OECD VE FAO’YA GÖRE Doğu Avrupa’da tarım Türkiye ile büyüyecek

OECD ve FAO, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki tarımsal ve balık üretiminin net değerinin 2033’e kadar 2021-2023 dönemine kıyasla yüzde 7 artacağını tahmin ediyor. Doğu Avrupa’da üretimdeki büyümeye yüzde 25 ile Türkiye’nin liderlik edeceği de öngörülüyor.

Giriş: 08.07.2024 - 11:20
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), bu yıl 20’ncisi hazırlanan ve 2024-2033 yıllarını kapsayan Tarımsal Görünüm raporu yayımlandı. Buna göre, son 20 yılda özellikle düşük ve orta gelirli ekonomilerdeki nüfus ve gelir artışına bağlı olarak tarımsal ürün tüketimi arttı. Teknoloji ve inovasyondaki ilerlemeler ve doğal kaynak üretimindeki büyümeyle bu ülkeler üretimlerini de hızla artırırken, tarımsal üretim ve tüketim noktalarının kayması, uluslararası tarım ticaret modellerinde değişikliğe yol açtı.

 

KÜRESEL TÜKETİM

 

Rapora göre, tarım ticaret modellerindeki değişikliklerin etkisiyle küresel tarım ve balıkçılık ürünleri toplam tüketiminin, büyük ölçüde düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere, gelecek 10 yıl içinde yıllık yüzde 1 büyümesi bekleniyor. Küresel gıda tüketiminin ise nüfus ve gelir artışına bağlı olarak yıllık yüzde 1.2 artacağı hesaplanıyor. Çoğu bölgede, hayvansal kaynaklı gıdaların payının artması ve hayvancılık üretiminin genişlemesi, bu büyümeye bağlı olarak da ürünlerin yem olarak kullanımındaki büyümenin doğrudan gıda kullanımındaki artışı geride bırakması bekleniyor.

 

HİNDİSTAN’IN ETKİSİ 

 

Küresel gıda ve tarımsal tüketimin büyümesinde Çin’in ağırlıklı etkisi ise giderek azalıyor. Çin’in son 10 yılda küresel tüketim artışında yüzde 28 olan payının gelecek 10 yılda yüzde 11’e düşeceği tahmin ediliyor. Bu düşüşte ülkedeki beslenme alışkanlıklarının oturması, daha yavaş gelir artışı ve azalan nüfusun etkili olması bekleniyor. Küresel tüketimde Çin’in azalan etkisine karşın, artan kent nüfusları ve refah düzeylerine bağlı olarak, Hindistan ve Güney Doğu Asya ülkelerinin paylarının gelecek 

10 yılda büyüyeceği ve 2033 itibarıyla küresel tüketim artışının yaklaşık yüzde 31’ini oluşturacağı tahmin ediliyor.

 

AVRUPA’DAKİ YAVAŞLAMA

 

Rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 12’sinin yaşadığı ve Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinin küresel gıda ve tarımsal üretimdeki payı 2033 itibarıyla yüzde 14 azalabilir. Bu düşüşte, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Ukrayna’nın üretim kapasitesinin zarar görmüş olması ve Avrupa Birliği’nin (AB) sürdürülebilirlik konusuna odaklanması etkili olabilir. Bu kapsamda bölgenin tarımsal ve balık üretiminin net değerinin 2033’e kadar 2021-2023 dönemine kıyasla sadece yüzde 7 artacağı hesaplanıyor. Bu oran, son 10 yılda görülen büyümenin yarısından daha az ve Avrupa’da üretimdeki önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor.

 

TÜRKİYE’DEKİ ARTIŞ 

 

Rapora göre, Ukrayna’nın 2033’e kadar tarihi üretim kapasitesine ulaşılacağı varsayılsa da bölgedeki toparlanmanın yavaş olması beklenirken, Doğu Avrupa’da üretim-deki büyümeye yüzde 25 ile Türkiye’nin liderlik edeceği öngörülüyor. Türkiye’yi ise yüzde 7 payı ile Rusya’nın takip etmesi bekleniyor. Batı Avrupa’da üretim artışının 2033’e kadar sadece yüzde 1.6 seviyesinde kalacağı ve Orta Asya’da Kazakistan’daki hızlı genişlemenin etkisiyle yüzde 24’lük bir büyüme görüleceği tahmin ediliyor.

 

ULUSLARARASI TOPLUM 2030’DA DA ‘SIFIR AÇLIK’ HEDEFİNDEN UZAKTA

 

Rapora göre, orta gelirli ülkelerde kalori alımının büyük ölçüde temel gıda maddeleri, hayvansal ürünler ve yağların daha fazla tüketilmesi nedeniyle 10 yılda yüzde 7 artması bekleniyor. Düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 4 olarak öngörülen bu oran, uluslararası toplumun 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında ‘sıfır açlık’ hedefine ulaşamayacağını gösteriyor. Ayrıca, bu ülkelerdeki gelir kısıtları, hayvansal ürünler, balık ve su ürünleri, sebze ve meyvelere dayalı daha besleyici ve protein açısından zengin diyetlere geçişi engellerken temel gıdalara olan bağımlılığın sürmesine yol açıyor.

 

GIDA İSRAFININ YARIYA İNDİRİLMESİ NELERİ SAĞLAR?

 

OECD-FAO görünümüne göre, gıda israfının 2030’a kadar yarıya indirilmesi, dünyada tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 4 ve yetersiz beslenen insan sayısının 153 milyon azaltılmasını sağlayabilir. Gelecek 10 yılda uluslararası referans gıda fiyatlarında ise hafif bir düşüş öngörülüyor. Ancak bu durum yerel perakende gıda fiyatlarına yansımayabilir. 

 

Uluslararası referans fiyatlarındaki olası değişimler, enflasyon, lojistik ve işleme maliyetleri nedeniyle yerel perakende fiyatlarında aynı şekilde görülmeyebilir.

 

Bu nedenle yerel koşulların bu şekilde kötüleşmesi, geçim kaynaklarını zorlayabilir ve hassas durumdaki tüketicilerin gıda güvenliğini tehdit edebilir.