Türkiye, geçtiğimiz yılı sıkı para politikası tedbirlerinin etkileri altında tamamladı. Yeni yılda da dezenflasyona ve mali disipline yönelik adımlar devam edecek. İçeride hem firmalar hem de tüketiciler için en önemli gündem maddesi, düşen enflasyon ve fiyatlama olacak.
Nitekim geçtiğimiz haftalarda, “Üretim, rekabet ve verimliliği artırıcı yapısal reformlar hayata geçirilecek” mesajını paylaşan ekonomi yönetiminden, yılın son haftası yapılan, “Enflasyonun tek haneli seviyelere indirilerek, bu seviyelerde istikrar kazanmasını sağlamak en önemli önceliğimizdir. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde dezenflasyon sürecini temin edecek programımızı, etkin bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz” açıklaması hatırda olacak. Bu kapsamda 2024 yılı yüzde 44 enflasyon oranıyla kapatılırken, asgari ücrette artışın yüzde 30’la sınırlı tutulması, yeni yıl hedefleri için önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Diğer yandan, maliye ve ekonomi politikasının yanı sıra eylül ayında güncellenen Orta Vadeli Program (OVP), yeni yılın çalışmalarının belkemiğini oluşturacak. Burada birçok sektörü ilgilendiren yasal değişikliklerin de takvimleriyle birlikte takip edilmesi işletmeler için faydalı olacak.
OVP’de de yer verilen büyüme ve enflasyon hedefleri zaman zaman güncelleniyor. 2025 yılının yüzde 21 enflasyonla kapatılması hedefi açıklanırken, ekonomi yönetiminden yapılan açıklamalarda daha da düşük bir enflasyon oranının mümkün olduğu belirtildi.
FİNANSMAN VE YATIRIM
Yatırımlar da enflasyonun seyri ve faiz koridoruna ilişkin kararlara paralel olarak değişecek. Geçtiğimiz yıl işletmeleri çok zorlayan finansman maliyeti, henüz arzu edilen seviyelere yakın değil. Bu konuda da TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) takip edilecek. PPK’nın ilk toplantısı 23 Ocak’ta, ikincisi ise 6 Mart’ta gerçekleştirilecek. Faizde muhtemel indirim kararı beklenen bu toplantılar öncesinde piyasalarda hareketlenme olacağı öngörülüyor.
Finans uzmanları da bu bağlamda yatırımcılara ve işletmecilere yılın ilk aylarında döviz açık pozisyonunda bulunmalarını tavsiye ediyor.
İSTİHDAMI KORUMA
Öte yandan, finansman güçlüğü yaşayan bazı sektörler, açıklanan yeni programla desteklenecek.
Konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde üretim ve istihdamı muhafaza eden firmalar için bu ay, KOSGEB eliyle ‘İstihdamı Koruma Programı’ başlatılacak. Geçen yılki işgücü düzeyini bu yıl da koruyan KOBİ’lere, çalışan sayısı başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi sağlanacak.
Teşvik sisteminde yapılacak kapsamlı değişiklik de girişimciler, yatırımcılar ve firmalar tarafından yakından takip edilecek.
PAZARLAR VE TAHSİLAT
Türkiye yeni yıla enflasyon ve asgari ücret gündemiyle girerken, sektörlerin gündeminde mevzuat düzenlemeleri, dış ticaret pazarlarındaki gelişmeler, bölgesel çatışmalar da olacak. Tedarikçi KOBİ’lere, iş yaptıkları ana firmaların hem içerideki hamlelerini hem de dışarıdaki faaliyetlerini takip etmeleri öneriliyor. Ayrıca alacak tahsilatı bu yıl da en kritik konulardan biri olacak.
AVDAGİÇ: İŞ DÜNYASININ GÖZÜ KUR DENGESİNDE
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, iş dünyası için enflasyon ve faiz oranları kadar bir diğer önemli başlığın ‘kur dengesi’ olduğuna dikkat çekti. Kurda adil bir fiyat dengesinin korunmaması durumunda, başta ihracatçı akabinde üretim, yatırım ve istihdamdan büyümeye kadar uzanan negatif etkilerin olduğunu vurgulayan Avdagiç, şunları söyledi: “Enflasyon 11 ayda yüzde 42.9 oranında artmışken sepet kurdaki artış yüzde 15 bile değil. Bu, sürdürülebilir bir durum değil. Dolayısıyla 2025’te finansman koşulları enflasyon, faiz ve kur kanalındaki gelişmelerin bütününe göre şekillenecek. İş dünyası olarak bu üçü arasında bir denge kurulmasını ümit ediyoruz.”
İTO Başkanı Avdagiç, ayrıca 2025’te üretim, ihracat ve yatırıma yönelik selektif kredi politikalarının uygulanması ve ihracatçının rekabetçiliğine destek verilecek kur düzeylerinin yakalanması halinde yüzde 4 büyüme hedefine ulaşılmasının mümkün olabileceğini dile getirdi.
Enflasyon konusunda ise oldukça önemli bir mesafe kat edildiğini belirten Avdagiç, ocak ayından itibaren baz etkisiyle birlikte düşüşün hızlanacağını tahmin ettiklerini söyledi.
TAHSİLAT RİSKİNE KARŞI ALACAK SİGORTASI
Ticari alacakların tahsilatı için risklerin iyi sorgulanması da işletmelerde 2025’in çalışma konularından biri olacak. Bu probleme karşı karekodlu çek ve Türk Reasürans öncülüğünde sağlanan ‘Devlet Destekli Alacak Sigortası’, iç pazardaki işletmelerin risklerini azaltmasını sağlıyor. Benzer şekilde, ihracatçı firmalar için de Türk Eximbank’ın alacak sigortası hizmeti, küresel pazarlara açılan firmalar için güvence oluşturuyor.
ENERJİDE YENİLENEBİLİR FIRSATLAR
Son yıllarda yenilenebilir enerjideki yatırımlarını artıran Türkiye, böylece ithalat faturasını da düşürüyor. Birkaç yıl önce 100 milyar dolara dayanan enerji ithalatı, yerli kaynakların da kullanımıyla 50-60 milyar dolar seviyesinde gerçekleşiyor. Yenilenebilir enerji yatırımları ise 20 yıl içinde 132 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını engelledi.
Yenilenebilir enerji kurulu gücü, hidroelektrik santrallerle birlikte 67 bin megavatı geçti. Bu alanda yeni yatırımlar için yeni adımlar atılıyor. Özel sektör marifetiyle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları 31 bin megavata ulaştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, halen 70 bin megavata yakın ön lisans ya da kısmen lisans aşamasında yatırım kapasitesi bulunuyor. Bunun 34 bin megavatı, depolamalı RES ve GES projeleri. Ocak veya şubat ayında güneş ve rüzgar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesi yapılacak. Ayrıca halen 48 ay süren izin sürecinin 24 aya kadar indirilmesi için son aşamaya gelindi.
Bu arada enerji yatırımları, ekipman üretici sayısını da artırıyor. Ana ekipman imalatçısı 150’yi, doğrudan ve dolaylı alt tedarikçi sayısı da 350’yi aştı.
SIRA GÖRÜNÜMÜN İYİLEŞMESİNDE
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının geçen yıl Türkiye için yaptığı not artışlarının ardından, 2025 yılı için de olumlu beklentiler dile getiriliyor. Uzmanlar, raiting kuruluşlarının dezenflasyon sürecinin ilk çeyrekte nasıl işlediğini görmek isteyeceğini, ilk toplantılarda not artışı yerine görünümün iyileştirilmesi yönünde karar açıklanabileceğini belirtiyor. S&P Global, 1 Kasım’da Türkiye’nin kredi notunu B+’dan BB-‘ye yükseltirken, görünümünü ‘pozitif’ten ‘durağan’a revize etmişti. Kredi derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye’nin kredi notunu ve görünümünü gözden geçireceği tarihler şunlar:
* Moody’s: 24 Ocak ve 25 Temmuz
* Fitch Ratings: 31 Ocak ve 25 Temmuz
* Standard&Poor’s: 25 Nisan ve 17 Ekim
* Capital Intelligence: 16 Mayıs ve 14 Kasım
* Scope: 30 Mayıs ve 24 Ekim