Ekonomiye taze güç için 4 başlıkta yapısal reform

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Meclis Toplantısı’ndaki konuşmasında, ekonomik programın başarısı ve düşük enflasyon için 4 yapısal reform önerdi.

Giriş: 22.04.2024 - 09:16
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Avdagiç, “Özellikle ‘vergileme, sanayinin rekabetçi dönüşümü, üretken finansman sistemi ve yatırım ortamının güçlendirilmesi’ gibi reformlar ekonomimize güç verecektir” dedi.

 

31 Mart mahalli seçimlerinin ardından siyasetin önünü gördüğünü belirten Avdagiç, “Özel sektör de bundan sonraki dönem için en az siyaset kadar önünü görmek istiyor. Çünkü önünü görmeyen adımını atamaz. 

İş dünyası olarak, tüm eforumuzu ve dikkatimizi ekonomiye vermiş durumdayız” diye konuştu.

 

Enflasyonla mücadelede kamunun harcama tasarrufuna dikkati çeken Avdagiç, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe disiplininden taviz verilmeyeceğini, kamunun tasarruf yapacağını ve ek bütçe kullandırılmayacağını söylemesini önemsiyoruz. Enflasyonla topyekun mücadele edilmeli” dedi.

 

ŞEREF KILIÇLI - BARIŞ CABACI - MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın nisan ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında iş dünyasının gündemini değerlendirdi. Avdagiç, “İnanıyorum ki, ekonomik programın başarısı ve tek haneli kalıcı düşük enflasyon için yapısal reformları da yakında gerçekleştireceğiz. Özellikle ‘vergileme, sanayinin rekabetçi dönüşümü, üretken finansman sistemi ve yatırım ortamının güçlendirilmesi’ başta olmak üzere yapılacak yapısal reformlar ekonomimize taze güç verecektir” dedi.

 

ENFLASYONLA MÜCADELEYE DEVAM

 

31 Mart mahalli seçimleri sonrası gerek ekonomi yönetiminin gerekse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları önemli bulduklarını belirten Avdagiç, “Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgusu, hem iç hem de dış piyasalar açısından hedefli mesajlardı ve bu mesajlar amacına ulaştı. Orta Vadeli Program’ın hedeflerine bağlılık ve yapısal reformlara vurgu da piyasaların güvenini pekiştirmesi açısından önemli bir işlev gördü” diye konuştu. 

 

“31 Mart seçimlerinin ardından siyaset önünü gördü” diyen Avdagiç, şöyle devam etti: “Özel sektör de bundan sonraki dönem için en az siyaset kadar önünü görmek istiyor. Çünkü önünü göremeyen adımını atamaz. Aynı şekilde pusulası olmayan da açık denize yelken açamaz.”

 

İŞ DÜNYASI İÇİN YENİ DÖNEM

 

Yeni ekonomik politika ve seçimlerin ardından Türkiye ekonomisinde özel sektör için de yeni bir süreç başladığını kaydeden Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye seçimlerini geride bıraktık ve seçim sonrası, dış dünyada yakından takip ettiğimiz gelişmeler dışında, tüm eforumuzu ve dikkatimizi ekonomiye vermiş durumdayız. En azından biz iş dünyası olarak bunu arzuluyoruz. Üçüncü çeyrekle birlikte enflasyondaki yavaşlamanın belirginleşmeye başlayacağını tahmin ediyoruz. Dış ticaret açığındaki daralma mart ayında da devam etti.”

 

TOPYEKUN FEDAKÂRLIK

 

Enflasyonla topyekun mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, kamunun harcama tasarrufuna dikkati çekerek, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe disiplininden taviz verilmeyeceği, kamunun tasarruf yapacağı ve ek bütçe kullandırılmayacağı açıklamasını önemsiyoruz. Tüm toplumdan fedakârlık isterken, kamu birimlerinin bunun dışında kalması düşünülemez. Eminim ki, kısa zaman içinde Türkiye, bu fedakârlıklarının karşılığını alacak, refahı tüm ülkeye yayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

 

EN ZAYIF KÜRESEL BÜYÜME

 

Dünya ekonomisi hakkında da açıklamalarda bulunan Avdagiç, “Uluslararası Para Fonu (IMF), bahar dönemi Ekonomik Görünüm Raporu ön değerlendirmesinde, orta vade için 30 yılı aşkın bir dönemin en zayıf küresel büyüme beklentilerini açıkladı. Raporda, Çin ve Güney Kore gibi ekonomilerdeki göreli iyileşmeye rağmen Ukrayna’da süren savaşa, Ortadoğu’da zirveye çıkan İsrail’in yol açtığı krizin ekonomik etkilerine ve Brexit gibi unsurlarla birlikte dünyanın kimi bölgelerinde oluşan yeni jeopolitik parçalanmalara işaret edildi. Bu ortamda ‘Küresel ekonominin, orta vadede salgından önceki büyüme oranlarına dönmesi beklenmiyor’ görüşü vurgulandı” dedi. 

 

FAİZ İNDİRİM BELİRSİZLİĞİ

 

IMF’nin uyarılarına rağmen ABD ve Euro Bölgesi ekonomilerinde yakın dönemde açıklanan verilerin olumlu bir görünüme işaret ettiğini belirten Avdagiç, şöyle konuştu: “Veriler olumlu yönde gitse de bu yıl için beklenen faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı konusunda net bir tablo sunmuyor. Nitekim, Euro Bölgesi enflasyonu mart ayında beklenmedik bir şekilde yüzde 2.4’e gerileyerek Avrupa Merkez Bankası’nın bu yıl içinde faiz oranlarını düşüreceği beklentilerini güçlendirdi. ABD enflasyonu ise yakın dönem faiz indirimi için güçlü bir dayanak oluşturmasında yeterli güveni veremiyor. ABD ekonomisi mart ayında istihdamda olumlu bir görünüme işaret etti ve yüzde 3.8’e gerileyen işsizlik oranı, işgücü piyasasının güçlü kalmaya devam ettiğini gösterdi. Umulandan daha iyi gelen istihdam verisi, faiz indirimi beklentileri üzerinde baskı oluşturdu.”

 

BAŞARI İÇİN ‘İLİM, İRADE VE KUDRET…’ 

 

Osmanlı dönemi devlet adamı ve tarihçi Ahmet Cevdet Paşa’nın bir sözüne atıfta bulunan Avdagiç, şöyle konuştu: “Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayileşmede niçin başarılı olamadığını analiz ederken, der ki, bir ıslahat düşüncesinin, bir sanayileşme hamlesinin başarılı olabilmesi için üç unsur gereklidir: ‘İlim, irade ve kudret…’ 

 

Yani ne yapılacağını bilmek, onu yapma kararlılığını göstermek ve onu yapabilme gücüne sahip olmak. Bu üç unsur bir iktidarda ya da bir yöneticide toplandığında, o kişi ıslahatı başarıyla yapar; eğer biri eksik kalırsa o iş aksar, diyor Cevdet Paşa. Türkiye o devirden bu devire, bu üç unsuru bir araya getirmekte hep güçlük çekti. Şimdi bu üç unsura sahibiz. O yüzden Türkiye ekonomisi için güzel bir başlangıç daha olacağına inanıyoruz. Çünkü gerek kamu gerek özel sektör ve gerekse millet olarak ne yapacağımızı biliyoruz. Bunu yapmayı istiyoruz ve bunu yapacak güce sahibiz. Ekonomik programı bu bilinç ve kararlılıkla hükümetin uygulamasını istiyoruz.”

 

İNSANLIĞIN ÖLDÜĞÜ YERDE, TİCARET YAŞAMAZ

 

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Maalesef ki, İsrail’in vahşeti, insanlığın vicdanını artık kanatmıyor, deyim yerindeyse yok ediyor” dedi. Türkiye’nin bu aşamada çok ciddi bir karar alarak bazı malların İsrail’e satışına kısıtlama getirdiğini hatırlatan Avdagiç, “İTO olarak 6 aydır İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı katliamını ve Filistinli masum insanlar ile çocukları açlığa mahkûm etmesini sonlandırma çabalarının karşılıksız kalması üzerine Türkiye’nin İsrail’e karşı yürürlüğe koyduğu ihracat kısıtlamasını önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz. Biz insanlığın öldüğü yerde ticaretin yaşamasının mümkün olamayacağına inanıyoruz. Türkiye’nin bu tavrının kalıcı ateşkes ve kesintisiz insani yardım için tüm ülkelerin ortak hareketine vesile olmasını diliyoruz” dedi.

 

YORULMAK BİLMEYEN BİLGE GENÇLİĞİMİZ: TBMM

 

“Baharın tabiatı yeniden diriltip tazelemesi gibi nisan ayını bizim için bir yeniden diriliş ayına çeviren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum” diyen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Dört bir tarafı, İngiltere ve müttefikleri tarafından işgal edilmişken; 23 Nisan 1920’de Ankara’da Meclis-i Millimiz toplandı. Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazı sonrası Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından dualarla açılan Meclisimiz, umutların yok olduğu bir dönemde azimle Milli Mücadele’yi yürüttü. Bir bağımsızlık savaşını, dünya tarihinde ilk kez tüm safhalarıyla bir Meclis, bizzat kendi idare etti. Ortak bir vatan ve ortak bir gelecek için insanlarımızı kenetleyip birleştirdi. Yine Meclisimiz, dünyadaki ilk Gazi Meclis’tir. İkinci kez de 15 Temmuz 2016 tarihinde bu sıfatını tazeledi. TBMM, bizim mazimizdir, istikbalimizdir, tarihimizdir. TBMM, bizim hürriyetimizdir, yorulmak bilmeyen ‘bilge’ gençliğimizdir. O yüzden Meclisimizin 104. açılış yıl dönümünü ilk günkü coşku ve umutla kutluyorum.” 

 

MECLİS’TEN YANSIMALAR

 

TASARRUF TEDBİRLERİNİ OLABİLDİĞİNCE UYGULAYABİLMELİYİZ

 

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, nisan ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada tasarruf tedbirlerine dikkat çekti. “Ülke olarak daha tutumlu olmalıyız” diyen Erken, şöyle devam etti: “Gereksiz harcamalardan hem merkezi otorite hem de yerel yönetimler olarak kaçınmalıyız. Yapılan tüm harcamalar borçlarımızı arttırıyor, bizleri daha fazla bağımlı hale getiriyor. Burada devlet yönetimi kendi tedbirlerini almalı. Ama bizler de kendi kontrolümüz altındaki bireysel veya kamusal yapılarda bu tasarruf tedbirlerini olabildiğince uygulayabilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, bu tür konularda herkes ve her kesim   kendi gücü nispetinde sorumludur. Allah yardımcımız olsun.”

 

TÜRKİYE’NİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜ

 

Erhan Erken, Türkiye’nin sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’te vefat yıl dönümü nedeniyle de değerlendirmelerde bulundu. Özal’ın Türkiye’deki dönüştürücü etkisini vurgulayan Erken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Belli bir dönem halk Özal’ı ve serbestleşme politikalarını çok benimsedi. Türkiye kısa dönemde ciddi oranda dışa açıldı. Ülke insanı dış ülkelerle çok fazla ilgilenir oldu. Özelleşmeler arttı. Ülkede farklı bir hava esti.”

 

Özal’ın vefatı sonrasında sürecin lokomotifini yitirdiğini anlatan Erken, “Rahmetli Özal, dünyanın küreselleşme döneminde aldığı yeni şekle uygun olarak Türkiye’nin de bu devrede daha fazla liberalleşmesi ve dışa açılması konusunda kendi muhafazakar kimliği ile birlikte çok önemli bir işlev gördü. İlave olarak Özal’ın bu tavırları, 12 Eylül ile birlikte ağırlık kazanan askeri vesayet sisteminin gücünün dağılmasına da sebep oldu. Ben burada bu politika iyidir veya zararlıdır, diye bir yorumda bulunmuyorum. 

 

O konuşmayı daha farklı bir yerlere götürür ki, şu an buna gerek yok, diye düşünüyorum. Ama Türkiye ve dünya tarihi içerisinde Özal’ın ve ANAP’ın bir toplumda uyandırdığı dönüştürücü etkiyi ortaya koymaya çalışıyorum. Belki başka platformlarda bu süreç; ülke açısından ne tür yararları oldu veya zararları neler oldu, diye tartışılabilir. İncelenebilir ve analiz edilebilir” diye konuştu.

 

İTO MECLİS ÜYESİ OLMAKTAN ONUR DUYDUM

Alper Yeğin-Döküm ve Metal İşleme Meslek Komitesi-Sancaktepe Belediye Başkanı: Böyle büyük bir kurumun meclis üyesi olmaktan onur duydum. Bu onuru sizlerle birlikte yaşadım. Bu büyük ailenin parçası oldum. Yönetim Kurulumuza, meclis üyesi arkadaşlarımıza, herkese teşekkür ediyorum.   Sancaktepe’nin hem Türkiye hem İstanbul açısından daha da önemli bir noktaya geleceğine inanıyoruz. İstanbul Ticaret Odamızın da Sancaktepe’yi daha fazla duyurması bizler için kıymetli. Sancaktape’de ülkemiz için ciddi yatırımlar yapılmasını sağlayacağız. 

 

ARA ELEMAN DEĞİL ARANAN ELEMAN 

Dr. Kayıhan Özdemir Turan-Lojistik Hizmetler Meslek Komitesi: Ara eleman yerine, aranan eleman veya operasyon elemanı denilmesini talep ediyoruz. Aranan eleman eksikliği sektörler için vahim bir sorun haline geldi. Her ilde üniversite olsun, her genç üniversite mezunu olsun anlayışının olumsuz etkisini yaşıyoruz. Çünkü bu yaklaşım böyle bir sorunu ortaya çıkardı. Sektörler ihtiyaç duydukları personeli bulamıyor. Milli Eğitim Bakanı’nın, İTO Meclisimize davet edileceği, mesleki eğitim ile ilgili konuların kendisine birinci elden aktarılacağı söylendi. Milli Eğitim Bakanı’nın katılacağı toplantı öncesi, mesleki eğitim konusunda komitelerle ortak bir çalışma yapılmasını öneriyoruz. 

 

YENİLENEBİLİRDE REKOR KIRILDI

Bülent Şen-Enerji Meslek Komitesi: Ülkemizde yenilenebilir enerjide, 12 Nisan tarihinde tüm zamanların rekoru kırıldı. Söz konusu tarihte, Türkiye’nin günlük elektrik üretiminin yüzde 78.5’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. Yüzde 78.5 rakamı ülkemiz için güzel bir rakam. Yenilenebilir enerjide önümüz açık. Güneş enerjisinin önü daha açık. Sırtımızı rüzgara, yüzümüzü güneşe dönmemiz gerekiyor. Enerjide asıl olan fiyat ve jeopolitik gelişmeler de fiyatları etkiliyor. Geçtiğimiz hafta sonu, İran tarafından İsrail’e drone’larla bir saldırı gerçekleştirildi. Avrupa’da doğalgaz fiyatları bir gecede yüzde 7.5 arttı. Diğer taraftan, bu sene Avrupa’da kışın ılıman geçmesi ve LNG, doğalgaz fiyatlarının düşüşünü etkiledi. Önümüzdeki süreçte başka bir konu Çin-Tayvan gerilimi olacak. Enerji ve gıda Türkiye’nin vazgeçilmezleri. Akkuyu Nükleer Santrali’nde ilk reaktör inşallah bu yıl devreye girecek. Nükleer santralin enerjide verimliliği yüksek.

 

İLAÇ VE TIBBİ CİHAZDA FİYAT SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Veysi Cengiz Balçık-İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi: Sağlık sektöründe yaklaşan önemli sıkıntılar var. Hem ilaçta hem tıbbi malzemede fiyatlarımız kamu tarafından belirleniyor. Öyle bir noktaya geldi ki, dünyada en ucuz ilaç bizim ülkemizde. Ucuz olduğu için başka ülkelerden gelip çantayla ilaç götürüyorlar. İlaç fiyatlarında temmuz ayına kadar bir düzelme olmazsa sıkıntı daha da büyüyecek. Global ilaç firmaları, fiyattaki bu sıkıntı sebebiyle artık ülkemizden çıkıyor. Tıbbi cihazda da aynı sorun var. Oralarda da global firmalar ülkemizden ayrılıp yurtdışına gidiyor. Fiyat sorunu çözülmeli. İlaç ve tıbbi cihaz sektörü, stratejik bir sektör. Aynı zamanda desteklenmesi gereken bir sektör. Öyle fiyatlar oluştu ki, ambalajın ilaçtan daha pahalı olduğu sonuçlar da ortaya çıktı. Yerli üreticiler özellikle desteklenmeli. 

 

ASGARİ ÜCRET ZAMMI YILDA BİR OLMALI

Ali Bakaner-Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: 2024 Ocak’ta asgari ücret belirlendi, çalışanlarımıza en az yüzde 50 olmak üzere zam yaptık. Verilen bu rakamı bir yıllık olarak dillendirdik. Asgari ücret noktasında temmuz ayında zam yapılmasını sanayicilerimiz ve tacirlerimiz kaldıramaz. O yüzden asgari ücretin yıl boyunca değiştirilmeden devam etmesini talep ediyoruz. Diğer bir konu da demir dışı metaller sektörü olarak bakır ve alüminyum hurdalarına ihtiyacımız var. Bunlar ülkemizde yeterli değil. Bazı firmaların yanlış yapması nedeniyle gümrükteki uygulamalar genele yayılıyor. Biz de mağdur oluyoruz. Yeşil Mutabakat’ta hurdaların dönüştürülmesi çok elzem. Dünya tersine döndü. Müşterilerimiz artık hurdadan ürün üretip üretmediğimizi soruyor. Bunu yapmıyorsak bizden alışverişi kesiyorlar. Hurda ithalatı çok önemli. Hurda ithalatında gümrükte sıkıntı yaşıyoruz. Mevcut elemanlarımız üretim kapasitemizi karşılamaya yetmiyor. Vasıflı, vasıfsız elemana ihtiyacımız var. Sanayimize katkısı olacak göçmen işçileri düzenlemeyle üretime katmak gerekiyor. Kendi insanlarımızı değerlendirmek istiyoruz. Fakat işsizlikten ziyade iş beğenmeme durumu var. 

 

AFAD’A İLAVE DESTEK KURALIM

Ahmet Gediz Tatar-Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: Amacımız deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında AFAD kontrolünde ilave destek ekibi oluşturmak. Birden fazla yardım, destek ve kurtarma kanalı olması, acil durumlarda buradaki herkesin hayatını kurtarabilecek. Ek destek ekibi olmasının nesi kötüdür? İTO, 700 bin üyesiyle AFAD’a gönüllü destek ekibi kurabilir.

 

ENFLASYON KONUSUNDA ORTAK PROJE YAPILMALI

Şenol Aras-Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi: Bayram tatilini Avrupa’da geçirenler, oradaki ürün ve hizmetlerin fiyatlarını Türkiye’deki fiyatlarla karşılaştırdı. Türkiye’deki fiyatların daha pahalı olduğuna yönelik sosyal medyada paylaşımda bulundular. Ancak burada nereden kaynaklandığına bakıldığında, en büyük sorun döviz kurlarını kontrol etmeye çalışmak. Fakat görüldü ki, dolar artmayınca fiyatlar daha da artıyor. Çünkü ürünün TL maliyetleri artıyor, mevcut döviz kuruyla Avrupa’ya kıyasla da pahalı hale geliyor. İstanbul Ticaret Odası, Türkiye’nin en büyük ticaret odası. Bu konuda yapılabilecekler var. Ülke olarak enflasyonu yenmemiz gerekiyor. Enflasyon konusunda mevcut kısır döngü ile bir yere gidilemez. Tüm sektörlerin aynı gemide olduğunu unutmamalıyız. Önerim 81 meslek komitesi ortak bir proje yapmalıyız. Ekonomi biraz da algı ve beklenti meselesi. Eğer fiyatların yükselmeyeceği beklentisi toplum tarafından kabul görürse, enflasyonun düşmesinde faydalı olur.

 

TİCARET MEKTEBİ’NE DAVET EDİYORUZ

Mehmet Cebeci-Toptan ve Dış Ticaret Meslek Komitesi: Ticaret Mektebi projemizle yaklaşık 6 yıldır, girişimcilerin yetişmesine katkıda bulunuyoruz. Ticaret Mektebi, MÜSİAD ve Yedi Hilal Derneği’nin birlikte gerçekleştirdiği bir proje. 15-75 arasındaki, ticarete ilgi duyan, girişimci olmak isteyen insanlara eğitim veriyoruz. Yani kendini genç hissedenlere hizmet veriyoruz. Yeni dönemle ilgili olarak 27-28 Nisan tarihlerinde MÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenleyeceğimiz bir etkinlik var. Bu etkinliğe tüm meclis üyelerimizi ve iletişimde bulundukları tüm gençleri davet ediyoruz. 

 

ÜRÜNLER ZAYİ OLMASIN

Mustafa Manav-Meyve ve Sebze Meslek Komitesi: Her bayram tatilinde sektör olarak şunu yaşıyoruz: Bayramın üçüncü gününden itibaren trafik çok yoğun olacağı için İstanbul’a meyve-sebze ve gıda TIR’larının girmemesi yönünde bilgi geliyor. İstanbul’da kayıtdışı-kayıtiçi yılda 5 milyon ton meyve sebze tüketimi var. Yaptığımız görüşmelerle bu kararı ortadan kaldırdık. Kurban Bayramı’nı düşündüğümüzde hava sıcak olacak. Meyve dalda beklemez. Meyve ve sebze kamyonlarının İstanbul’a girişi önlenirse binlerce ton meyve zayi olacak.

 

RESTORANLAR GÜNAH KEÇİSİ OLDU

N.Ö. Ebru Koralı-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi: Bayram tatilinde Yunan adalarına vizesiz giden vatandaşlar döndükten sonra sosyal medyada kalamar fiyatları üzerinden restoranları linç edip boykota dönüştürdüler. Bizi fahiş fiyatla iş yapan şeklinde itibarsızlaştırıyorlar. Ülkedeki yüzde 70 gıda enflasyonundan restoranlar sorumlu tutuluyor. Meslektaşlarımızın da hamleleri bize doğru dönüyor. Maliyetlerimize bakıldığında, satın alma maliyeti yüzde 33, personel gideri yüzde 30, enerji maliyeti yüzde 10, kira yüzde 10 ve diğerleri yüzde 5 şeklinde ekleyince vergi öncesi brüt kâr yüzde 12. Bazı restoranlarda bu rakam yüzde 7’ye düşüyor. Elbette haksız kazanç sağlayanlar da var. Kötü olan biz değiliz. Ancak günah keçisi olduk. 

 

STK’LARDAN GÖRÜŞ ALINMALI

Serdar Keskin-Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: STK’lara görüş ve öneri sorulmadan mevzuat çıkarılıyor, tebliğ yayınlanıyor. Nihai karar Ankara’da. Ancak mevzuat çıkarılmadan önce STK’lardan görüş alınırsa daha doğru bir süreç olur. Ayrıca bir mevzuat çok kısa sürede değişmemeli. TSE konusunda da bazı sorunlar var. Mesela, 1-2 aydan önce sonuç çıkmıyor. İşlem süresi çok uzun. Bu konuda TSE’nin 3 ayaklı olmasının sorunun kaynağı olduğunu düşünüyoruz. TSE’nin bağlı olduğu bakanlık Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Mevzuat da Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı. TSE’nin Ticaret Bakanlığı’na bağlanmasını öneriyoruz. Yine mevzuat konusunda, tebliğle ilgili en azından bir aylık bir süre olmalı. Çünkü yanlış bir tebliğ, ancak bir tebliğ ile değişebiliyor. Bu sorunu özellikle yılbaşı dönemlerinde görüyoruz.