Bir kişinin yüzü her şey yolundaymış gibi görünse de, bastırılmış duygular zamanla kaygı veya panik atak gibi ciddi ruh sağlığı sorunlarına dönüşebilir. Penn State Üniversitesi araştırmacıları, bu içsel duyguları tespit edebilen bir giyilebilir sensör geliştirdi.
DUYGUYA DUYARLI TEKNOLOJİ
Bir yara bandı büyüklüğündeki esnek yama, cilt sıcaklığı, nem, kalp atış hızı ve kan oksijen seviyesini izleyerek duyguya bağlı fizyolojik ipuçlarını topluyor. Bu veriler yüz ifadesi analizleriyle birleştirilerek kişinin dışa vurduğu ve gerçekten hissettiği duygular arasında ayrım yapılmasını sağlıyor.
YÜKSEK HASSASİYETLİ YAPI
Cihazın yapısında altın ve platin gibi ince metaller dalgalı tasarımlarla kullanılarak esneklik kazandırıldı. Aynı anda birden fazla sinyali bağımsız şekilde ölçebilen cihaz, su geçirmez katmanlarla da destekleniyor. Bu sayede sıcaklık ve nem gibi ölçümler hassasiyetle yapılıyor.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ
Sensör tarafından toplanan veriler, kablosuz olarak telefona ya da bulut sunucusuna aktarılıyor. Geliştirilen yapay zekâ modeli, hem canlandırılan hem de gerçek duyguları yüksek doğrulukla tespit edebiliyor. Laboratuvar testlerinde taklit edilen altı yüz ifadesi %96’nın üzerinde başarıyla tanındı; gerçek duygular ise %89 oranında doğru kategorize edildi.
RUH SAĞLIĞI İÇİN UMUT
Cihaz, kaygı ve depresyon gibi sorunların erken teşhisinde büyük potansiyele sahip. Özellikle duygularını ifade etmekte zorlanan bireyler için izleme sağlayarak ruh sağlığına yönelik daha erken ve kişiselleştirilmiş destek sunabilecek.
GENİŞ KULLANIM ALANI
Sistem, sözel olmayan hastaların takibi, demans belirtilerinin izlenmesi, opioid doz aşımı uyarıları, kronik yara yönetimi ve nörolojik hastalıkların takibinde de kullanılabilir. Bu yönüyle yalnızca bireysel değil, sağlık sistemleri açısından da çığır açıcı olabilir.
KRİTİK BİR ADIM
Araştırmacılar, bu teknolojinin hem mevcut sağlık sisteminde boşlukları kapatabileceğini hem de artan toplumsal stres ortamında duygusal sağlığın korunmasına yönelik erken uyarı sağlayabileceğini belirtiyor. Proje, hâlâ geliştirme aşamasında olsa da, geleceğin kişiselleştirilmiş ruh sağlığı uygulamalarına kapı aralıyor.