Programın hedeflerine tam anlamıyla ulaşması durumunda, Türkiye ekonomisine yıllık 20 ila 30 milyar dolar arasında ek katkı sağlanabileceği tahmin ediliyor. Bu da GSYİH’de yüzde 1.5-2 arasında kayda değer bir artış anlamına geliyor.
İklim krizi, ülkelere hem insani hem de ekonomik anlamda gittikçe artan bir bedel ödetiyor. Dünya Meteoroloji Örgütü verilerine göre, son 50 yılda hava, iklim veya su ile bağlantılı 11 binden fazla afet yaşandı ve 2 milyonun üzerinde can kaybı verildi. Ekonomik kaybın ise 4.5 trilyon dolar olduğu belirtiliyor. İklim kriziyle mücadele konusunda, Birleşmiş Milletler 21. Taraflar Konferansı’nda 2015’te kabul edilen ve küresel ısınmayı sanayi devrimi öncesine göre 2°C’nin altında tutmayı, hatta 1.5°C ile sınırlamayı hedefleyen Paris Anlaşması yeni bir süreç başlattı. Çözüm için öne çıkan yeşil dönüşümün ise kaynak kıtlığı ve çevresel bozulma gibi küresel sorunlarla mücadelede kritik rol oynadığı kaydediliyor. Yeşil dönüşüm; özellikle sanayi, enerji üretimi, ulaşım ve tarım gibi sektörlerde çevreye zararlı etkilerin azaltılması ve doğal kaynakların daha verimli kullanılması yönünde önemli adımlar atılmasını içeriyor.
AB MEVZUATI
Türkiye’nin ihracatının yüzde 41.5’ini gerçekleştirdiği Avrupa Birliği (AB), 2019 yılı sonunda açıkladığı Yeşil Mutabakat programı ile iklim sorunuyla mücadelede sektörlere de önemli sorumluluklar getiriyor. Mutabakat kapsamında 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050’de ise karbon nötr olmayı hedefliyor. İklim hedefleri AB’nin tüm ekonomi politikasını yeniden şekillendirirken, 2026 yılında ithalatını doğrudan etkileyecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı (SKDM) da devreye alacak. Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması’nın ilk aşamasında belirlenen 6 sektöre, AB tarafından ithal edilen ürünlerde üretim süreçlerindeki karbonla ilgili kriterlere uyulmaması durumunda sınırda ilave bir mali yük getirilecek. Söz konusu 6 sektör arasında demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen yer alıyor. İlerleyen süreçte kapsamın genişleyeceği belirtiliyor.
TÜRKİYE’NİN TAAHHÜTLERİ
İklim krizine karşı uluslararası mücadeleye destek veren Türkiye, Paris Anlaşması’na taraf olmadan önce 2015’te BM Sekretaryası’na sunduğu ulusal katkı beyanı çerçevesinde emisyon artışını 2030 itibarıyla yüzde 21 azaltma taahhüdünde bulundu. Devam eden süreçte, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini 27 Eylül 2021 tarihinde açıkladı ve 11 Kasım 2021 tarihinde Paris Anlaşması’na taraf oldu. Türkiye, Paris Anlaşması’na taraf olmasıyla birlikte; Ulusal Katkı Beyanının (NDC) güncellenmesi, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı ve 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisinin hazırlanması çalışmalarına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle başladı. Bu çerçevede 2015 yılında Referans Senaryo’ya kıyasla yüzde 21’e kadar azaltım olarak açıklanan ulusal azaltım hedefi, güncellenerek yüzde 41’e yükseltildi.
MENTÖRLÜK UYGULAMASI
Yeşil dönüşüm süreci sektörlerde ciddi bir finansal kaynak talebine neden olurken, iklim anlaşmalarında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi de bu talebin karşılanmasından geçiyor. Bu kapsamda devreye alınan projeler arasında; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda, TÜBİTAK ve KOSGEB aracılığıyla yürütülen ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ de yer alıyor. Türkiye’de sanayinin sürdürülebilir ve verimli yeşil dönüşümünü hedefleyen proje, Dünya Bankası destekli ve 450 milyon dolar bütçeye sahip. Proje kapsamında, TÜBİTAK kendisine ayrılan 175 milyon dolarlık bütçeden de faydalanarak firmalara yeşil dönüşüm süreçlerinde yol gösterecek ‘mentörlük’ uygulaması için düğmeye bastı. Çıkılan ‘Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı’ ile KOBİ’lerin yeşil dönüşüm süreçleri hem kolaylaştırılacak hem hızlandırılacak.
YOL GÖSTERİLECEK
Belirlenecek mentörler, firmaların ihtiyaç duydukları teknoloji tabanlı çözümlerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini destekleyecek. Yeşil teknolojilerdeki güncel gelişmeler için firmaların teknoloji danışmanlığı, kapasite ya da durum analizi, mevcut problemlerin tespiti, çözüm yaklaşımları ve yol haritası hazırlama gibi konularda uzman kuruluşlardan oluşacak mentörler görev alacak.
Söz konusu mentörler, KOBİ’lerin yeşil dönüşüm konusunda mevcut durumlarını inceleyecek, sağlanması planlanan başlıkları belirleyecek ve uygun çözümlerin geliştirilerek yol haritalarının oluşturulmasına ve uygulanmasına rehberlik yapacak. Ayrıca, yeşil dönüşüm çerçevesinde KOBİ’lerin iş modelleri, tedarik ve değer zincirleri, ürün ve hizmetleri mentörler tarafından gözden geçirilecek.
EKONOMİYE KATKISI
Mentörlük uygulamasının, KOBİ’lerin çevre dostu üretime geçişini hızlandırırken, Türkiye’nin ekonomik ve çevresel hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacağını belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ekmekçi, şu değerlendirmeyi yaptı: “Katkılarına baktığımızda; KOBİ’lerin yeşil dönüşüm projelerine yönlendirilmesi, Ar-Ge yatırımlarını artırarak üretim kapasitelerini ve kârlılıklarını yükseltebilir. Bu süreçte KOBİ’lerin toplam üretime katkısında yüzde 5 ila 10 arasında bir artış bekleniyor.
Bu da Türkiye ekonomisine yılda 15-20 milyar dolar arasında ilave katkı sağlayabilir. Programın etkilerinin tam anlamıyla hayata geçmesi durumunda, KOBİ’lere ve dolayısıyla Türkiye ekonomisine yıllık 20-30 milyar dolar arasında bir ek katkı sağlanabileceği tahmin ediliyor. Bu rakam, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nda (GSYİH) yüzde 1.5-2 arasında kayda değer bir artış anlamına geliyor.”
AVRUPA’YA İHRACAT YILLIK 5 MİLYAR DOLAR ARTABİLİR
Yeşil dönüşüm programının, enerji verimliliği teknolojilerini benimseyen KOBİ’lerde enerji giderlerini yüzde 10 ila 30 arasında azaltabileceğini vurgulayan Prof. Dr. İsmail Ekmekçi, şunları kaydetti: “Türkiye’deki KOBİ’lerin yıllık enerji giderlerinin toplamda yaklaşık 10 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde, yıllık tasarruf miktarı 1-3 milyar dolar arasında olabilir. Ayrıca Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlayan KOBİ’lerin, uluslararası pazarlarda rekabet gücü yükselecek. Sadece Avrupa pazarında çevre dostu ürünlere olan talebin karşılanması, KOBİ’lerin ihracat gelirlerini yıllık 2-5 milyar dolar arasında artırabilir. Döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte üretim süreçlerindeki atık oranlarında yüzde 20-40 arasında düşüş sağlanabilir. Bu iyileştirme, üretim maliyetlerini düşürerek KOBİ’lere yıllık 1-2 milyar dolar arasında tasarruf anlamına gelir. Yeşil inovasyon süreçlerinin hızlanmasıyla birlikte Türkiye’de yaklaşık 100-150 bin kişilik yeni istihdam alanı oluşabilir. Bu da KOBİ’lerin operasyonel verimliliğini artırarak dolaylı ekonomik katkı sağlar.”
YÜZDE 90 HİBE DESTEĞİ VERİLECEK
TÜBİTAK, sağlayacağı mentörlük desteği kapsamında, firmaların teknoloji danışmanlığından durum analizine kadar çalışmalarına yüzde 90 hibe desteği verecek. Program için niyet beyanları, 31 Ocak 2025’e kadar TÜBİTAK’a sunulabilecek. Beyanlar,
1 Şubat-1 Mart 2025 döneminde değerlendirilecek ve sonuçlar 15 Mart’ta başvuru sahiplerine bildirilecek. Mentörlük çağrısına gerekli şartları sağlayan sermaye şirketleri, üniversiteler, kamu araştırma merkez ve enstitüleri, sanayi ve ticaret odaları, dernekler, vakıflar, sendikalar başvuruda bulunabilecek. Söz konusu kuruluşlarca sunulmuş niyet beyanları, TÜBİTAK tarafından KOBİ’lere danışmanlık ve teknik destek sağlama uzmanlığı, uzman havuzunun niteliği, benzer proje deneyimi, yeşil dönüşüm mentörlüğünde uygulanacak yöntem, etik şartlar, sosyal sorumluluk, çevre, sürdürülebilirlik ve cinsiyet eşitliği koşullarına uyum boyutlarına göre değerlendirilecek. Programda, KOBİ’lerin çözüm ortaklarından alacakları hizmetin süresi en fazla 6 ay, hizmet bedeli ise KDV hariç en fazla 7 bin dolar olarak belirlendi. Değerlendirme sürecinin ardından uygun bulunan proje önerileri için KOBİ’ler ve TÜBİTAK arasında sözleşme imzalanacak.
MENTÖRLÜK PROGRAMI’NIN İÇERİĞİ
* Yeşil teknoloji değerlendirmesi: KOBİ’lerin mevcut çevresel performansını analiz eden, karbon ayak izi ve enerji kullanım verimliliği üzerine çalışan uzman desteği.
* Yenilik stratejileri geliştirme: İşletmelere uygun yeşil teknolojilerin belirlenmesi ve uygulama planlarının hazırlanması. Bu kapsamda teknoloji transferi ve Ar-Ge destekleri de entegre ediliyor.
* Finansal destek ve kaynaklara erişim: KOBİ’lerin yeşil dönüşüm projelerini finansmanla desteklemek üzere devlet hibeleri, uluslararası fonlar ve özel sektör yatırımları konusunda rehberlik.
* Kapasite geliştirme ve farkındalık: Çalışanların ve yöneticilerin yeşil dönüşüm süreci hakkında eğitilmesi, yenilikçi uygulamaları benimsemelerine yardımcı olunması.
HANGİ SEKTÖRLER FAYDALANACAK?
* Enerji ve yenilenebilir enerji: Enerji üretimi, dağıtımı ve enerji verimliliği alanında faaliyet gösteren KOBİ’ler.
* Üretim ve sanayi: Metal, makina, otomotiv yan sanayi, tekstil, kimya, plastik gibi imalat sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’ler.
* Tarım ve gıda: Tarımsal üretim, gıda işleme, lojistik ve paketleme faaliyetlerinde bulunan KOBİ’ler.
* İnşaat ve yapı: İnşaat malzemeleri üreticileri, yeşil bina teknolojileri geliştiren işletmeler, altyapı projeleri sağlayıcıları.
* Lojistik ve ulaşım: Ulaştırma, depo yönetimi ve dağıtım alanında faaliyet gösteren KOBİ’ler.
* Atık yönetimi ve geri dönüşüm: Atık toplama, ayrıştırma, geri dönüşüm ve enerji üretiminde faaliyet gösteren KOBİ’ler.