tatil-sepeti
tatil-sepeti

Nükleer enerjiye güçlü dönüş

Brüksel’de gerçekleştirilen 1. Nükleer Enerji Zirvesi’nde bir araya gelen 30’un üzerinde ülke temsilcisi, mevcut nükleer reaktörlerin ömrünün uzatılması ve yatırımları finanse edecek koşulların sağlanması konusunda anlaştı.

Giriş: 01.04.2024 - 10:32
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Ülkeler, yeni nükleer enerji santrallerinin inşası için birlikte çalışmayı da taahhüt etti.

 

ŞEREF KILIÇLI

 

Nükleer enerji, 1789 yılında uranyumun keşfi ile başlayan ve 1934 yılında atomun parçalanması ile devam eden süreçte dünya gündeminde yer almaya başladı. Diğer birçok teknolojik gelişmede olduğu gibi önce askeri ve savunma sanayi amaçlı başlayan çalışmalar, daha sonra ticari olarak devam etti. Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santrali ise Calder Hall’da (İngiltere) kurularak 17 Kasım 1956’da işletmeye alındı. Süreç içinde birçok ülke, nükleer enerjiden faydalanılması yönünde yoğun çalışmalar gerçekleştirdi ve bu çalışmaların neticesinde atomların parçalanması sonucu açığa çıkan ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürecek sistemler geliştirildi.

 

ARZ GÜVENLİĞİ

 

Ticari alanda nükleer santrallerin kurulumu, 1973 petrol krizi ile birlikte hızlandı. Petrol ve diğer hidrokarbon kaynaklarına sahip olmayan ülkeler, bu kaynaklara bağımlılıklarını azaltmak ve enerji arz güvenliklerini temin etmek için nükleer santrallere yöneldi. Nükleer santraller tüm dünyada hızlı bir şekilde işletmeye alınırken, 1979 yılında ABD’de yaşanan Three Mile Island (TMI) ve 1986 yılında Sovyetler Birliği’nde (bugün Ukrayna sınırları içinde) yaşanan Çernobil kazaları nedeniyle görece bir yavaşlama olsa da kurulmaya devam etti. Bu kazalardan çıkarılan dersler ışığında, tüm dünyada daha güvenli nükleer santrallerin kurulması ve işletilmesi için hem idari hem de teknik açıdan gelişmeler yaşandı. Günümüzde, 32 ülkede 439 nükleer reaktör faaliyet gösteriyor ve nükleer enerji küresel elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’nu karşılıyor. Ayrıca 61 reaktör de inşaat halinde.

 

NÜKLEER BİLDİRİSİ

 

Paris İklim Anlaşması’ndaki, küresel sıcaklık artışını 1.5 dereceyle sınırlandırma ve 2050’ye kadar sera gazı emisyonlarını sıfırlama hedefi de nükleer enerjiye ilgiyi artırmış durumda. Nitekim Avrupa Birliği’nde (AB) nükleer enerji yanlısı ülkeler, bu alandaki yatırımların yeniden canlandırılması için adımlar atmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda, dünyanın dört bir yanından 30’dan fazla ülkenin temsilcileri, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve Belçika hükümetinin ev sahipliğinde Brüksel’de gerçekleştirilen 1. Nükleer Enerji Zirvesi’nde bir araya geldi. Türkiye’yi zirvede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil etti. Zirvenin sonunda yayımlanan Nükleer Enerji Ortak Bildirisi’nde ise ülke temsilcileri mevcut nükleer reaktörlerin ömrünün uzatılması, yatırımları finanse edecek koşulların sağlanması ve yeni nükleer enerji santrallerinin inşası için birlikte çalışmayı taahhüt etti. Bildiride, küçük modüler reaktörlerin (SMR) kurulmasında da işbirliği yapılacağı vurgulandı.

 

KÜRESEL ISINMA

 

Zirvenin açılışında konuşan Belçika Başbakanı Alexander De Croo, nükleer enerjinin net sıfır emisyon hedefini 2050 yılına kadar yakalamak için önemli bir rol oynayacağını söyledi. İklim değişikliğinin sonuçlarının giderek daha görünür hale geldiğine dikkati çeken De Croo, “Küresel ısınmayla mücadele etme konusunda zaman kaybedemeyiz” dedi. De Croo, sürdürülebilir büyüme için hızlı, güvenli ve karbon nötr enerjiye ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, enerji karışımında nükleerin de gerektiğini belirtti. “Belçika en genç nükleer enerji santrallerinin faaliyet sürelerini 10 yıl daha uzatma kararı aldı” diyen De Croo, küçük modüler reaktör 

Ar-Ge çalışmalarına 100 milyon Euro yatırım yaptıkları bilgisini de verdi.

 

ENERJİ KRİZİ

 

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Mariano Grossi ise konuşmasında, ilk Nükleer Enerji Zirvesi’ni düzenlemekten mutluluk duyduklarını belirterek, nükleer enerjinin ticari olarak kullanılması üzerinden 70 yıl geçtikten sonra liderler seviyesinde ilk toplantının yapıldığına dikkati çekti. Bir enerji krizi yaşandığını söyleyen Grossi, bunun aşılması için nükleer enerjinin zaruri olduğunu vurguladı. Grossi, “Nükleer enerji, dünyadaki temiz enerjinin dörtte birini, Avrupa’daki temiz enerjinin de yarısını sağlıyor. Buna rağmen nükleer enerjiye daha fazla ihtiyaç var” dedi. Enerji sistemlerini mümkün olan en kısa sürede karbondan arındırmak için mevcut bütün karbonsuz kaynakların kullanılmasının önemine işaret eden Gross, uluslararası finans kurumlarının nükleer projelere finansman sağlaması gerektiğini de söyledi.

 

AB ENERJİ ÜRETİMİNİN OMURGASINI NÜKLEER OLUŞTURACAK

 

Avrupa Birliği’nde nükleer enerji konusunda farklı görüşler olduğunu belirten AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, nükleer teknolojilerin temiz enerjiye geçişte önemli bir rol oynayabileceğine inandığını söyledi. Leyen, “Nükleer enerjinin dünya çapında hidroelektrikten sonra ikinci en büyük düşük emisyonlu elektrik kaynağı olduğunu unutmayalım. Ülkeler, enerji güvenlikleri için ithal fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını azaltmanın yollarını arıyor. Rekabetçilik açısından nükleer enerji, elektrik fiyatları için de güvenilir bir çıpa sağlayabilir. Net sıfır emisyona giden yolların çoğunda, nükleer enerji açık bir yer tutuyor. AB Komisyonu projeksiyonlarımız, yenilenebilir enerji kaynaklarının çoğunluğunun nükleer enerjiyle tamamlandığını ve 2050 yılına kadar AB enerji üretiminin omurgasını oluşturacağını da gösteriyor” dedi.

 

FRANSA ARTIRACAK, ALMANYA 2023’TE KAPATTI

 

AB Komisyonu, nükleer enerjiyi her ne kadar ‘yeşil yatırım’ kapsamına alsa da bu konuda özellikle Fransa ve Almanya arasındaki görüş ayrılıkları devam ediyor. Toplam 56 reaktörle Avrupa’da birinci sırada yer alan Fransa, elektrik üretiminin yüzde 70’ini nükleer enerjiden sağlayabiliyor. Fransa ayrıca, 2050 yılına kadar 6’sı kesin ve 8’i tercihe bağlı olmak üzere 14 yeni nükleer reaktör inşa edeceğini açıkladı. Nükleer enerjiden vazgeçme politikası uygulayan Almanya ise 2023’te kalan son 3 nükleer enerji santralini de kapattı. Nükleer enerji macerası 1961’de Kahl reaktörünün devreye alınmasıyla başlayan Almanya’da, elektrik üretiminde nükleer santrallerin payı 2022’de yüzde 6’ya kadar düşmüştü.

 

 

SMR’LER İÇİN ENDÜSTRİYEL İTTİFAK

 

Brüksel’deki 1. Nükleer Enerji Zirvesi’nde de gündeme getirilen küçük modüler reaktörler (SMR) konusunda Avrupa Birliği (AB) özel bir çalışma yürütüyor. AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, geçtiğimiz şubat ayında nükleer enerji alanında Avrupa’da küçük modüler reaktörlerin 2030 yılına kadar kurulmasını sağlamak için endüstriyel bir ittifak kurmaya karar verdiklerini açıkladı. Simson, ittifaka katılacak ülkelerin en yüksek nükleer güvenlik ve çevre standartlarına uyacağını da belirtti. Dünya çapında yaklaşık 70 SMR konsepti geliştirilme aşamasında. Bunlar geleneksel nükleer santrallere göre daha küçük boyutlarda tasarlanıyor. SMR’ler 10 ila 300 megavatsaat arasında elektrik üreten nükleer reaktörler olarak tanımlanıyor.