tatil-sepeti

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU

Fransa’da 1867 yılının nisan-ekim ayları arasında Champs de Mars’da 167 dönümlük bir arazi üzerinde kurulan Paris Evrensel Sergisi, Osmanlı Devleti’nin katıldığı ilk fuar olarak tarihe geçer. Fuara, III. Napolyon’un daveti üzerine Sultan Abdülaziz Han da katılır. Sultan Abdülaziz ve beraberindekiler, Paris’te yeni imal edilen makinelerin görücüye çıktığı sergiyi gezerler. Osmanlı sultanı, meşhur sanayi sergisini gezerken ilginç bir makine görür. Çember şeklinde bir cetvel ve önünde asılı kadife kaplı bir toptan meydana gelen makinenin önünde durur.
Bu makine, günümüz lunaparklarında da görülen, topa atılan yumrukla kol kuvvetinin ölçüldüğü ilkel bir makinedir.

KOL KUVVETİNİ ÖLÇER

Türklere sözde hakaret amacıyla yapılan makinenin adı Türk kafasıdır. Fuarı gezenler bu makine ile kol gücünü denerler. Dikiş makinelerinin ayaklı olanlarının ilk defa yapıldığı bir dönemde bu sergiyi dolaşan Sultan Abdülaziz, aslında kol kuvvetini ölçen bir dinamometreye rastlar. Sultan Abdülaziz’i üzen nokta ise şu olur: Üstü kırmızı bir bezle örtülü ve bir yaya bağlı kafaya vurulunca yay, kendine bağlı ibreyi yükseltir. Bu ibrede üzerinde müteharrik olduğu cetvelin üzerin-deki rakamların birinin hizasında durur ve böylece vuruşun sıkletini gösterir. Yumruğun vurulduğu yere de Türk kafası denir.

HALİL PAŞA’NIN YUMRUĞU

Sultan Abdülaziz bunun farkına vardığında Halil Paşa’ya, “Şunlara Müslüman Türkün kolunun kuvvetini göster” emrini verir. Makine Halil Paşa’nın yumruğu vurmasıyla birlikte dağılır, ibre cetvelden fırlayarak pervane gibi havada uçar. Fuar ziyaretçileri bu vuruşu merakla seyreder.

AVRUPALI KAFASI

Olaya tanıklık eden bir İngiliz yaver, “Bu Türk kafası değil, Türk’ün kafasına vurulmaz. Bu ancak Avrupa kafasıdır ki, bir vuruşta dağıldı” demekten kendini alamaz.

27 Nisan 2017 Perşembe

Etiketler : Gündem