Sektör mensupları, altın ithalat kotasının kaldırılmasının sektördeki rekabet gücünü yeniden artıracağını belirtiyor. Altın esaslı muhasebe sisteminin geri getirilmesiyle sektörde kayıt dışılığın biteceği ve vergi gelirlerinin en az 3 kat artacağı vurgulanıyor.
HABER: BARIŞ CABACI
Türkiye, mücevher üretiminde dünya çapında ilk üç ülke arasında yer alıyor. 2023 yılında kuyumculuk sektöründe 7.7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2024 hedeflerinde de emin adımlarla ilerliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ülkenin toplam ihracatı eylül ayında yüzde 1.8 düşüşle 22 milyar 7 milyon dolar olarak kaydedildi. Ancak, mücevher ihracatı aynı dönemde dikkat çekici bir performans sergiledi. Ocak-eylül döneminde mücevher ihracatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14.4 oranında artarak 5 milyar 388 milyon 374 bin dolara ulaştı. Sektör, özellikle ABD, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Hindistan ve Hong Kong gibi pazarlarda büyük talep görüyor. Bunun yanı sıra Avrupa ve Ortadoğu da büyüyen pazarlar arasında dikkat çekiyor.
ASYA-KÖRFEZ-ABD
Türkiye’nin mücevher ihracatında en büyük paya sahip ülke, 1.9 milyar dolarlık ihracatla BAE oldu. BAE’yi, 517 milyon dolarla ABD, 410.5 milyon dolarla Hong Kong, 387 milyon dolarla Irak ve 242 milyon dolarla Meksika takip etti. BAE, ihracat artışında da lider konumda bulunuyor. Ocak-eylül döneminde bu ülkeye gerçekleştirilen mücevher ihracatı 355 milyon dolar artış gösterdi. Sektörün başarısı, küresel pazarlardaki büyüme potansiyelini daha da artırırken, gelecekte yeni rekorlar hedefleniyor.
KOTA, REKABETİ AZALTIYOR
İhracatta kilogram başı fiyatta 5 bin dolar ortalamayla Türkiye’nin lider sektörü olan mücevherat da sektörü geliştirmek ve ihracat rakamlarını artırmak için sorunlarına çözüm arıyor. En önemli konu ise geçen yıl uygulanmaya başlanan altın ithalatına getirilen kota sorunu. Kotanın ardından altına erişimde zorlanan firmalar, arzdaki yetersizlik nedeniyle talebi karşılayamamaya başladı. Kilogramda oluşan ortalama 3 bin dolarlık fark nedeniyle rekabette zorlanan firmalardan bazıları üretimini Körfez bölgesine taşıma kararı aldı.
YATIRIMLAR ROTA DEĞİŞTİRİYOR
Yatırımların rota değiştirmesiyle İstanbul’un önemli ticaret merkezlerinden biri olan Kuyumcukent, son dönemde boşalan dükkanlar ile sektörün bir diğer sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Mücevher üretim ve ticaretinde dünyada önemli bir üs konumunda bulunan dev kompleks, uzun yıllardır kuyumculuk sektörüne hizmet veriyor. Ancak, artan maliyetler ve yatırımcıların başka ülkelere yönelmesi nedeniyle dükkanlar birer birer boşalıyor. Pandemi sonrası dönemde, özellikle Ortadoğulu firmaların merkezlerini taşıdığı Kuyumcukent’te dükkanların boşalması, sektördeki dengesizliği ortaya koyuyor. Alınan bilgiye göre, işyeri kira devri bedeli olarak 100 bin dolar ödenen dükkanlar, şu anda yarı yarıya boş durumda. Büyük firmaların üretim merkezlerini Mısır, Dubai, Irak ve Özbekistan gibi ülkelere taşımaya başladığı gözlemleniyor. Ülkemizden know-how transferi yapmak amacıyla gelen yabancı temsilciler, ülkelerinde Kuyumcukent modelinde imalat yerleri açma girişimlerinde bulunuyor. Yakın zamanda Türkiye’den Mısır’a 1 milyar dolarlık bir yatırım geçişi gerçekleştiği belirtiliyor.
MALİYETLERDE DENGESİZLİK
Yatırımların rota değiştirmesinin önemli nedenlerinden biri de kuyumculuk ve mücevherat sektöründe personel maliyet sorunu ve bulunamayan işgücü. Sektör, döviz kurlarındaki düşüş ve yüksek işçi maliyetlerinden etkileniyor. Türkiye’deki işgücü maliyetleri, rekabet edilen ülkelerdeki işçi maliyetlerinin yaklaşık 10 katı seviyelerinde bulunuyor.
Firmalar, yeni tasarımlarının bile maliyetlerine yakın fiyatlarla satışını yaparak dünya pazarında varlık göstermeye çalışıyor.
VERGİ SİSTEMİ
Sektörün son günlerde en çok muzdarip olduğu bir diğer sorun ise vergilendirme sistemi. Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe vergilendirme sisteminde enflasyon muhasebesi uygulanıyor. Sektör temsilcileri, kuyumculuk ve mücevherat sektörünün kayıt altına alınmasını sağlayacak hamlenin ise 2003’te uygulanan altın esaslı muhasebe sistemi olduğunu belirtti. 2004 yılından beri uygulanan enflasyon muhasebesinin, altının uluslararası piyasalardaki fiyat değişimlerini yeterince yansıtamadığı, enflasyon oranlarının altın fiyat artışlarının gerisinde kaldığı ifade ediliyor. Bu durumun, özellikle küçük perakendeci kuyumcuları zorladığı, birçok küçük işletmenin dükkanını kapatmak istediğinde sermayesinin yarısını bile elde edemediği vurgulanıyor.
SEKTÖRÜN GÜNDEMİ VE ÇIKIŞ YOLLARI
YAŞANAN SORUNLAR
* Altın ithalatına getirilen kota: Geçen yıl altın ithalatına getirilen kota, firmaların hammaddeye erişimini zorlaştırdı. Bu durum, arz yetersizliğine yol açarak talebi karşılamayı güçleştirdi.
* Yüksek maliyetler: Artan maliyetler ve döviz kurundaki düşüklük, sektördeki rekabeti olumsuz etkiliyor. Türkiye’de özellikle işçi maliyetleri, rakip ülkelere göre 10 kat daha pahalı hale geldi. Bu rakam, Mısır’da ortalama 280-400 dolarken, Türkiye’de
1000-2000 dolar civarında.
* Kuyumcukent’te boşalan dükkanlar: Kuyumcukent gibi önemli ticaret merkezlerinde dükkanların boşalması, sektördeki dengesizliğin bir göstergesi. Pandemi sonrası artan maliyetler, yatırımcıların başka ülkelere yönelmesine neden oldu. Yatırımcılar Kuyumcukent’e yatırım için değil, know-how transferi için geliyor.
* Olumsuz imaj: Geçen haftalarda 700 firmada eş zamanlı denetim yapıldı ve fiili envanter sayımı gerçekleştirildi. Vergi konusunda daha dikkatli olunması gerekiyor. Medyada, mücevherat sektöründeki firmaların vergi kaçıran ve kayıt dışı çalışanlar olarak gösterilmesi, sektörün itibarını zedeliyor.
* Vergilendirme sistemi: Sektörün kayıt altına alınmasında eksiklikler bulunuyor. Yetersiz vergi sistemleri, firmaları kayıt dışına itiyor. Vitrinde duran ürünlerin vergisi de gün geçtikçe artıyor. Böylelikle hammadde olarak görülen ürünlere her geçen gün ekstra vergi ödeniyor. Öte yandan, bu ürünler kayıt altına alınmadığı için sigortalama işlemi de yapılamıyor. Yıl başında 10 bin liraya alınan bir bilezik yıl sonunda 18 bin lira olursa, bu değer artışından tüketiciden vergi istenmiyor; ancak bilezik vitrine konulduğunda aradaki farkın vergisi talep ediliyor. Ayrıca, sektörde hammadde artışları yerine alım-satım kazançları ve işçilik üzerinden vergi ödenmesinin talep edildiği belirtiliyor.
* Fuarlardaki etkinliğimiz azalıyor: İstanbul Fuar Merkezi’nde 2-5 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen 56. İstanbul Jewelry Show, dünyanın en büyük üç kuyumculuk fuarından biri. Fuarlar, sektörlerin vitrinini oluşturur ve işbirliği için önemli bir platform sunar. Ancak, bu yıl sektörde beklenen ilginin düşük olduğunu gözlemliyoruz. Sektörün genel durumunu yeterince yansıtamayan, son yılların en kötü fuarını gerçekleş-tirdik. Bu durum, pazarlarımızın kaybolmasına neden oluyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
* Kota uygulamasının gözden geçirilmesi: Altın ithalatındaki kota kaldırılmalı. Böylelikle firmalar, mücevher hammaddesine daha kolay erişebilecek. Dünyada geçerli fiyatlarla çalışacak. Bunun sonucunda arz talep dengesi düzelmiş olacak. Rakiplerimizin gerisinde kalmamız an meselesi.
* Altın esaslı muhasebe sisteminin yeniden uygulanması: 2003 yılında uygulanan altın esaslı muhasebe sistemi, sektördeki kayıt dışı ekonomiyi minimize edecek, firmaların kurumsallaşmasına katkıda bulunacak. Altın esaslı muhasebe sistemiyle birlikte sektörün daha fazla vergi ödemesi sağlanacak. İlk üç yıl içinde vergi gelirleri en az 3 kat artar.
* İşçi maliyetlerinin düşürülmesi: Sektördeki işçi maliyetlerinin düşürülmesi için teşvikler ve destekler sağlanabilir. Bu, Türkiye’nin rekabet gücünü artırır.
* Sektör tüm ayrıntılarıyla anlatılmalı: İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) kayıtlı 7 bin 200 firmamız var. Bunların büyük çoğunluğu e-arşiv ve e-fatura sistemlerini kullanıyor. Ayrıca, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde ilk 10’da 2 firmamız, toplamda ise 6 firmamız yer alıyor. e-muhasebe sistemine dahil binlerce firmanın yok sayılması üzücü. Sektör, basında ve sosyal medyada detaylarıyla anlatılmalı.
* Dijitalleşme ve teknolojik yenilikler: Sektörde dijitalleşmenin artırılması ve yeni teknolojilerin entegrasyonu, maliyetlerin düşürülmesine ve rekabet gücünün artırılmasına yardımcı olacak.