel kalkınmaya da önemli katkıda bulunacak. 

 

NİJER’DE MADENCİLİK 2025’TE BAŞLIYOR  

Türkiye, Afrika kıtasındaki işbirliklerini yalnızca ticaretle sınırlamıyor; stratejik kaynaklar üzerinde uzun vadeli ortaklıklar da geliştiriyor. Geçen hafta Nijer ile altın madeni arama ve işletme konusunda önemli bir anlaşma yeniden gündeme geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu anlaşma kapsamında 2025 yılı itibarıyla madencilik faaliyetlerinin başlamasının planlandığını duyurdu. Anlaşma çerçevesinde, Türk firmalarının Nijer’deki altın rezervlerini işletmesi ve bu süreçte teknoloji transferi sağlanması hedefleniyor. Böylece, Türkiye ve Nijer arasında sadece ekonomik değil, aynı zamanda teknolojik bir köprü de kurulmuş olacak. Bakan Bayraktar’ın açıklamalarına göre, bu projeler Nijer’in ekonomik kalkınmasına katkıda bulunurken, Türk maden şirketlerine de yeni fırsatlar sunacak. 

Nijer’deki altın madeni projesi, uzmanlar tarafından yalnızca bir yatırım değil, sürdürülebilir kalkınma ve bölgesel istikrar açısından da kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

 

TÜRKİYE’NİN STRATEJİSİ

Türkiye’nin Afrika kıtasıyla olan ilişkileri, 2000’li yılların başında şekillenen Afrika açılım politikasıyla ivme kazandı. Bugün, Türkiye’nin stratejisi yalnızca ticaret ve yatırımla sınırlı kalmayıp, insani yardımlar, eğitim projeleri ve kültürel işbirlikleri ile de destekleniyor. Türkiye’nin, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) aracılığıyla kıtada gerçekleştirdiği projeler, bu politikaların sosyal boyutunu güçlendiriyor. Son dönemde yapılan anlaşmalar, Türkiye’nin Afrika’ya yönelik yaklaşımının ekonomik kazanımların ötesinde olduğunu gösteriyor. 

 

GELECEK ADIMLAR

Türkiye, önümüzdeki yıllarda Afrika’daki işbirliklerini daha da derinleştirmeyi hedefliyor. Özellikle enerji, tarım, inşaat ve teknoloji alanlarında yeni anlaşmaların gündeme gelmesi bekleniyor. Bu kapsamda, 2025 yılı içerisinde Türkiye-Afrika Ekonomi Forumu’nun düzenlenmesi planlanıyor. 

Forumda, yeni işbirliği fırsatlarının değerlendirilmesi ve mevcut anlaşmaların gözden geçirilmesi hedefleniyor. Türkiye’nin 

Afrika ile ilişkileri, sadece ekonomik kazançlar değil, aynı zamanda küresel arenada yükselen bir güç olarak bölgedeki etkinliğini artırma çabasının bir parçası olarak görülüyor. Türk firmalarının kıtadaki yatırımları büyümeye devam ederken, Afrika ülkeleri de Türkiye ile ortaklıklarından hem ekonomik hem de sosyal olarak kazanç sağlamayı sürdürüyor.

 

KITADA 50 BÜYÜKELÇİ GÖREVDE OLACAK 

2025 yılında Afrika Birliği’ne gözlemci üye olmayı hedefleyen Türkiye, bu doğrultuda kapsamlı çalışmalar yürütüyor. 2008 yılında Afrika Birliği tarafından stratejik ortak olarak kabul edilen Türkiye, 2013’ten itibaren uygulamaya konulan Afrika Ortaklık Politikası ile kıtayla ilişkilerini daha da derinleştirdi. Türkiye’nin Afrika kıtasındaki diplomatik varlığı dikkat çekici bir hızla büyüdü. 2003 yılına kadar Afrika’da sadece 12 büyükelçiliğe sahip olan Türkiye, bu sayıyı dört kat artırarak 44’e çıkardı. Yakın gelecekte büyükelçilik sayısının 50’yi aşması planlanıyor. Ticaret müşavirliklerinde de benzer bir artış gözleniyor. 2003’te yalnızca 4 Afrika ülkesinde ticaret müşavirliği bulunan Türkiye, 2024’ün ilk dokuz ayı itibarıyla bu sayıyı 31’e yükseltti. 

 

BÖLGENİN POTANSİYELİ

Afrika’nın ekonomik gücü ve gelecekteki potansiyeli, uluslararası arenada giderek daha fazla dikkat çekiyor. Trademap verilerine göre, 2024’te kıtanın ekonomik büyüme oranı ortalama yüzde 3.7 olarak öngörülüyor. Ayrıca, Afrika’nın toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) 3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Dünyada en hızlı büyümesi beklenen 20 ülke arasında, 2024’te 11 Afrika ülkesi yer alacak.

 

GELECEĞİN AFRİKASI’NDA AVANTAJLI SEKTÖRLER

Statista verilerine göre, 2030 yılına kadar Afrika’da şehirleşme oranının yüzde 50’ye ulaşması bekleniyor. Bu süreçte enerji, su, ulaştırma ve iletişim sektörleri kıtada öne çıkan alanlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra yenilenebilir enerji, telekomünikasyon, teknoloji ve turizm gibi sektörlerde de büyük bir potansiyel bulunuyor. Afrika’nın nüfus artışı ve ekonomik büyüme eğilimi, 2060 yılında kıtanın orta gelirli sınıfının 1.1 milyara ulaşacağını ve toplam nüfusun yüzde 42’sini oluşturacağını gösteriyor.

 

28 Kasım 2024 Perşembe