Mehmet Aziz Çakmak, sağlık alanındaki öğrencilere senaryo temelli öğrenme modeliyle en kısa sürede en etkin öğrenme şansını vaat ediyor. Öğrenmeyi kolaylaştıran Çakmak, “Hedefimiz, eğitim dünyasının Spotify’ı olmak” diyor.
Haber: Tuğçe ÖZKUŞ
MARDİN Artuklu Üniversitesi hemşirelik programından mezun olduktan sonra bir kamu hastanesinde hemşire olarak çalışan Mehmet Aziz Çakmak,
2022 yılında memuriyetten ayrılıp girişimciliğe adım attı. Hikayesini İstanbul Ticaret’e anlatan Çakmak, Dicle Üniversitesi Teknokent’te ‘Mirai Yazılım’ adıyla firmasını kurduğunu ve girişimi için yeni adımlar attığını söyledi. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’ne (BTM), firmasının projesi olan ‘3Dscenario’ ile kabul edildiğini belirten Mehmet Aziz Çakmak, sağlık bilimleri gibi insan hayatına direkt dokunan bir alanda akademisyen olarak görev aldıktan
sonra eğitimle ilgili bazı problemlerin dikkatini çektiğini ifade etti.
ÖĞRENCİLERİN İHTİYACI
Çakmak, ihtiyaçlar ve girişimi hakkında şunları söyledi: “Geleneksel eğitimin gelecek dinamizmine ayak uyduramadığını gördüm. Eğitmenlerin yeteri kadar teşvik edilmediğini ve öğrencilerin zorlu hayat koşullarıyla
baş ederken, öğrenim faaliyetlerine yeterli zamanı ayıramadıklarını farkettim. Zaten 2015 yılında Microsoft ekibi tarafından yapılan
ve Time dergisinde yayınlanan bir araştırma, bu gözlemlerimin yersiz olmadığını gösterdi. O araştırmada, 2 bin katılımcının ‘elektroensefalogram’ (EEG çekimi) bulguları incelenmiş ve maksimum odaklanma süresinin 8-12 saniyeye kadar düştüğü tespit edilmişti. Bu konuya odaklandım. Öğrenciler, kısa sürede çok şey öğrenebilecekleri ve unutmayacakları bir öğretimi talep ediyor. Eğitmenler de teşvik mekanizmalarıyla daha çok üretmek ve uygun ölçüde kazanmak istiyor. Ben de bu ihtiyaçlar doğrultusunda ‘3Dscenario’yu oluşturdum.”
AKILDA KALICI BİLGİLER
3Dscenario ile alanında uzmanlar tarafından tasarlanmış, 3D modeller, spesifik sesler, eğitici yönlendirmelerle zengin materyallerden oluşturulmuş senaryoların öğrencilere sunulduğunu söyleyen Çakmak, “Herhangi bir üniversitenin hemşirelik bölümünden mezun olmuş bir öğrenci, görev sahasında astım hastalığını iyi tanımalı ve en uygun tedaviyi zaman kaybetmeden sunmalı. Geleneksel teorik eğitimde belli bir sınıfta öğretilen vaka, eğitmenin kaliteli içeriği ve tecrübesiyle en fazla o dönem içerisinde öğrencinin zihninde yer eder” dedi. Öğrencinin birkaç yıl içinde bu tabloyla ilgili hemen hemen hiçbir şey hatırlamadığını belirten Çakmak, 3Dscenario’nun akılda kalıcı senaryolarla öğrenimi kolaylaştırmayı ve
hayat kurtaran bilgi sunmayı hedeflediğini vurguladı.
SENARYO TEMELLİ EĞİTİM MODELİ
Türkiye’de doping hafıza, anatomi oyunu gibi eğitim uygulamaları ve platformların, küresel düzeyde de Dojoclass, Udemy gibi markaların eğitim uygulamaları pazarında rakip olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Çakmak, bu platformlardan ayrılan en önemli ve güçlü yanlarının ‘senaryo temelli eğitim modeli’ olduğunun altını çizdi. Ayrıca herkesin eğitmen olmasına fırsat vermeden, sadece belirli uzmanlık düzeyine sahip ve alanıyla ilgili senaryo üretmeye ehil kişilerin platformda yetkilendirildiğini dile getiren Çakmak, bu senaryoların halihazırda üniversitelerde ve eğitim kurumlarında eğitim-öğretim faaliyetlerinde önemli bir noktada olan akademisyenler ve eğitmenler tarafından hazırlandığından, gelecekte dijital sınav sistemleri ile ilgili alınacak kararlara da hızlıca adapte olma yeteneği oluşturulacağını söyledi.
AKADEMİK KURULUN ONAYINDAN GEÇİYOR
Hedef kitlelerinin; üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumları, eğitim ve öğretim faaliyeti içerisinde önemli bir kitleyi temsil eden öğrenciler olduğunu ifade eden Mehmet Aziz Çakmak, gelir modelinin ise 3Dscenario iş modeline göre özel olarak hazırlandığını belirtti. Eğitmen olarak senaryo üretmek isteyen kişilerin öncelikle akademik kurul onayından geçtiğini ve daha sonra senaryo oluşturabildiğini kaydeden Çakmak, “Oluşturulan senaryolar 3d-card adını alıyor ve beğeni katsayısı, beğeni sayısı gibi belirteçlere göre özel bir formülasyonla 3d-money’e dönüşüyor. Belirli kriterlerin sağlanması durumunda 3d-moneyler eğitmenlere gönderilen kartlara yükleniyor ve reel paraya çevriliyor” dedi. Platforma kaydolan ve senaryoları tüketen bireylerden belirli kriterler doğrultusunda aylık abonelik ücreti alındığını anlatan Çakmak, gelecek dönemlerde reklam gelirleri, anlaşmalı kurum gelirleri gibi ek gelirler oluşacağını söyledi.
KÜRESEL HEDEF
Hem Türkiye’de hem de globalde
yeni olduklarını ve uzun bir yolları olduğunu belirten Çakmak, “Hedefimiz, eğitim dünyasının Spotify’ı olmak.
Her öğrencinin telefonunda bir yenilikçi eğitim uygulaması olarak yer almak. Finlandiya gibi eğitime önem veren ülkelere eğitim senaryoları yani fikri mülkiyetleri ihraç etmek” dedi.
ELDEKİ KAYNAKLAR İYİ KULLANILMALI
“Network ve eldeki kaynakların iyi bir şekilde kullanılmasına inanıyorum” diyen Çakmak, belirsiz-likleri öngörmenin çoğu zaman mümkün olmadığını, fakat iş modelinin iskeletini sağlam tutmak kaydıyla yoldaki değişikliklere ayak uydurma yeteneğine
sahip olmanın son derece önemli olduğunu söyledi.
BTM, BİZE ÇOK KATKI SAĞLADI
Mehmet Aziz Çakmak, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken, firmasını üniversite içerisindeki BİOTEKMER alanına transfer ettikten sonra yaptığı araştırmaların kendisini BTM’ye getirdiğini söyledi. Çakmak, “Kuluçka programına başvuru sonrası kabul aldıktan sonra BTM sürecim başladı. BTM’nin, startupları sahiplenen ve onların sürekli eğitimlerle gelişimlerini destekleyen yapısının bize çok katkısı oldu. BTM’nin, startup hukuku, iş geliştirme gibi süreçleri ücretsiz bir şekilde sağlaması da sermayemizi korumamızı destekledi. Ortalama bir teknokent veya TEKMER’den daha efektif bir yapılanma olduğunu söyleyebilirim. BTM gibi mer-kezlerin sayısının artması, politika yapıcıların girişim ekonomisine inanmaya başlaması lazım” dedi.
BÖLGESEL ZORLUKLAR YAŞADIK
Yaşadığı bölgenin sosyoekonomik durumunun, gelecekteki mesleğini belirlerken kendini, realiteye uygun tercihler yapmaya yönlendirdiğini vurgulayan Mehmet Aziz Çakmak, bu süreçte yaşadığı zorlukları anlattı. Çakmak, girişimi hayata geçirmenin en zor aşamasının muhasebe, müşavirlik ve vergisel süreçler olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: “Özellikle Güneydoğu’da teknoloji girişimciliği konusunda muhasebeci bulmak, fikri bulmak ve geliştirmekten daha zordu. Bir bölgeden başka bir bölgeye firmanın transferi de yine aynı şekilde sancılı bir süreçti.”