Antibiyotik direncinin küresel bir tehdit haline gelmesiyle birlikte, Swansea Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, tıpta en tehlikeli kabul edilen bakterilere karşı etkili bir teknoloji geliştirdi. Dr. Sumati Bhatia’nın liderliğinde yürütülen ve Angewandte Chemie International Edition dergisinde yayımlanan çalışmada, Pseudomonas aeruginosa (P. aeruginosa) bakterisini yüzde 99,9’dan fazla oranda öldürebilen, hedefe yönlendirilmiş bir nanojel geliştirildi.
HEDEF ODAKLI YAKLAŞIM
Bu yenilikçi teknoloji, polimerlerin çapraz bağlanması ve şeker kalıntılarının (galaktoz ve fükoz) antimikrobiyal peptitlerle birleştirilmesiyle ortaya çıkan esnek bir nanojele dayanıyor. Geliştirilen nanojelin şeker yapıları, bakteri yüzeyindeki belirli proteinlere bağlanarak, tedaviyi doğrudan enfekte bölgeye yönlendiriyor. Hedeflenen bakteriye ulaşıldığında, peptitler zarını hızla parçalayarak, sağlıklı hücrelere zarar vermeden bakterileri öldürüyor.
ÇOK YÖNLÜ ETKİNLİK
Yapılan ileri testlerde; akış sitometrisi, taramalı elektron mikroskobu ve konfokal mikroskopi kullanılarak serbest dolaşan P. aeruginosa’nın yüzde 99,99’undan fazlasının yok edildiği gözlendi. Ayrıca, biyofilm oluşturan ve tedaviye direnciyle bilinen P. aeruginosa bakterilerinin yüzde 99,9’u da sadece 12 saat içinde etkisiz hale getirildi. Nanojel, Escherichia coli (E. coli) ve Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) gibi diğer tehlikeli bakterilere karşı da güçlü antibakteriyel etki gösterdi.
BİYOFİLM VE DİRENÇLİ ENFEKSİYONLARA KARŞI UMUT
Teknolojinin, biyofilm kaynaklı ve çoklu ilaca dirençli enfeksiyonlar gibi modern tıbbın en zorlayıcı problemlerine karşı yeni ve çok yönlü bir çözüm sunduğu belirtiliyor. Dr. Bhatia, “Glikan bazlı polimer sistemlerinin patojenik bakterilere karşı terapötik bir strateji olarak kullanılmasına yeni bir yön veriyor ve bulaşıcı bakteriyel enfeksiyonlara karşı yeni bir antibakteriyel tedavi sınıfının temelini oluşturabilir,” diyerek araştırmanın önemini vurguladı.
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ İLE GELEN BAŞARI
Çalışma, Swansea Üniversitesi ile Berlin Freie Üniversitesi arasında glikokimya, polimer bilimleri ve nanoteknoloji alanında yürütülen işbirliğinin bir ürünü olarak dikkat çekiyor. Ekip, yeni tedavi stratejisinin bulaşıcı hastalıklara karşı ilaç geliştirme alanında önemli bir adım olabileceğini ifade etti.
