Astronot Alper Gezeravcı uzayda, çeşitli kurum ve üniversitelerin projelerinin deneyini yapacak. Deney sonuçlarıyla bu kurumların teknolojide sıçrama yapması, şimdiden uzay yarışına dahil olan KOBİ ve startuplarla; yeryüzü gözlemi, haberleşme, erişim ve keşif gibi birçok yatırım alanının öne çıkması bekleniyor.
HABER: BARIŞ CABACI
Bundan 50 yıl önce Ay’a ilk iniş zafer olarak kutlanırken bugün uzaydaki madenlerden teknoloji geliştiriliyor ve uzayın kolonileştirmesi hayal ediliyor. Çağımızda uzay ekonomisinin çoğu uydu ve Ar-Ge faaliyetlerinden oluşmakla birlikte uzay madenciliği ve lojistik gibi sektörler de gün geçtikçe önem kazanıyor. Her ne kadar geleceğin ne getireceği bilinmese de Statista araştırma şirketine göre, 600 milyar dolar olan küresel uzay ekonomisi, 2027’ye kadar 1 trilyon doları aşacak. Önümüzdeki yıllarda uzay endüstrisine yatırım yapmak kaçınılmaz hale gelecek gibi görünüyor. Uzun yıllardır uzay ekonomisinden pay almak için çalışmalarını sürdüren Türkiye de ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’yı SpaceX firmasıyla uzaya gönderdi. Türkiye’yi Cumhuriyet’in 100. yılında gururlandıran uzay yolculuğunda Alper Gezeravcı, sağlıktan sanayiye, ekolojiden madenciliğe kadar birçok alanda deney yapacak. Söz konusu deneyler; Türkiye Uzay Ajansı, TÜBİTAK Uzay, TÜBİTAK MAM, Boğaziçi Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Üsküdar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Haliç Üniversitesi ve Muş Bilim Sanat Merkezi araştırmalarının geliştirilmesi için kullanılacak.
ÖNCE SERT SONRA YUMUŞAK İNİŞ
Uzay Vatan’da söz sahibi olabilmek için çalışmalarını 30 yıldır sürdüren ve uydu alanındaki başarısını ilk insanlı uzay misyonuyla yakalayan Türkiye, gözünü Derin Uzay ve Ay Projesi’ne çevirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde çalışmalarını sürdüren Türkiye, 2026’da Ay’a ilk uzay aracını göndermeyi planlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır bu hedefi şöyle açıkladı: “Türkiye’nin Milli Uzay Programı kapsamında Ay’a ilk temasın sağlanması hedefi için de çalışmalar sürüyor. Ay Projesi için hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı ve pek çok yerli uydu ekipmanı geliştirilecek. Bu, yerli ve milli imkanlarla yapılacak. Ay’ın yörüngeden keşfinde kullanılacak ve Ay yüzeyine sert iniş gerçekleştirecek uzay aracı, milli imkanlarla üretilecek.” Meclise uzay kanununu götürmek istediklerini belirten Bakan Kacır, şöyle devam etti: “TUA’nın çalışmalarını da daha güçlü şekilde yapmasını sağlayacak bir taslağı hazırlamıştık. Peşinden bir uzay teknoloji gelişme bölgesini Ankara’da kuracağız. Türkiye, uzay sanayinde, savunma sanayindeki gibi bir başlangıç yapacak.”
DENEYLER YOL GÖSTERECEK
2026’nın uzay alanında önemli bir dönüm noktası olacağını belirten TÜBİTAK UZAY Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Nefes ise Derin Uzay çalışmalarıyla ilgili daha kapsamlı faaliyetleri olduğunu vurgudı. Nefes, hedefledikleri Ay Projesi’ne de gözlem ve haberleşme uydu projelerinde elde ettikleri bilgi ve tecrübelerini taşıdıklarını söyledi. Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın yapacağı 13 deneyden 3’ünün TÜBİTAK’a ait olduğunu belirten Nefes, uzaydaki MİYOKA deneyiyle kurşunsuz lehimleme tekniğinin uzayda entegrasyonunun ve analizinin yapılacağını belirterek, İstanbul Ticaret’e şu bilgileri verdi: “Önümüzdeki projelerimizde kullanacağımız elektronik kart tasarımlarında faydalarını görmeyi umduğumuz kıymetli bir deney. Bunun çıktılarını da Türkiye’nin teknolojik gelişimi için kullanacağız. Yerli ve milli kaynaklarla üretilen uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bu yıl uzaydaki yer almasını planlıyoruz. Uzay Vatan’daki 2026 Vizyonumuz için önemli bir başlangıç olacak. 1994 yılında göreve başlayan TÜRKSAT 1B ve takip eden TÜRKSAT 1C, 2A, 3A, 4A, 5A ve 5B uyduları ile ülkemizde bu alanda hizmet sağlandı. Ancak bu uydular yurtdışı firmalardan temin edildi. TÜRKSAT 6A projesinde ise TÜBİTAK UZAY, daha önceki RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerinde kazanılan uzay alanındaki tecrübelerinden de faydalanarak, proje ortakları TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH firmaları ile birlikte milli haberleşme uydu platformunu geliştirdi.”
Uydu üretiminde birçok yerli firmayla çalışıldığını belirten Nefes, 2021’de NASA yarışmasında bir Türk startupının ödül aldığını hatırlatarak, önümüzdeki süreci şöyle özetledi: “Bunların da devamı gelecek. Yapılan deneyler, firmaların ve startupların gelişmesini sağlayacak. Yakın zamanda dikey entegre iş modellerinin gelişmesini bekliyoruz. Uzay teknolojisi, diğer sektörlerin de gelişmesini sağlıyor. Meteoroloji, enerji, telekomünikasyon, ulaştırma, denizcilik, havacılık vb. sektörleri geliştirdiği gibi ekonomik ve toplumsal faydalar sağlayan yeni uygulamalara olanak tanıyor. Uzay sektörünün kendisi sadece büyüyen bir sektör değil, aynı zamanda diğer sektörlerdeki büyümenin de hayati sağlayıcısıdır.”
KOBİ’LER VE STARTUPLARLA GELİŞECEK
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan da uzay çalışmalarının KOBİ ve startupların daha da gelişmesini sağlayacağına dikkat çekti. Prof. Aslan, uzay ekonomisinin gelecekteki biçimini şöyle anlattı: “İTÜ olarak, uzayda kullanılacak uydu cihazlarının ekipmanlarını üretiyoruz. Bazı durumlarda sadece parçalarını ihraç ediyoruz. Uzayda kullanılacak ürünlerin özel ve eşsiz olması gerekiyor; çünkü bu alanda katma değeri en yüksek ticaret yapılıyor. Altının kilogram fiyatı 70 bin dolar iken, 1 kilogram uydu cihazının değeri 140 bin dolar. Bu tutarın 10 bin dolarını hammadde ve ürünler oluşturuyor, geri kalan kısmı ise kâr. Türkiye olarak bu alanda önemli bir başlangıç yaptık. Haberleşme uyduları küçülse de kapasite olarak artıyor. Roket fırlatma maliyetleri de yarı yarıya düştü. Bu nedenle uzay alanındaki bilgi birikimimizi artırarak üretim yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Haberleşme alanındaki uzay maceramızı ilerletmeliyiz. Artık uzay alanında sadece satın alan değil, üreten bir ülkeyiz. TÜRKSAT 6A, buna en güzel örnek. Türkiye bu büyük pastadan pay alırken startuplarıyla yan sanayi firmalarıyla birlikte yer alacak. Togg aracında olduğu gibi artık Türkiye, Türk teknoloji firmalarıyla uzayda yerini alacak. İTÜ, bu alanda 50 yıldır çalışıyor ve üretiyor.”
HEDEF İLK 5 ÜLKEDEN BİRİ OLMAK
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Alim Rüstem Aslan, ABD, Rusya ve Çin’in uzay keşfi alanında rekabet içinde olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Türkiye’nin uzay alanındaki hedefi ilk beşe girmek. Bu hedefe ulaşmak için Japonya ile rekabet ediyoruz. ABD ve Avrupa, Artemis projesiyle Ay’a astronot göndermeye hazırlanırken, Rusya ve Çin ise ILRS projesiyle kendi uzay araçlarını gönderme planları yapıyor. Nihai amaçları, Ay’ın güney kutbundaki buz kaynaklarını kullanarak Mars’a bir geçiş istasyonu oluşturmak. Bu, Ay’ı Mars’a ulaşmak için bir başlangıç noktası olarak kullanma fikrine dayanıyor; çünkü Ay’daki düşük yer çekimi ve buz kaynakları, yakıt ihtiyacını karşılamak için potansiyel bir kaynak olarak öne çıkıyor.”
SEKTÖRLERDE YÜZDE 59 TASARRUF
OECD’nin 2023 uzay raporuna göre, uzayın faydaları sadece uzay piyasasındaki katılımcıları etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda uzay dışı firmalar ve geniş toplum üzerinde olumlu etkiler yaratıyor. OECD’nin belirttiğine göre, firmalar uzay teknolojileri sayesinde yaklaşık yüzde 59 tasarruf sağlıyor. Uydu verilerine dayalı bilgiler, ekonomik veya sosyal maliyet ve kayıpları önleyerek tahminlerin ve karar vermenin geliştirilmesine yardımcı olabiliyor. Uzay yatırımlarının ticari gelirler ve istihdam üzerinde olumlu etkileri ise özellikle uzay firmalarında belirgin rol oynuyor.
NASA’DAN UZAY VATAN İÇİN GELDİ
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nde (NASA) 10 yıldır astrofizikçi ve derin uzay iletişimcisi olarak çalışan Dr. Umut Yıldız, uzay teknolojisinde potansiyeline inandığı için ülkesine dönmeyi tercih etti. Son 10 yıldır birçok meslektaşının çalışmak isteyeceği NASA’da görev yapan Yıldız, edindiği birikimleri ülkesine aktarmak için uzay teknolojileri üzerine çalışan bir Türk şirketine transfer oldu. Yıldız, “Ülkemde uzay ve bilim konularında yapacak çok fazla iş var. Hep beraberce yapmak ümidiyle yepyeni başlangıçlara” diyerek, Türkiye’de gerçekleştireceği projeler için heyecanını ve duygularını paylaştı.
UZAY SANAYİMİZ İÇİN MİLAT OLDU
Uzaya giden ilk Türk astronotun uzay ve savunma sanayi için önemli olduğunu belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç, sosyal medya hesaplarından şu paylaşımı yaptı: “İlk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonu misyonu, gençlerimize ve girişimcilerimize uzay teknolojilerinde yeni bir ufuk açtı. Kendi roketimizin, uzay sanayimizin gelişimi için bir milat oldu. Başarılar diliyorum.”
UZAY VERİLERİ (2023)
* 100 ülkenin kendi bayraklarıyla yörüngeye uydusu var.
* 23 ülke ulusal fırlatma projelerini sürdürüyor.
* 11 ülke uzay limanları geliştiriyor.
* Yörüngede 6.700’ün üzerinde operasyonel uydu bulunuyor.
* OECD hükümetleri 2023’te, uzay yatırımlarına ortalama 75 milyar dolar ayırdı.