Faaliyet gösteren zincir ve grup otellere bağlı toplam 722 konaklama tesisindeki oda sayısı ise 157 bin 495’e ulaştı.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye Zincir&Grup Oteller Araştırması 2023’ü açıkladı. Buna göre, otel zincir ve gruplarının Türkiye turizm pazarına ilgisi devam ediyor. Son beş yılda Türkiye’de faaliyet gösteren zincir ve grup otel sayısı, 2020-2021 yıllarındaki iki yıllık Covid-19 salgını molasına rağmen artışını sürdürerek 67’ye yükseldi. Bu özelliğiyle Türkiye, yerli ve yabancı otel zincir ve gruplarının en fazla ilgi gösterdiği ülkelerin başında geldi.
722 TESİSTE 157 BİN ODA
Zincir ve grup otellerin 46’sı yerli ve 21’i yabancı yatırımlardan oluştu. Türkiye’de faaliyet gösteren zincir ve grup otellere bağlı toplam 722 konaklama tesisindeki oda sayısı ise 157 bin 495’e ulaştı. 2019 yılında yine TÜROB’un araştırmasına göre, 57 zincir ve grup otel ve bunlara bağlı 627 konaklama tesisinde 145 bin 450 oda sayısı bulunuyordu. 2023 yılında tesis sayısında 95 ve oda sayısında da 12 bin 45 artış gözlemlendi.
ŞEHİR OTELİ
Araştırmada tesisler, ‘şehir oteli’ ve ‘resort oteli’ olarak ayrıldı. Bunlardan 74 bin 343 oda sayısıyla 471’inin ‘şehir oteli’ ve 83 bin 152 oda sayısıyla 251’inin ‘resort oteli’ olduğu belirlendi. Otellerin 221’i İstanbul’da, 155’i Antalya’da, 73’ü de Muğla’da yer alıyor.
Söz konusu 722 tesisin işletme modeli dağılımlarına bakıldığında, 321’i franchise, 257’si owner (mal sahibi), 79’u management (yönetim) ve 65’i lease (kiralama) oldu.
HER ZAMAN CAZİP SEKTÖR
Araştırmadaki verileri yorumlayan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Türkiye’de konaklama sektörünün yerli ve yabancı yatırımcılar açısından her zaman cazip olduğunu dile getirdi. Eresin, “Yatırımlardaki artışın yanı sıra yerli ve yabancı otel zincirlerinin bünyelerindeki otel sayılarını artırması da bu durumun göstergesi. Türkiye özellikle İstanbul, turizm yatırımları için hâlâ dünyanın en cazip şehirleri arasında” dedi.
YERLİ ZİNCİRLER DESTEKLENMELİ
Yerli otel zincirlerinin yurt dışına da açılabilmesi için desteklenmesi gerektiğini belirten Eresin, şunları kaydetti: “İşletme tiplerindeki ayrım fazlasıyla karıştırılıyor. Ancak bütün işletme tiplerinde yatırımcı çoğunlukla Türk firması oluyor. Otelini kendi markası ile işleten yatırımcılar dışında, bazı yatırımcılar oteli açmadan önce, yerli veya yabancı bir zincirin isim hakkını alarak oteli o yabancı isimle kendi işletiyor ya da işletmesini tamamen yerli veya yabancı markanın işletebilmesi için sözleşme yapıyor. Özellikle altını çizmeye çalıştığımız husus, bu otel yatırımlarını yapan Türk firmalara yurt içinde ve özellikle yurt dışında destek verilebilmeli ve bu başarılarını yurt dışına taşıma imkânı oluşturulmalı.”