Almanya’daki Helmholtz İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü’nden bilim insanları, insan davranışlarını yüksek doğrulukla simüle edebilen Centaur adını verdikleri yeni bir yapay zeka modeli geliştirdi. Adını yarı insan yarı at figüründen alan bu model, insan zihninin nasıl düşündüğünü ve karar verdiğini öğreniyor hatta tahmin ediyor.
10 MİLYON KARARLA EĞİTİLDİ
Centaur modeli, 160 farklı psikolojik deneyde 60.000’den fazla katılımcının verdiği 10 milyondan fazla kararla eğitildi. Bu eğitim, modelin hem tanıdık hem de tamamen yeni senaryolarda insan davranışlarını öngörmesini mümkün kılıyor.
DOĞAL DİLDE TAHMİN
Çalışmanın baş yazarı Dr. Marcel Binz, "Doğal dilde tanımlanan herhangi bir senaryoda, tıpkı bir sanal laboratuvar gibi, insan davranışını tahmin etmemizi sağlayan bir araç geliştirdik" diyor. Centaur, sadece sonuçları değil, aynı zamanda insanların bu kararlara nasıl ve ne kadar sürede vardığını da tahmin edebiliyor.
SAĞLIK VE POLİTİKAYA IŞIK TUTABİLİR
Araştırmacılar, Centaur’un sadece psikoloji değil, klinik araştırmalar, sosyal bilimler ve politika tasarımı gibi alanlarda da karar süreçlerinin modellenmesini geliştirebileceğini düşünüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunları yaşayan bireylerin karar alma süreçlerinin simüle edilmesi, tedavi ve teşhislerde yeni bir dönem başlatabilir.
ŞEFFAFLIK VE ETİK VURGU
Proje, yalnızca teknolojik değil etik sorumluluk açısından da öne çıkıyor. Ekip, modellerin açık kaynaklı ve yerel olarak barındırılan sistemlerle çalıştırılmasını savunarak veri egemenliğinin korunmasını hedefliyor.
BİLİŞSEL STRATEJİLER
Centaur’un bir sonraki test aşaması, modelin iç işleyişini anlamaya ve farklı bireylerin karar alma stratejilerini ayırt edebilip edemeyeceğini ortaya çıkarmaya odaklanacak. En büyük hedef, yapay zekayı kullanarak insan zihnini anlamada bir sıçrama gerçekleştirmek.
Enstitü Direktörü Dr. Eric Schulz, projenin henüz erken aşamalarında olunduğunu ancak şimdiden büyük bir potansiyel taşıdığını belirtti. Projeyi yürüten Dr. Marcel Binz ise yapay zeka araştırmalarının psikolojik teorilerle birleştiğini ve bu sayede etik çerçevede yeni bilimsel soruların gündeme getirilebildiğini ifade etti.