İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, ABD Başkanı Donald Trump’ın alevlendirdiği ticaret savaşlarıyla yeniden şekillenen küresel ticaret düzeninde, Türkiye’nin niş fırsatlar yakalama şansına sahip ender ülkelerden biri olabileceğini söyledi. Avdagiç, Türkiye’nin küresel ticarette rekabet gücünü artıracak 3 avantajı da yakın tedarik (nearshoring), yüksek teknoloji ve katma değerli ürünler ile ticari diplomasi olarak sıraladı.
1. YAKIN TEDARİK (NEARSHORING)
Başkan Avdagiç, Türkiye’nin stratejik konumu, tedarik avantajı, çeşitlendirilmiş endüstriyel altyapısı ve dinamik işgücü potansiyelinin küresel ticaretteki konumunu iyileştirmek için önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekti. Bu kapsamda küresel ticarette daha iyi konumlanmak ve bu potansiyeli harekete geçirmek için Türkiye’nin öncelikle yakın tedarik (nearshoring) avantajını harekete geçirmesi gerektiğini belirten Avdagiç, şöyle konuştu: “Avrupa’ya coğrafi yakınlığı ve AB ile Gümrük Birliği, Türkiye’ye ciddi bir avantaj sağlıyor. Bu avantajla Türkiye, üretimini Çin’den ve rakip Uzakdoğu ülkelerinden uzaklaştırmak isteyen şirketler için cazip bir alternatif sunuyor. Bu sebeple bizim yatırım ortamını hızla iyileştirip üretim maliyetlerini azaltacak tedbirleri almamız ve yeni yatırımları çekmemiz gerekiyor.”
2. YÜKSEK TEKNOLOJİ
Bu süreçte yüksek teknoloji ve katma değerli üretimin altını çizen Avdagiç, “Ekonominin değişen koşulları, yüksek teknoloji ve katma değerli ürünlere odaklanarak rekabet gücümüzü artırmayı zorunlu kılıyor. Bu nedenle elektrikli araçlar, savunma sanayi ve tıbbi teknoloji gibi sektörlerdeki büyük potansiyelimizi değerlendirmek için Ar-Ge ve inovasyon ekosistemlerini rekabetçilik temelinde yeniden kurgulamak zorundayız” dedi.
3. TİCARİ DİPLOMASİ
Yeni dönemde ticari diplomasinin de önemli bir rekabet unsuru olarak öne çıktığını belirten İTO Başkanı Avdagiç, şöyle konuştu: “Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasındaki stratejik konumu, ticaret ortaklıklarını geliştirmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Dolayısıyla bir yandan üretim ve yatırım alanında, diğer yandan da ticaret ortaklıklarını geliştirme konusunda politikalar geliştirip uygulamaya koymak zorundayız.”
İTO, PROAKTİF AKTÖR
Şekib Avdagiç, ticari diplomasinin proaktif bir aktörü olan İstanbul Ticaret Odası’nın da 2025 yılındaki yurt dışı faaliyetlerini, yabancı heyet ve ikili iş görüşmeleri ile uluslararası örgütlerdeki görevlerini bu yönde kullanarak, ekonomiye katkıda bulunmayı sürdüreceğini belirtti.
Türkiye’nin Trump’ın tarife önlemlerinin doğrudan hedefi olmasa da küresel piyasalara entegrasyonu, döviz kuru hassasiyeti ve yatırımcı güveni gibi kanallar üzerinden savunma hattını güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, “Makroekonomik istikrarı güçlendirmeli, yakın tedarik avantajını güçlü biçimde kullanmalı ve ihracat pazarlarını da arzu ettiğimiz seviyede çeşitlendirmeliyiz. Bunu yaptığımız takdirde Türkiye, yeniden şekillenen küresel ticaret düzeninde niş fırsatlar yakalama şansına sahip ender ülkelerden biri olabilecek” dedi.
