istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Küreselde korku endeksi yükseldi, risk iştahı azaldı: Türkiye piyasası pozitif ayrışabilir

Küresel piyasalarda “korku endeksi” olarak bilinen VIX Endeksi, 26,42’ye çıkarak son yedi ayın zirvesine ulaştı. Azalan faiz indirim beklentileri, teknoloji hisselerinde yaşanan satış dalgası ve artan sistemik riskler yatırımcıların temkinli davranmasına yol açtı. Ancak analistlere göre Türkiye, hala iskontolu piyasa olması nedeniyle bu ortamında pozitif ayrışma potansiyeline sahip.

Giriş: 22.11.2025 - 09:17
Güncelleme: 22.11.2025 - 09:17
Küreselde korku endeksi yükseldi, risk iştahı azaldı: Türkiye piyasası pozitif ayrışabilir

Küresel finansal piyasalarda endişe havası yeniden yükseliyor. “Korku endeksi” olarak tanımlanan VIX’in 26,42’ye kadar tırmanması, yatırımcıların risk iştahının sert biçimde azaldığını gösteriyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim beklentilerine yönelik belirsizlik, teknoloji hisselerinde yaşanan satışlar ve finansal sistemdeki kırılganlık sinyalleri küresel piyasaları tedirgin etti. Ancak analistler, bu dalgalanmanın Türkiye açısından bazı fırsatlar da barındırdığına dikkat çekiyor.


KORKU ENDEKSİ NEYİ GÖSTERİYOR?

VIX Endeksi, piyasalarda önümüzdeki 30 gün için beklenen volatiliteyi ölçüyor ve genellikle “piyasa korkusu” ile doğru orantılı hareket ediyor. Endeksin yükselmesi, yatırımcıların belirsizlik algısının arttığını; düşmesi ise risk iştahının yükseldiğini gösteriyor. Nisan ayında 14 seviyelerine kadar gerileyen endeks, kasım itibarıyla 26’nın üzerine çıkarak yeniden “yüksek oynaklık” bölgesine girdi.


LISA COOK'UN UYARISI ÇOK KONUŞULDU

ABD’de faiz indirim beklentilerinin azalması ve yapay zekâ kaynaklı değerleme endişeleri, bu yükselişte başlıca etkenler olarak öne çıkıyor. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’un “varlık fiyatlarında büyük düşüş yaşanabilir” uyarısı, piyasalarda risk algısını daha da güçlendirdi.


FAİZ BEKLENTİLERİ RİSK İŞTAHINI DÜŞÜRÜYOR

Fed’in 2025’teki faiz adımlarına yönelik beklentiler son haftalarda belirgin biçimde değişti. Daha önce “agresif indirim” öngören piyasalar, son açıklamalarla birlikte bu ihtimali aşağı yönlü revize etti. Uzmanlar, faizlerin daha uzun süre yüksek kalacağı beklentisinin, hem gelişmiş hem gelişen piyasalarda satış baskısı yarattığını vurguluyor.


Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen’e göre, “Fed’in faiz indirimi ihtimalinin azalması ekonomilerdeki toparlanma beklentilerini de sınırlıyor.” Bu nedenle riskli varlıklarda satışlar artarken, yatırımcıların güvenli limanlara yönelme eğilimi güçleniyor.


TÜRKİYE PİYASASI İSKONTOLU: BALON YOK, FIRSAT VAR

Analistlere göre bu küresel dalgalanma, Türkiye açısından farklı bir tablo sunuyor.

Türkiye hisse senedi piyasası hala “iskontolu” olarak değerlendiriliyor. Yani şirket değerlemeleri, gelişmiş ülke piyasalarına kıyasla oldukça düşük seviyelerde. Bu da küresel fonlar açısından Türkiye’yi “balon riski taşımayan” cazip bir alternatif haline getiriyor.


Eğer Fed’den 2025 yılı içinde faiz indirim sürecinin devamına ilişkin sinyaller gelirse ve içsel şokların yaşanmaması durumunda Türkiye’nin bu süreçte pozitif ayrışma potansiyeli taşıdığı değerlendiriliyor.


TL varlıklarında yabancı girişlerinin artması,


faiz indirimiyle birlikte dolar endeksinde gevşeme,


ve güçlü iç talebin sürmesi,

Türkiye’nin risk-getiri dengesinde öne çıkmasını sağlayabilir.


Uzmanlara göre, bu dönemde Türkiye’nin düşük değerleme avantajı ve iç piyasadaki istikrar sinyalleri, uzun vadeli fonları yeniden çekebilir.


KISA VADELİ DALGA MI, YOKSA UZUN VADELİ UYARI MI?

Korku endeksindeki sert yükselişin kalıcılığı konusunda piyasa ikiye bölünmüş durumda. Kısa vadeli yatırımcılar, bu artışın sadece “düzeltme” niteliğinde olabileceğini, riskli varlıklarda yeniden toparlanma yaşanabileceğini düşünüyor. Ancak uzun vadeli analistler, bu hareketin finansal sistemdeki kırılganlıkları ve değerleme balonlarını işaret eden “erken uyarı” olduğunu savunuyor.


Uzmanlara göre; NASDAQ endeksinin 24 bin 115 seviyesinin altına inmesi, teknoloji hisselerinde düzeltme sürecinin derinleşebileceği sinyalini veriyor. Bu durum, kısa vadede volatiliteyi artırabilir ancak orta vadede aşırı değerlenmiş varlıkların dengelenmesini sağlayabilir.


NOT: Sayfada yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi değildir ve yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez...