HABER: ZEYNEP DERELİ
Öğrenme devrimi: Eğitimle değil öğrenme şeklimizle yaşanıyor
Dünyanın her yerinde örgün eğitim sistemlerinin verimliliği ve teknoloji ile nasıl değişmesi gerektiği konuşuluyor.
Hali hazırda kullanılan öğretim metodolojileri miyadını dolduruyor ve yeni eğitim metodlarına ihtiyaç doğuyor. Çözüm arayışı içinde teknoloji giderek daha da belirgin bir rol oynuyorters yüz sınıf, online eğitim ve mobil öğrenme bunlara birkaç örnek.
Sıklıkla ‘eğitim devrimi’ni konuşuyoruz.
Milli Eğitim Bakanlıkları geleneksel yapılarından ötürü biraz daha yavaş olsalarda girişimci eğitim kurumları örgün eğitimi yeniden planlanmaya başladı. Ancak dünyada ebeveynler ve eğitim bürokrasisi yapıcı yıkımdan biraz uzak durmaya devam ediyor.
Eğitim, öğrenme yolumuzla değişecek
Gerçek değişiklikler ve yapıcı yıkım genellikle ‘aşağıdan’ yukarıya doğru gelir. Bireyler iş yapış şekillerini değiştirir ve kanun yapıcılar onlara ayak uydurmak zorunda kalır. 21. yüzyılda yeni teknolojiler yaşam tarzımızdan, kültürümüze birçok konuda büyük değişiklikler getirdi. Bu değişim hızlanarak devam ediyor.
Değişimden kaçılamayacağını yüzyıllar öncesinde Heraclitus’un söylediği şu ünlü söz bizlere hatırlatıyor: “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. ”Eğitimde de devrim, örgün eğitim kurumlarının değişimi ile değil, bu hizmetten faydalanan gençlerin öğrenme şekillerinin değişimi ile olmaya başladı. Her çağın kendine has dinamikleri mevcut… Öğrenme modelleri de bu dinamiklere göre şekil alıyor. Yeni çağın öğrenme modeli ise bireyselleştirilmiş öğrenme.
Bu değişimlere ayak uydurmak için eleştirel düşünme, takım çalışması, doğru bilgiyi bulma, zorlu sorunları çözme, yaratıcı düşünme ve duygusal zekamızı geliştirme becerilerine sahip olmamız gerekiyor. Bu becerileri geliştirmek mümkün ancak doğru eğitim yöntemleriyle. Bunun farkında olan gençler ilgi alanlarına uygun eğitimlere online platformlar üzerinden erişiyorlar.Çünkü 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek için geleneksel eğitim metotlarından yararlanmak ne yazık ki mümkün değil.
Tek tip insan yetiştirmek üzere kurulan, yaratıcılığı değil ezberciliği ödüllendiren geleneksel eğitimden çıkarak; her bireyin kendi kendisini geliştirebileceği, birbirinden öğrenmenin sağlandığı, öğretmen ve eğitimcilerin koç/kolaylaştırıcı oldukları eğitim modellerine geçmek gerekiyor.Örgün eğitim kurumları değişimin hızına yetişemediği için gençler öğrenim ihtiyaçlarını çoğunlukla okul dışında gideriyor.
Öğrenme devrimi evde gerçekleşiyor
Gittikçe daha fazla insan kendi kendine öğretim için yeni teknolojiler kullanıyor. Örneğin, dil öğrenmeye bakalım. 100 milyondan fazla insan bugün dünyada dil öğreniyor ve sadece bunların bir kısmı geleneksel sınıf içi yöntemleri kullanıyor. Büyük bir çoğunluk ise yeni nesil öğrenme araçlarını kullanıyor. Teknoloji aslında yeni talep üretmiyor sadece hizmet alım şekillerini çeşitlendiriyor ve genişletiyor.
Eğitim hizmeti alımında ki seçenekler çok çeşitli ve nefes kesici bir hızla değişiyor. Örneğin sadece dil öğrenme konusunda sanal sınıflar, görüntülü sohbet yoluyla ders, sanal topluluklar, video ile öğrenme, yapay zeka ile kelime haznesini geliştirme seçeneklerden sadece birkaçı.
Kesin olan tek bir şey var, ilgi muazzam ve internetten özellikle de akıllı telefon üzerinden öğrenme gittikçe büyüyor. Dil öğrenimi, bireysel öğrenme eğiliminin bir göstergesi. Aslında bizler henüz fark etmesek bile eğitimde devrim oldu. Bundan sonra örgün eğitimin bu devrimi yakalaması gerekiyor.