Sermaye piyasaları derinleşmeli! KOBİ'lerin finansman ihtiyacına alternatif çözüm

Büyüme hedeflerine ulaşmak için sermaye piyasalarının güçlendirilmesi ve KOBİ’lerin finansmana erişiminin çeşitlendirilmesi kritik önem taşıyor. Sermaye piyasaları, banka kredilerine alternatif uzun vadeli ve uygun maliyetli fonlar sunarak işletmeleri faiz baskısından kurtarabilir. Bu kaynaklara erişim, KOBİ’lerin yatırım ve teknoloji kapasitesini artırırken Türkiye’yi küresel ekonomide daha rekabetçi bir konuma taşıyabilir.

Giriş: 10.10.2025 - 09:13
Güncelleme: 10.10.2025 - 10:09
Sermaye piyasaları derinleşmeli! KOBİ'lerin finansman ihtiyacına alternatif çözüm

Türkiye, sermaye piyasalarını derinleştirerek kOBi’lerin potansiyelini açığa çıkarabilir ve büyüme için yeni bir finansman modeli oluşturabilir. Vergi avantajları, küçük yatırımcı koruması ve uzun vadeli fonlara erişim ile kOBi’ler banka kredilerine bağımlılıktan kurtularak daha sağlıklı büyüme sağlayabilir. Bu adımlar, Türkiye’yi 21. yüzyılın güçlü ekonomik aktörleri arasında konumlandırabilir. Avrupa Birliği’nin 2024’te Mario Draghi liderliğinde hazırladığı “Avrupa’nın rekabetçiliğinin Geleceği” raporu, ABD’nin güçlü sermaye piyasaları sayesinde son 25 yılda Avrupa’nın önüne geçtiğini vurguluyor. Türkiye için bu bulgular hem uyarı hem de fırsat niteliği taşıyor.


Sermaye piyasaları derinleşmeli! KOBİ'lerin finansman ihtiyacına alternatif çözüm

KOBİ’LERİN KREDİLERE BAĞIMLILIĞI AZALMALI

Türkiye’de KOBi’ler finansman ihtiyaçlarının büyük kısmını banka kredileriyle karşılıyor. Ancak faiz oranları ve kısa vadeli borçlanma, çoğu zaman işletmeleri mali baskı altına sokuyor. Hisse senedi, tahvil ve alternatif yatırım araçlarıyla sermaye piyasaları kOBi’lere daha esnek ve sürdürülebilir kaynaklar sunabilir. Uzun vadeli fonlara erişim, sadece nakit akışını rahatlatmakla kalmaz; yatırımları, inovasyonu ve teknolojiye ayrılan bütçeyi de artırır.


VERGİ TEŞVİKLERİ VE YATIRIMCI KORUMASI ŞART

Bu modelde sermaye piyasalarını cazip hale getirmek için vergi avantajları kritik rol oynuyor. Halka arz süreçlerinde KOBi’lere özel vergi indirimleri uygulanabilir. küçük yatırımcıyı koruyan düzenlemeler ise piyasaya olan güveni güçlendirir. Özellikle piyasada oluşan hareketlere karşı daha şeffaf, adil ve güvenli bir yatırım ekosistemi, bireysel yatırımcıların piyasaya katılımını artırabilir.


KALKINMADA SERMAYE PİYASALARININ YERİ

Sermaye piyasalarının derinleşmesi, Türkiye için yalnızca KOBi’ler değil, tüm ekonomi açısından yeni bir kalkınma modeli anlamına geliyor. Bu model; özel sektör yatırımlarını teşvik ederek inovasyon ve teknolojiye kaynak aktarımını destekleyen, bölgesel kalkınmayı hızlandıran ve istihdamı artıran bir mekanizma şeklinde çalışacak. Türkiye, Draghi raporundaki Avrupa’nın eksikliklerinden ders çıkarması durumunda, yeni düzenlemelerle küresel ekonomide daha güçlü bir aktör olabilir.

Sermaye piyasaları derinleşmeli! KOBİ'lerin finansman ihtiyacına alternatif çözüm

FİNANSMAN YETERSİZLİĞİ KÜRESEL SORUN

Prof. Dr. Kerem Alkin, küresel ölçekte KOBi’lerin uluslararası rekabette ayakta kalabilmeleri için kendilerini yenilemek ve yeni kapasite yatırımı gerçekleştirmek için ulaşmaları gereken finansman imkanı açığının 9 trilyon dolara dayandığına dikkat çekerek, “Bu düşündürücü rakam, küresel ölçekte geleneksel KOBi finansman metodu olan bankacılık sektöründen kredi kullanmak suretiyle finansmanın artık yetersiz olduğunu; bu nedenle önde gelen ekonomilerin, bilhassa aralarında Türkiye’nin de yer aldığı yükselen e7 ekonomilerinin KOBi’lerin finansmanı için para piyasası araçlarının yanı sıra sermaye piyasası araçları ve mekanizmalarını derinleştirmeleri gerektiğine işaret ediyor” dedi. Alkin, “ABD’de reel sektörün finansmana erişimi adına sermaye piyasası üzerinden ihraç edilen finans dışı şirket ve firmaların tahvil borçlanma miktarı 3.3 trilyon doları geçti. Bir başka gelişmiş ekonomi piyasası olan Avrupa Birliği’nde aynı rakam 1 trilyon doları zor buluyor. Bu nedenle KOBi’ler için sermaye piyasası kaynaklarından yararlanmak için sadece halka arz ve hisse senedi ihracı değil, aynı zamanda tahvil ihracı yoluyla da kaynak kullanılabiliyor” diye konuştu.


KÜRESEL REKABET İÇİN DAHA FAZLA ROL

Küresel ölçekte KOBi’lerin ticaretin yüzde 90’ını gerçekleştirdiğini belirten Prof. Alkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “KOBi’ler, istihdamın yüzde 50’sini bünyelerinde taşıyor ve GSyH’nin yüzde 40’ını üreterek kıymetli bir katma değer ortaya koyuyor. Toplam finansman imkanının ise sadece yüzde 19’unu kullanıyorlar. Bunda, uluslararası bankacılık kriterleri manzumesi olan Basel II ve Basel III kurallarında, bankaların KOBi’lere kullandırdıkları krediler için daha fazla karşılık ayırmaları zorunluluğu nedeniyle kaynak maliyetini etkin kullanmak adına KOBi’lere kredi verme konusunda çekimser davranmalarının etkisi büyük. Bu temel gerçekten hareketle, dünyanın önde gelen 40 ekonomisinde KOBi’lerin finansmanında sermaye piyasalarının daha fazla rol üstlenmesi elzemdir.”

KURUMSAL YATIRIMCI ÖNEMİ

Alkin, “Sermaye piyasasının derinleşmesinin en temel unsurlarından biri, kurumsal yatırımcıların piyasa işlem hacmine değerli bir katkı sağlamasıdır. Bu nedenle başta bireysel emeklilik fonları olmak üzere hisse senedi fonları, tahvil ve benzeri sermaye piyasası yatırım araçlarına yönelik fonlar ve portföy yönetiminin gelişmesi kritik önemdedir. Bunun yanı sıra profesyonel sermaye piyasası aracılık hizmetinin özendirilmesi de elzemdir” dedi.


YATIRIMCI GÜVENİ GÜÇLENDİRİLMELİ

Prof. Dr. Kerem Alkin, yatırımcı güveninin güçlendirilmesi konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Sermaye Piyasası kurulu’nun bilhassa sosyal medya aracılığıyla yapılan manipülasyonları bertaraf etmesi, yatırımcıyı yanlış yönlendirmeye veya aldatmaya yönelik bireysel ve organize eylemlere karşı yakalama ve cezalandırma süreçlerini hızlandırması ve cezaların misliyle artırılmasına yönelik yeni ve ek düzenlemeler yapılması bir gereklilik olarak öne çıkıyor. yatırımcı mağduriyetini engelleyen geniş kapsamlı düzenleme ve uygulamalar, sermaye piyasası ve Borsa istanbul’a olan güveni artırarak KOBi’lerin sermaye piyasasına açılımını da cesaretlendirecektir.”

KAMU DESTEKLERİ ARTMALI

Alkin, “KOBi’lerin sermaye piyasası kaynak ve imkanlarından yararlanmalarını teşvik edecek vergi düzenlemelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Geçmişte bu yöndeki uygulamalar zaman içinde daralttı. Özellikle bu dönemde vergi teşviklerinin ve kamu desteklerinin artırılması elzemdir” dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN ANAHTARI

ABD’nin derin ve güçlü bir sermaye piyasasına sahip olmasının, ABD ile Avrupa Birliği arasında rekabet, verimlilik ve katma değer üretimi açısından büyük fark oluşturduğuna dikkat çeken Alkin, sözlerini şöyle tamamladı: “Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi dahi bugün ABD’nin ekonomik büyüklüğünün dörtte biri düzeyindedir. kOBi’lerin kolay ve karşılanabilir maliyetle finansmana erişimi, aynı zamanda yatırım maliyetlerini aşağı çeken ve KOBi’leri yeni yatırımlara teşvik eden bir gelişmedir. Bu nedenle sermaye piyasası aracılığıyla KOBi’lerin daha uzun vadeli ve daha makul maliyetle finansmana erişimi, yatırımların ve sürdürülebilir büyümenin de garantisi olacaktır.”

Sermaye piyasaları derinleşmeli! KOBİ'lerin finansman ihtiyacına alternatif çözüm

FİNANSAL OKURYAZARLIK OLMAZSA OLMAZ

İnfo Yatırım Yatırım Danışmanı Tunç Safa Altunsaray, sermaye piyasası araçlarının şirketler için çok geniş bir finansman kaynağı sunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Eurobond, fonlar, hisse senetleri, opsiyonlar, sertifikalar, arzlar, ihraçlar, swaplar, VİOP gibi birçok seçenek sayabiliriz. ABD’deki sermaye piyasalarında şirketler ve bireyler bu ürünlerin tamamından yararlanabiliyor ve finansal okuryazarlıkları genç yaşlardan itibaren gelişiyor.”


Altunsaray, Türkiye’de sermaye piyasalarının derinleşebilmesi için atılması gereken en önemli adımlardan birinin finansal okuryazarlığı artırmak olduğunu vurguladı: “Sermaye piyasasından şirketlerin finansman kaynağı sağlaması için bu ürünlerin bilinmesi ve finansal okuryazarlık bilgi birikiminin olması gerekir. Bu nedenle Türkiye’de atılması gereken kritik adımlardan biri, gerçek ve tüzel kişilerin bu ürünlerden yararlanmasını sağlayacak bilgi birikiminin oluşturulması ve ürünlerin doğru tanıtılmasıdır. Sermaye piyasalarına sadece borsa gözüyle değil, çok geniş bir ürün yelpazesi olarak bakılırsa daha yararlı olacaktır.”


Altunsaray, finansal okuryazarlığın gelişmesiyle yatırımcı sayısının artacağını ve şirketlerin alternatif kaynaklara daha kolay ulaşabileceğini belirterek, şunları ekledi: “Bu adımlar yatırımcı sayısını artırır ve şirketlerin sermaye piyasalarındaki fırsatlardan yararlanarak finansman sağlamasına imkan tanır. Mesela son dönemde PPF fonları mevduatlardan daha fazla getiri sağladı; fakat şirketlerin çoğu kasadaki parayı PPF yerine mevduatta tutmayı tercih etti. Bir başka örnek olarak; şirketler gerekli koşulları sağladıklarında bono ihraç edebilir ve bankalarda ödedikleri faizden daha düşük maliyetle finansman bulabilirler. Ancak Türkiye’deki bono piyasası hâlen ABD’nin çok gerisinde. Bu bilgilerin şirketlerce öğrenilmesini ve doğru şekilde uygulanmasını sağlamak, sermaye piyasalarının gelişiminde kritik rol oynayacaktır.”