Geleceğin bitkisi 25 bin ürünün hammaddesi olacak

Endüstriyel kenevir bitkisi, tekstilden otomotive dokuz alanda 25 bin ürün için hammadde olmaya aday. Çin’in, üretim hacminde birinci olduğu ‘geleceğin bitkisi’ üzerine çalışan ülke sayısı İsviçre ve Uruguay’la birlikte 39’a ulaştı.

Giriş: 22.01.2024 - 11:18
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Türkiye de geçtiğimiz yıllarda araştırma merkezleri ve açılan yeni üretim sahalarıyla yarışa girdi. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

İtalya Ulusal Araştırma Konseyi, Biyolojik Bilimler ve Biyolojik Kaynaklar Enstitüsü’nün yayınladığı bir rapora göre, kenevir bitkisi 9 alanda 25 binden fazla ürünün hammaddesi olmaya aday. Kenevir bitkisinin sapında bulunan lifler, yüzde 74 civarında selüloz içeriyor. Kenevir, selülozun kullanıldığı her alanda hammadde olarak kullanılabiliyor. Bu alanların başında da tekstil geliyor. Tekstilin yanı sıra tarım, geri dönüşüm, otomotiv, mobilya, yiyecek ve içecek, kağıt, inşaat malzemeleri ve kişisel bakım ürünlerinin üretiminde kenevirden faydalanmak mümkün. 

 

Kenevir bitkisinden üretimde daha fazla yararlanılması için son yıllarda yasal değişiklikler ve yeni araştırmalar yapılıyor. Binlerce ürün için hammadde sağlanabilecek kenevir bitkisi için kolları sıvayan ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. 

 


ÜLKELER MARKAJA ALDI

 

Bu bitkinin değerlendirilmesine yönelik atılan adımların sayısı her yıl artıyor. İsrail, kenevirin ağırlıklı olarak medikal imkanlarını kullanırken, ABD’de de geçtiğimiz yıllarda kenevir üretimiyle ilgili sınırlamalar kaldırıldı. Bu arada Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından 2022 yılında hazırlanan bir rapora göre, kenevir gelecekte önemli bir hammadde olarak değerlendirilebilir. BM verilerine göre, bu alandaki yasal kısıtlamaları gevşeten ülkelerin sayısı arttıkça üretim alanı ve pazar hacmi genişliyor. Buna göre endüstriyel kenevir pazarının 2027 yılına kadar 18.6 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 

 

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

 

Osmanlı Devleti’nde özellikle gemi urganları için ekim serbestisi bulunan kenevir bitkisi, sonraki yıllarda yasaklı ürün haline geldi. Üretimde yeni çözümler ve pazarlardaki ihtiyaç üzerine yeniden dikkatleri çeken endüstriyel kenevir için Türkiye de atım attı ve 2016 yılında yasakları gevşetti. Bu kapsamda kurulan Yozgat Bozok Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü’nün araştırmalarına göre, bir yandan tohumluk geliştirme çalışmaları yapılırken, diğer yandan kenevirin her parçasının farklı kullanım alanı olduğu tespit edildi. En çok tekstil alanında hammadde olarak kullanılan kenevirin, diğer alanlarda hangi şartlarda ne kadar verimli kullanılabileceğine dair çalışmalar sürüyor. 

 

TOHUM ADAYLARI GELİŞTİRİLİYOR

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında kenevirle ilgili açıklamasının ardından kenevir konusundaki çalışmalar hızlandı. Türkiye’nin ilk yerli endüstriyel kenevir tohumları ‘vezir’ ve ‘narlı’, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından 2019 ve 2021 yıllarında tescil edildi. TİGEM tarafından üretim izni verilen illere satışı gerçekleşen kenevir tohumu sayesinde endüstriyel kenevir ekimi 2 bin 300 dekara ulaştı. Endüstriyel kenevir alanında tohumluk geliştirme çalışmaları ise bu alanda kurulan enstitülerce devam ediyor. 

 


İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM 

 

Bu arada Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından ‘Çok Amaçlı Mahsuller: Kenevir, Sürdürülebilir Tarım ve Su Verimliliğine Yönelik Doğaya Dayalı Bir Çözüm’ başlığıyla bir rapor yayınlandı. Buna göre kenevir, kuraklık ve toprakta artan tuzluluk problemi için bir çözüm olabilir. Aynı rapora göre, alternatif tarım hammaddesi olarak değerlendirilebilecek kenevir, tuzluluk konusunda orta derecede hassas. Bu bitki, kağıt hammaddesi olarak kullanılmak üzere yetiştirildiğinde 4 kat daha fazla verim elde edilebiliyor.

 

İSVİÇRE VE URUGUAY PAZARDA 

 

Küresel endüstriyel kenevir üretimi konusunda en güncel veriye FAO veri tabanından ulaşmak mümkün. Birleşmiş Milletler Kalkınma Konferansı Kenevir Araştırma Raporu da bu kaynağa dikkat çekiyor. Rapora göre, 1980’lerde kenevir üreten ülke sayısı 20-23 arasındayken, 2006 yılında sayı 30’a yükseldi. Son olarak pazara İsviçre ve Uruguay’ın da dahil olmasıyla endüstriyel kenevirde üretim ve araştırma yapan ülke sayısı 39’a ulaştı. FAO’nun yayınladığı son verilere göre, endüstriyel kenevir üretiminde liderliği Çin elinde bulundururken, Avrupa’da Fransa ilk sırada yer alıyor. 

 

ÇİFTÇİLER DENETLENİYOR

 

Üretim kısıtlamaları kalkarken, destekler de artıyor. Birçok ülkede endüstriyel kenevir tarımı için çiftçilere destek veriliyor. ABD’de Eylül 2021’de kurulan Ulusal Kenevir Derneği’nin yayınladığı bildiride, kenevir hakkında, ‘ABD’nin bir sonraki doğal kaynağı’ ibaresi kullanıldı. Bu adımlar dahilinde, ABD’de binalarda kenevirin kullanımı 2022 yılında onaylandı.

 


PEK ÇOK SEKTÖRE GİRDİ SAĞLIYOR

 

Prof. Dr. Güngör Yılmaz-Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü: Endüstriyel kenevir bünyesinde THC’nin (psikoaktif-uyuşturucu maddenin) oranının binde üçten az olması gerekiyor. Bitkinin sapındaki lifler yüzde 74 oranında selüloz barındırıyor. Bu da en çok tekstilde kullanılıyor. Kenevir bitkisinin lifleri alındıktan sonra sapların geri kalan kısımları inşaat sektöründe tuğla veya izolasyon malzemesi üretiminde kullanılıyor. Yine saplardan çeşitli kompozit ürünler üretilebiliyor. Hatta kurşun geçirmez yelekler, kasklar ve askeri malzemelerin bileşenlerinde keneviri kullanmak mümkün. Laminant parke, bahçe mobilyaları gibi alanlarda da sapları kullanılabiliyor.

 

Kenevirin yaprakları ve çiçekleri daha ziyade medikal amaçlı sağlık destek ürünlerinin hammaddesi olarak işlenebiliyor. Tohumları gıda sektöründe kullanılıyor. Ayrıca çok değerli yağ asitlerine sahip. Özellikle doymamış yağ asitleri bakımından çok zengin. Omega 3 bakımından da alternatif bir yağ olarak konumlanıyor. Son zamanlarda köklerinde bulunan fitosoidlerden dolayı merhem ve krem yapımında da hammadde olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye’de medikal tip kenevir yetiştirilmesi henüz yasal değil. Bununla ilgili mevzuat çalışmaları henüz tamamlanmadı. Endüstriyel kenevirle ilgili ise alanlar daha berrak. 

 

SU TÜKETİMİ DÜŞÜK

 

Oğulcan Kayaoğlu-Hemply’s Kurucu Ortağı: Kenevir üretiminin çevre dostu olmasının yanı sıra çiftçilere ekonomik faydalar sağladığını da görüyoruz. Çünkü kenevir, toprağı iyileştirmeye yardımcı olur, su tüketimi oldukça düşüktür ve karbon ayak izini azaltır. Biz bu sayede her bir tişört ile 1.800 litre su tasarrufu sağlamayı başarabiliyoruz. Ancak tüm güzel yanlarının dışında yıllardır, ‘yasaklı bitki’ olarak anılmasından ötürü gelişimi durmuş bir sektör olduğunu da unutmamak gerekiyor. Hemply’s olarak nihai tüketicilere, doğal ve organik kenevir kumaşlarından üretilen sürdürülebilir moda seçenekleri sunuyoruz. Yıllardır alışık olduğumuz pamuklu kumaşları kenevirle birleştirerek, hızlı moda ve yavaş moda arasında bir köprü olmayı hedefliyoruz. Kenevirle üretim, geleneksel pamuk üretimine kıyasla daha çevre dostu bir seçenek. Zaten 5 ayda 4 metre boya ulaşabilen bir bitki olduğu için organik tarıma oldukça uygun. Sadece yağmur suyuyla bile yetişebiliyor. Bu yüzden kimyasal tarım ilaçlarına ihtiyaç duymuyor. Çünkü doğal kokusu sayesinde böcekleri kendinden uzak tutuyor.

 

YETİŞTİRİCİLER İÇİN YÖNETMELİK

 

Türkiye’de kenevir yetiştirmek isteyen çiftçiler için yol haritası hazırlandı. Bu kapsamdaki bilgiler, Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik’te yer alıyor. Buna göre, şu an için üretim izni verilen 20 il bulunuyor. Kenevir yetiştiren bir çiftçinin tarlası ayda bir kez jandarma ve tarım müdürlüklerince denetleniyor. Türkiye’de şu an 7 bin dekarlık bir endüstriyel kenevir alanı bulunuyor. Bunun 5 bin dekarı sözleşmeli tarım modeli ile geçtiğimiz aylarda kenevir üretim ve işleme fabrikası açan Keneviro firması için kullanılıyor. 

 

İYİ ARAŞTIRILMALI 

 

Ekonomi Yazarı Rüştü Bozkurt: Kenevir bahsedildiği gibi çok yönlü bir hammadde olarak kullanılabilir. Mucize gibi çözümlerin ürünü olabilir. Ancak bunun için alt yapının çok iyi oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda veriler henüz net değil. Küresel rakip olabilecek ülkelerle ilgili derin bir araştırma yapılmalı. Bu alandaki saha çalışmalarım neticesinde tohum sorununun da masaya yatırılarak değerlendirme yapılması gerektiği fikrine ulaştım. Daha fazla yerli tohumla, daha net araştırmalarla ilerleyen dönemlerde faydalarına şahit olabiliriz.