HABER: ŞEREF KILIÇLI
Türk makina sektörü, istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Küresel makina ihracat pazarının 2023 yılında yüzde 1 daralmasına rağmen Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makina ihracatı yüzde 11 artarak 28.1 milyar dolar seviyesine yükseldi. En fazla ihracatı yapılan 3 ürün grubu; evsel ve endüstriyel soğutma makinaları, içten yanmalı motor ve aksamı ile inşaat ve madencilik makinaları olurken, sektörün kilogram başına ihracat fiyatı ortalaması da 6.2 dolardan 7.2 dolara çıktı. Türkiye’nin bu alandaki önde gelen pazarları arasında Almanya, Rusya, ABD, İtalya ve Birleşik Krallık yer alıyor. 2024 ihracat hedefi de 30 milyar dolar olarak belirlendi. Sektörün, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile entegrasyona erken başlamanın avantajını da önümüzdeki süreçte değerlendirmesi bekleniyor.
İTO’DA SEKTÖR TOPLANTISI
Sektörün büyüyen hedefleri işbirliği mekanizmalarını da güçlendiriyor. İstanbul Ticaret Odası Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi ile Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi, ‘KOBİ’lerde Nitelikli Çalışan İhtiyacı ve Finans Çözümleri’ konulu müşterek sektör toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın yaptığı toplantıya, makina sektörü temsilcileri katıldı. İTO Meclis Üyesi Doç. Dr. Ayhan Etyemez’in oturum başkanlığındaki sunum bölümünde, HRPeak CEO'su Burhan Koca ile 3. Göz Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Baydar bilgi ve tecrübelerini paylaştı. İTO Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Büyükdede de toplantının katılımcıları arasında yer aldı.
Makina sektörünün hem yüksek katma değer hem de ihracat açısından büyük bir kapasiteye sahip olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan, şöyle konuştu: “Sektör, nitelikli insan kaynağı ihtiyacı ve modernizasyon konusunda atılacak adımlar için de önemli bir adres. Makinaların verimliliği ve teknolojik seviyeleri genel itibariyle ekonominin tümündeki rekabet gücünü belirleyen göstergeler arasında. Ayrıca makina sektörü ülkemizin topyekun kalkınmasında kritik bir role sahip. Türkiye’nin ihracatının geldiği yerde de büyük katkısı var. Sektör, 1990 yılından bu yana üretim bazında her yıl yaklaşık yüzde 20 oranında büyüme gerçekleştirdi. Büyük çoğunluğu KOBİ düzeyinde olan firmalarımız her türlü makina ve makina aksamları ile parçalarını üretebilecek kapasiteye de sahip.”
KÜMELENME MODELİ
Yeşil dönüşüm sürecinin sektörlerin geleceğini de şekillendirdiğine dikkat çeken Atılgan, “Ar-Ge yatırımlarını artırarak yeni teknolojilerin ve ürünlerin adresi olma yolunda hareket etmeliyiz. Tüm bunları gerçekleştirirken finansman ihtiyacı sektör açısından en önemli konulardan birini oluşturuyor. Üretimdeki ölçek meselesi ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacı da öncelikli gündemler arasında. Bu meseleleri aşmaya yönelik en önemli araçlardan biri de sektörel kümelenme. Firmaların kendi alanında kümelenmeleri ve güç birliği oluşturmaları; finansmana erişim, rekabet gücü ve istihdam gibi konularda önemli sonuçların ortaya çıkmasına vesile olabilir” dedi.
DOĞRU MODEL KULLANILMASI FİNANS ÇÖZÜMÜ GETİRİR
Firmaların kendi içlerinde nasıl finansman çözümleri oluşturabileceği konusunda 3. Göz Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Baydar, şu tavsiyelerde bulundu: “KOBİ’lerin seri üretim gücü ve kısa sürede mal teslim edebilmesi büyük avantaj. Ancak satın almada uygun vadede hammadde tedariki yapılamıyorsa finans sıkışıklığı olacak demektir. Yani satın almada vade doğru yönetilmeli. Ayrıca satın almada hammaddeyi uzun vadeli almak da yeterli değil. Çünkü müşteriden tahsilat yapana kadarki giderlerin karşılanması için de kaynağa ihtiyaç var. Bu noktada finansman birimi risklere karşı uyarmalı. Seri imalat maliyeti düşürür fakat stokta beklerse maliyet oluşturur. Mamulü müşteriye satma sürecinde, stokta minimum bekletilmeli. Stok devir hızına sürekli bakılmalı. Ayrıca stok devir hızı artırılmalı. Doğru satın alma ve stok yönetimi maliyeti düşürür. Pazarlamanın başarılı olması ise doğru hedef kitleyi sağlar.”
Halka arzların da önemli bir finansman modeli olduğunu belirten Baydar, “Halka arzı sadece hisse senedi satışı olarak düşünmeyin. Halka arzın arkasından gelebilecekler de hesaba katılmalı. Global iş ortaklıkları, know-how ticareti, uluslararasılaşma gibi önemli artıları da var. Ardından gelebilecekleri düşündüğünüzde, halka arz bir giriş kapısı” dedi.
‘RUHSAL VARLIK YÖNETİMİ’NE DE ÖNEM VERİLMELİ
Firmaların, ‘Ruhsal Varlık Yönetimi’ diye tabir ettiği konuya gerekli önemin verilmesi gerektiğini vurgulayan Hikmet Baydar, “Ruhsal Varlık Yönetimi meselesi tüm firmalarda görülen ortak bir mesele ve mutlaka çözülmeli. Çünkü bu meselenin ardından finansman geliyor. Ruhsal Varlık Yönetimi, insan kaynaklarını dinamik tutmak, geleceğe hazırlamak ve yenilik üretmek için çok önemli bir unsur. Çalışanların tamamına ortak bir hedef vermek ve onlara farklı olduklarını hissettirmek gerekiyor. Mesela bir firmada satış başarılıysa, üretim, finansman, pazarlama, satın alma yani diğer unsurlar da başarılıdır. Hepsi birbirini etkiler” diye konuştu.
HER AŞAMADA YENİLİKÇİ OLUNMALI
KOBİ’lerin başarısının nitelikli insan kaynağına bağlı olduğunu belirten HRPeak CEO'su Burhan Koca, şöyle konuştu: “Neden nitelikli insan kaynağı? Çünkü KOBİ’ler sınırlı bütçelerle faaliyetlerini sürdürüyor ve kaynaklarını verimli kullanmaktan başka seçenekleri yok. Hangi işi yapıyorsanız yapın, kolaylaştırmalı ve teknolojiyle rekabet avantajı oluşturmalısınız. Sadece yükselirken değil, sektörde bir numarayken de yenilikçi olmak gerekiyor. Bunları ise nitelikli insan kaynağıyla yapabilirsiniz. Kullandığınız sistem de doğru olmalı, yani doğru ölçümleme de yapılabilmeli. Başarının bir parçası olduğunu çalışanlarınıza hissettirirseniz çalışanlar daha çok motive olur. İnsanlardan şirketi tek başına sahiplenmesini beklemek haksızlıktır. Birlikte sahiplenmek önemli. Çalışanların firmalarından ayrılmasında önemli bir etken de iletişim eksikliği. Firmanın çalışanlara bir gelecek vaat etmesi gerekiyor. Yani çalışanların o firmanın ufkundan ne kadar haberleri var? Nitelikli insan kaynağının yurt dışına gitmesi de tartışma konusu. Ancak nitelikli insan kaynağının yurt dışına gitmesi kadar önemli olan hatta daha önemli olan projelerin de yurt dışına gitmesidir. Bu nokta da unutulmamalı.”