İklim değişikliğiyle mücadelede gelişmekte olan ülkelere 1 trilyon dolar önerisi

Çin dışındaki gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere yönelik iklim değişikliğiyle mücadele için 2030'a kadar yıllık en az 1 trilyon dolar finansmanın harekete geçirilmesi öneriliyor.

Giriş: 14.11.2024 - 11:12
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) tarafların "Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef" (NCQG) adı altında yeni bir iklim finansman hedefi için müzakereleri devam ederken, bu müzakereleri desteklemekle görevli "İklim Finansmanı Bağımsız Üst Düzey Uzman Grubu" yeni bir rapor yayımladı.

Rapora göre, 2030'dan önce yatırımlarda yaşanacak herhangi bir eksiklik, takip eden yıllar üzerinde daha fazla baskı yaratacak ve potansiyel olarak daha maliyetli bir yol oluşturacak.

İklim eylemi için öngörülen küresel yatırım ihtiyacının 2030'a kadar yıllık yaklaşık 6,3-6,7 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bunun 2,7-2,8 trilyon doları gelişmiş ekonomilerde, 1,3-1,4 trilyon doları Çin'de ve 2,3-2,5 trilyon doları Çin dışındaki gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde bulunuyor.

Raporda, 2035 için küresel yatırım ihtiyacı ise yıllık yaklaşık 7-8,1 trilyon dolar olarak hesaplanıyor.

Uluslararası kamu ve özel sektörün yanı sıra diğer tüm kaynaklardan sağlanacak dış finansmanın, 2030'a kadar toplam yatırım ihtiyacının yılda 1 trilyon dolarını, 2035'da kadar da yaklaşık 1,3 trilyon dolarını karşılaması gerektiği vurgulanan raporda, "Yatırım fırsatlarının değişen doğası göz önüne alındığında, sınır ötesi özel finansmanın bu ihtiyaçların yaklaşık yarısını karşılayabileceğini savunuyoruz." ifadesine yer verildi.

Bu rakamların Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için "2030'a kadar toplam iklim finansmanında 4 kattan fazla, dış finansmanda ise 6 kattan fazla artış" anlamına geldiğine dikkati çekiyor.

Gelişmiş ekonomilerin, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde iklim eylemi için gereken finansmanı sağlamak ve harekete geçirmek için NCQG aracılığıyla da dahil olmak üzere "inandırıcı" bir taahhüt göstermeleri gerektiği kaydedilen raporda, bunun COP16'da 2020 için verilen ve 2015'te COP21'de yeniden teyit edilerek 2025'e uzatılan yıllık 100 milyar dolarlık taahhüdün 3 katına çıkarılmasını gerektirdiği belirtiliyor.

 

BORÇ VERME KAPASİTESİ 2030'A KADAR ÜÇ KATINA ÇIKARMALI

Dünya Bankası dahil Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının (MDBs) borç verme kapasitelerini 2030'a kadar üç katına çıkarmaları gerektiğine işaret edilen raporda, MDB'lerin bu alanda önemli mesafe aldıkları ancak yeterli hızda ilerleyemedikleri kaydedildi.

İklim eylemli konusunda üç alanda gerekli adımların henüz atılamadığının ifade edildiği raporda, söz konusu üç alanın ülke bazlı yatırımların artırılması, borç verme kapasitesinin artırılması ve özel sektör finansmanını etkinleştirmeden oluştuğu belirtildi.

Raporda, finansmandaki mevcut boşluğu doldurmak için "yenilikçi çözümlerin etkin bir şekilde ilerletilmesi gerekiyor" ifadesine yer verilirken, yüksek emisyonlu sektörlere daha yüksek ve küresel bir vergilendirme getirmenin bu çözümlere bir örnek teşkil edebileceği değerlendirildi.

COP28'de uluslararası nakliye ve havacılık gibi alanlarda vergilendirme benzeri alanlarla ilgili çalışmaların başlatıldığına işaret edilen raporda, "Ülkeler arasındaki koalisyonun genişletilmesi ve COP30'un desteğini alabilecek öneriler üzerinde mutabakat sağlanması önemli olacak." denildi.