tatil-sepeti

Kaliforni-ya’da Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda (LLNL) Ulusal Ateşleme Tesisi’nde son füzyon deneyi başarıyla tamamlandı.

Kaliforni-ya’da Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda (LLNL) Ulusal Ateşleme Tesisi’nde son füzyon deneyi başarıyla tamamlandı. Çığır açan bu deneyle ileride ısınma ve aydınlanma tamamen nükleer füzyon enerjiden sağlanacağı gibi dünya sonsuz temiz enerji kaynağına sahip olacak.

 

AYŞE BAŞAK 

 

Amerikalı araştırmacılar, nükleer füzyonu hayata geçirme, bu yolla enerji elde etme konusunda büyük bir adım attı. Tüm dünyadan birçok bilim insanının çalıştığı alanda adeta bir yarış var ve atılan her başarılı adım büyük, küresel bir heyecan yaratıyor. Kaliforniya’da Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndaki (LLNL) Ulusal Ateşleme Tesisi’nde gerçekleştirilen son deney, çığır açacak nitelikte. Çünkü nükleer füzyon, temiz enerji üretimi için gerçekleştirilmeye çalışılan önemli bir hedef. 

 

60 YILLIK ÇALIŞMA

 

Laboratuvarın Direktörü Dr. Kim Budil, gelişmeyi tarihi bir başarı olarak ilan etti ve 60 yıl boyunca binlerce bilim insanının katkıda bulunduğu çabaya vurgu yaparak, gelinen son aşamanın büyük bir vizyon gerektirdiğini söyledi. Özet olarak, ilk kez bir araştırma ekibi yaptıkları deneyde işlemi gerçekleştirmek için gereken enerjiden daha fazlasını üretmeyi başardı.

 

Nasıl mı? Karabiber tanesi büyüklüğünde bir kapsüle eser miktarda hidrojen koyup, 192 ışınlı güçlü bir lazerle hidrojen yakıtını ısıtıp sıkıştırarak. Son derece güçlü olan lazer, deney kapsülünü 100 milyon santigrat dereceye kadar ısıttı, yani güneşin merkezinden daha sıcak hale getirdi. Bununla da kalmadı, deneyin ölçeği içinde atmosferimizin 100 milyar katından daha fazla sıkıştırdı. Bu gücün altında kapsül patlayarak hidrojen atomlarını birleşmeye zorladı ve enerji açığa çıktı. Böyle tasvir edince akılda devasa bir enerji şekillense de açığa çıkan enerji, şimdilik evdeki kettle’ı birkaç kez kaynatacak kadar.

 

3.5 MİLYAR DOLAR

 

Ateşlemenin gerçekleşmesi, füzyon enerjisinin yolunu açmasının yanı sıra yeni bir araştırma alanının kapısını da aralıyor. Ulusal Ateşleme Tesisi deneyinin maliyetinin 3.5 milyar dolar olduğunu da belirtelim. Yani nükleer füzyon, ucuz bir teknoloji değil. En azından bu aşamada. Fakat temiz enerji potansiyeli, iklim değişikliğine yönelik potansiyel katkısı ve elbette enerji kapasitesi bu ucuz olmayan teknolojinin önünü açıyor. Füzyon teknolojisinin işe yaradığını gösteren deney tekrarlanacak, gelişecek ve ürettiği enerji miktarı artacak.

 

TEMİZ ENERJİ İÇİN

 

Nükleer füzyon, birleşmeye zorlanan iki hafif atom çekirdeğinin daha ağır bir çekirdek oluşturmasıyla gerçekleşiyor. Füzyon, günümüzün nükleer santrallerinde kullanılan ağır atomların parçalandığı, sonucunda çok fazla atık ortaya çıkan nükleer fisyon işleminin tam tersi. 

 

Nükleer füzyon gerçekleşse hem daha fazla ve sera gazı salınımsız enerji üretecek hem de fisyona kıyasla kısa ömürlü radyoaktif atık üreteceği için çok daha temiz bir enerji olacak. 

 

DAHA GİDİLECEK YOL VAR

 

Nükleer füzyonla enerji üretimi henüz çok yakın görünmüyor ama tüm dünyadan bilim insanlarının ortak araştırma çabası ve bu süreç için yapılacak kolektif yatırım neticesinde her şey yolunda giderse birkaç on yıl sonunda bir enerji santralinin hayata geçirilebileceği yönünde bir vizyon var. Yani nükleer füzyonun evlerimizi ısıtma ve aydınlatmada kullanılması için daha gidilecek çok yol var. 

 

 

 

 

Genetik değişim teknolojisiyle kansere çözüm aranıyor

 

Tedavisi olmayan kanser türleri için yeni bir tedavi umudu gündemde. Bilim insanları, bağışıklık sistemi merkezli yeni bir kanser kürünü denediğini duyurdu. Deneysel tedaviye 16 hasta katılıyor ve her birine şahsi bir tedavi modeli uygulanıyor. Buluş ve uygulanan deneyler başarılı olursa kanser tedavisinde çığır açılabilir. Deneysel tedaviye halihazırda kullanılan diğer tedavi ve ilaçların işe yaramadığı kolon, göğüs ve akciğer kanseri hastaları katılıyor. Deneysel tedavide büyük çaplı bir genetik manipülasyon yapmaya yarayan genetik değişim teknolojisi Crispr kullanılıyor. 

 

Bilimsel deneyde tedavi, hastaların bağışıklık sisteminin yeniden düzenlenip tümöre saldıracak şekilde tasarlanmasına dayanıyor. Gönüllü 16 hastanın her biri için şahsi bir tedavi geliştiriliyor ve tedavisi olmayan tümörlerindeki en zayıf nokta hedef alınıyor. Çalışmanın merkezinde bağışıklık sistemindeki T hücreleri var. T hücreleri, vücutta tıpkı devriye görevine çıkar gibi dolaşarak anormal hücreleri, enfeksiyonları tespitle görevliler ve tespit ettikleri potansiyel kanser hücrelerini reseptör denilen bir protein kullanarak işaretliyor. Fakat kanseri belirlemek T hücreleri için her zaman kolay olmuyor. İşte bu deneysel tedavi, T hücrelerini güçlendirme, sayılarını artırma ve daha işlevsel hale getirmeyi hedefliyor.  

 

5 HASTADA İLERLEME

 

Araştırma ekibi üyesi California Üniversitesi’nden bilim insanı Antoni Ribas, deneyin kişiye özel kanser tedavisi çalışmalarında devasa bir adım olduğunu söylüyor. Çalışma bu aşamada uzun zaman alıyor ve pahalı ama her iki açıdan da gelişeceği öngörülüyor. Deneye katılan 16 hastanın 11’inde hastalık hâlâ ilerliyor, 5 kişi de ise ilerleme durdurulmuş.  

27 Aralık 2022 Salı