Yeşil Mutabakat kapsamında geri dönüşümün önemi giderek artarken, hem sağlık hem de ekonomi için yeni adımlar atılması gerekiyor. Bu adımlardan biri de atık toplama süreci. Atık toplama işletmelerinden işleme tesislerine bütün yatırımcılar, ruhsat sürecinde kolaylık sağlanmasını istiyor.

Sektör mensupları, ayrıca kaynağında ayrıştırmanın uygulanması için kurumların gerekli düzenlemeleri yapmasını bekliyor.

 

HABER:ADEM ORHUN  

 

Avrupa Komisyonu’nun Yeşil Mutabakat hedefleri ve mevzuattaki güncellemeler, geri dönüşüm sektörünü gitgide daha fazla etkiliyor. 

 

Bu kapsamda İstanbul Ticaret Odası’nda ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı: Geri Dönüşüm Sektöründe Fırsatlar ve Riskler Semineri’ düzenlendi. 

 

İstanbul Geri Dönüşümcüler Derneği (İGEDDER) öncülüğünde düzenlenen seminere, sektör mensupları ve kamu kurumlarından yetkililer katıldı. 

 

Çevre mühendislerinden kağıt toplayıcısına, depocusundan çevrim tesisi işletmecisine kadar sektörün emektarlarının takip ettiği seminerin açılış konuşmasını, İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman yaptı.

 

Salman, Yeşil Mutabakat kapsamında Türkiye’deki mevzuata uyum değişikliklerinin sektör profesyonelleri tarafından takip edildiğini kaydetti. 

 

Salman, bununla birlikte yeşil kriterler ve geri dönüşüm konusunda çalışacak insan kaynağının yetiştirilmesinin ana problemlerden ikisi olduğunu söyledi. 

 

Firmaların önemli bir kısmının yeşil dönüşüm konusunda aksiyon alma eğiliminde olmadığına dikkat çeken Salman, “İşletmelerin, sürdürülebilirlik konusunda kat etmeleri gereken uzun bir yolu var. 

 

Kamu, sivil toplum kuruluşları ve reel sektör arasında iletişim ve işbirliği artmalı. Bu yöndeki kamu teşvikleri de hayati öneme sahip” dedi.

 

YER VE RUHSAT

 

Seminerin açılışında İGEDDER Başkanı Yüksel Yılmaz da yaptığı konuşmada, temel problemlere dikkat çekti. 

 

Yılmaz, geri dönüşümde gerek toplama gerekse ayrıştırma aşamalarında yer/arazi ihtiyacının karşılanması gerektiğinin altını çizerek, “Yer ihtiyacımız var. İdareler yer vermiyor, ruhsat da vermiyorlar.

 

 Biz devletten illegal bir şey istemiyoruz. Geri dönüşüm elzem bir ihtiyaç haline geldi ama bunun için bizim topladıklarımızı koyacak ve bu potansiyel hammadde üzerinde çalışacak yere ihtiyacımız var. 

 

Bu konuda ilgili bakanlıkların ve belediyelerin daha çözüm odaklı adımlar atmasını bekliyoruz” dedi. Yılmaz’ın değindiği diğer bir konu da elektrik maliyeti oldu. 

 

Daha önce sektördeki işletmelerin sanayi statüsünde elektrik aldığını, bunun da indirimli olduğunu belirten Yılmaz, “İşletmelerimizi bu statüden çıkardılar, elektrik maliyeti ağır bir yük haline geldi. Toplama ayrıştırma yapılamıyor, maliyet yüksek olunca çoğu çöpe gidiyor” diye konuştu. 

 

 

HAMMADDE SAĞLIYOR

 

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürü Eyyüp Karahan da konuşmasında, geri dönüşüm sektörünün sanayi ve üretim için yerli hammadde sağladığını belirtti. 

 

Karahan, “Döngüsel atık sistemini iyi işletmemiz gerekiyor. Öyle ki, bir ürünü üreten firma daha tasarım aşamasında bundan ne kadar açık çıkar, neresi kullanılmaya devam edilir, bunu belirlemeli. 

 

Üreticilerin, malzemenin yeniden değerlendirilmesinin yanı sıra ürünün tekrar kullanımının önünü açması gerekiyor. Geri kazanım oranı bizde yüzde 34. Yeşil Mutabakat kapsamında bunu yüzde 65’e çıkarmalıyız” dedi. 

 

 

Kaynağında ayrıştırmanın önemini açıklayan Eyyüp Karahan, şöyle konuştu: “Atık toplama işinden önce bunun evde, işyerinde veya fabrikada türüne göre ayrıştırılması lazım. 

 

Bunu yapmadığımızda, potansiyel hammaddeyi kaybediyoruz. Türkiye’de en modern atık tesisinde atık yakma oranı yüzde 18 civarında. 

 

Halbuki Norveç’te bakiye atık oranı yüzde 2-3. Çünkü atıklar çok iyi ayrıştırılmış şekilde oraya geliyor. Yani biz elimizdeki potansiyelden kaybediyoruz. 

Buradan hareketle, sıfır atık felsefesini benimsememiz gerekiyor.” 

KİRLETEN ÖDER

 

Karahan’ın dikkat çektiği bir konu da atıktaki yükümlülük oldu. Zaman zaman acı reçeteye ihtiyaç olduğunu belirten Karahan, ‘Kirleten öder’ prensibini çok iyi işletmek gerektiğini vurguladı.

 

Karahan ayrıca Ulusal Çevre Bilgi Yönetim Sistemi çalışmasının sürdüğünü ve yıl sonunda tamamlanacağını da belirtti. 

 

Açılış konuşmalarının ardından seminerin ilk oturumu, İTO İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Raşit Avcı’nın başkanlığında yapıldı. 

 

İlk oturumda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdür Yardımcısı Caner Koçoğlu, organize sanayi bölgelerindeki büyüklükler, yeni OSB’ler ve istihdam hakkında bilgileri paylaştı.   

 

SIFIR ATIK BELGESİ

 

İstanbul Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Şubesi Müdürü Mustafa Lütfi İlkbahar da konuşmasında, Sıfır Atık Yönetmeliği’ne dikkat çekerek, İstanbul’da 16 bin 700 belge verdiklerini söyledi. 

 

Daha çok marketlerde göze çarpan ‘sıfır atık’ uygulamasının diğer işletmelerde de yapılması gerektiğini belirten İlkbahar, otellerin sürdürülebilirlik kapsamında sıfır atık belgesi almasının zorunlu olduğunu dile getirdi. 

 

İstanbul’da 650 civarında otele ve 56 büyük AVM’ye sıfır atık belgesi verdiklerini kaydeden İlkbahar, “257 hastaneye ve diğer sağlık kuruluşları dahil bu alandaki 500 işletmeye sıfır atık belgesi verdik. 

 

Fakat konutlarda bu yöndeki ilerleme oldukça düşük. İstanbul’da sadece 36 konut sitesi belge aldı” dedi. Mustafa Lütfi İlkbahar’ın dikkat çektiği diğer bir konu da ‘karbon yutak alanları’ oldu. 

 

İlkbahar, bu amaçla ağaçlandırma çalışması yapmak isteyen belediyelere ve üniversitelere destek olduklarını söyledi. 

 

 

ELEKTRİK ÜRETİLİYOR

 

 

Seminerde, İBB Atık Yönetimi Şube Müdürü Dr. Saffet Altındağ’ın sunumunun ardından İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, atık transferi, işleme tesisleri ve su yönetimi konusunda mevcut bilgileri paylaştı. 

 

İlçe belediyelerinin topladığı atıkların, İBB atık transfer noktalarına geldiğini belirten Prof. Dr. Erdinçler, “9 tesisimiz var. Buradan elektrik üretimi de yapıyoruz” dedi. 

 

 

HURDA KAĞIT İTHALATI

 

 

Seminerin ikinci oturumunda İGEDDER Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Gökalp, kağıt geri dönüşümünde büyük açık olduğunu söyledi. 

 

Gökalp, “İthal edilen kağıt atık miktarı arttıkça yurt içindeki atıkların hammadde olarak kullanılması da önleniyor. İthalatta çeşitli problemler var. Dışarıdan gelen kağıt atıkların içinden çöp de çıkıyor” dedi. 

 

Gökalp ayrıca, belediyelerin atık kağıt toplamasının, sektördeki işletmelerin büyümesini engellediğini ifade etti.  

 

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ekmekçi de konuşmasında, geri dönüşüm ekonomisinin içindeki dönüşüm kavramını artık ‘döngüsel’ diye değiştirmek gerektiğini söyledi.

 

Su ayak izi ve ürün tasarımının önemini hatırlatan Prof. Dr. Ekmekçi, “Döngüsel ekonomiye geçebilmek için kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmemiz lazım” dedi.

 

Kağıt yatırımları boşa gitmesin

 

 

Kağıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Osman Kaytan, kağıt sektörünün çok dinamik olduğunu, bu alanda art arda yeni tesisler açıldığını söyledi.

 

Pandemide hijyen endişesinin, kağıt ambalaj kullanımını artırdığını belirten Kaytan, “Fakat üretim ve finansman maliyetleri çok arttı. 

Aşırı kapasite oluşması da ayrı bir problem. 

 

Devletin ilgili kurumlarının bunu koordine etmesi lazım. Bir kağıt tesisi için 250 milyon dolarlık bütçe gerekiyor. Türkiye’de her zaman ve her yerde kağıt lazım oluyor. 

 

Ancak Avrupa’da en pahalı kağıt Türkiye’de. Kağıt toplama, ayrıştırma çok önemli. Taşıma suyla değirmen dönmez, yatırımlarımızın boşa gitmemesi gerekiyor” dedi. 

 

Poşetleri değerlendiremiyoruz

 

İSTAÇ Teknik Genel Müdür Yardımcısı Fatih Hoşoğlu, şehir hayatının ve faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için atık yönetiminde 3R tabanlı (azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüşüm) uygulamanın yeterli olmadığına dikkat çekti.

 

Hoşoğlu, “Ürünün atık olması son safhadaki konu. Tüketicilerin ve sanayicilerin, o ürünlerin daha uzun süre veya tekrar kullanılmasını sağlaması lazım. Ürünlerin ömrünü uzatmamız gerekiyor” dedi. Depozito sisteminin önemini vurgulayan Hoşoğlu, “Atık naylon poşetler en büyük sorunlardan biri. Atıkların yüzde 9’u poşet. Fakat poşetleri değerlendiremiyoruz, yakma tesisine gidiyorlar” dedi.

10 Ekim 2024 Perşembe