‘En zorunu geride bıraktık’

Giriş: 09.10.2018 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem 2. Yasama Yılı’nın açılışı dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti. Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkenin yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu tüm dönemlerde, ekonominin her zaman özel önem verdiği konu olduğunu söyledi.

KESİNTİSİZ MÜCADELE

“Türkiye’yi 3.5 kat büyütürken ve zenginleştirirken, bundan milletimizin her kesiminin faydalanmasını sağladık. Çalışan, yatırım yapan, üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan bir ülke olarak adeta yepyeni bir kalkınma modeli ortaya koyduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinden geçtiğimiz bu kesintisiz mücadele dönemi, bize daha güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiştir” mesajını verdi.

ABD YÖNETİMİNE MESAJ

Verilen mücadeleye destek olanların millet tarafından el üstünde tutulduğunu belirten Erdoğan, ­şöyle konuştu: “Ekonomide içinden geçtiğimiz hassas dönem, herkes açısından çok daha büyük bir imtihan, çok daha büyük bir ayrıştırma vesilesi haline dönüşmüştür. Türkiye’nin ekonomi konusunda ihtiyacı olan reformların neler olduğunu en iyi biz biliyoruz. Ancak bir süredir yaşadığımız ve kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin, ülkemizin ekonomik gerçekleriyle, eksikleriyle ilgisi olmadığı çok açıktır. Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunları, diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı, orta ve uzun vadede Amerika’ya vermektedir. Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok ülkeyle adeta bir ticaret savaşına tutuşan Amerika, Türkiye’ye yönelik ekstra uygulamalarıyla güvenilirliğini iyice yitirmiştir.”

YEP ÖNEMLİ BİR ADIM

Türkiye ekonomisinin, tehditlerle ve saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlü olduğunu, kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizliğin yavaş yavaş ortadan kalktığını belirten Erdoğan, “Bütçe disiplininden en küçük bir taviz vermiyoruz. Ülkemizin uluslararası piyasalardaki görünümünü güçlendirecek adımları birer birer atıyoruz” dedi. Türkiye’nin kimseden para talep etmediğini, tüm çabanın, uluslararası sermayenin ülkede yatırım yapmasını sağlamak olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bunun için gereken her türlü desteği ve güvenceyi veriyoruz. Ekonomimizin dengelerini, finanstan yatırımlara kadar her alanda tahkim etmeye yönelik programları dikkatle hayata geçiriyoruz. Yeni Ekonomi Programı (YEP) bunun en önemli adımlarından biri” diye konuştu.

SIKINTILARI BİLİYORUZ

Sanayicinin, tüccarın, esnaf ve sanatkârın, tarım sektörünün, ücretli kesimin yaşadığı sıkıntıları çok iyi bildiklerini ifade eden Erdoğan, “Enflasyondan, faizlerden, döviz kurundan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz.
Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız. Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız, çalışmalarımız var” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra her şey daha kolay olacak. Bugüne kadar nasıl her sıkıntıyı milletimizle kol kola, omuz omuza vererek aştıysak, bugünleri de inşallah aynı şekilde geride bırakacağız. Çıktığımız bu uzun ve zorlu yolculukta Meclisimizle, siz değerli milletvekillerimizle birlikte yürüyecek, mücadeleyi birlikte verecek, başarıyı birlikte yakalayacağız.”

FIRSATÇILARA MEYDAN YOK

“Hiçbir sanayicimizi, tüccarımızı, çalışanımızı, vatandaşımızı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacaklarının da altını çizerek şöyle konuştu: “Dengeleme, disiplin ve değişim üzerine kurulu yeni bir ekonomi programı hazırladık. Kredi imkânlarını genişletip kolaylaştıracak, yatırımları teşvik edecek, üretime, istihdama ve ihracata öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum.”