Perşembe, 05 Aralık, 2024
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Türkiye’nin cari açığında en büyük paya sahip enerjide geçen yıl olağanüstü bir dönem yaşandı. TÜİK ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Türkiye 2022 yılında enerji ithalatı için 96 milyar 548 milyon dolar harcadı. 2021 yılında ise ithalata yapılan harcama 50 milyar 691 milyon dolar seviyesindeydi. Bu rakamlar, ithalat faturasının yaklaşık yüzde 91 oranında arttığını gösteriyor. Ancak, enerjide genel ithalat faturası artarken, doğalgaz talebindeki düşüş de dikkat çekti. EPDK’nın son Doğalgaz Piyasası Sektör Raporu’na göre, ithal edilen doğalgaz 2021 yılında 58.7 milyar metreküptü, rakam 2022 yılında ise 54.6 milyar metreküpe geriledi. Buna göre doğalgaz talebinde yüzde 6.89’luk bir düşüş oldu.
TALEPTEKİ DÜŞÜŞÜN SEBEPLERİ
Doğalgaz talebindeki düşüşü İstanbul Ticaret’e değerlendiren Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, şu bilgiyi verdi: “2021 yılı ile 2022 yılı arasında doğalgaz tüketim farkı talepteki değişim sebebiyle oldu. Türkiye’nin talebi 2022’de düştü. 2021’in 2022’den yüksek olmasının sebeplerine gelince; birincisi 2020 yılında zor bir pandemi süreci vardı, 2021 yılında yeniden normalleşmeye dönük hamleler etkili oldu, bir talep patlaması yaşandı. Ayrıca 2021 yılı ortalamalarına baktığımızda kömür fiyatlarının değil, doğalgaz fiyatlarının eylül ayına kadar düşük seyrettiğini görüyoruz. Eylül 2021’de ise Çin’de kömür piyasalarındaki olağanüstü artışın doğalgaz piyasalarını da etkilediğini gördük. Dolayısıyla Avrupa piyasalarında da bir enerji krizi yaşandı. Üçüncüsü, yağış rejiminin getirdiği kuraklık sebebiyle HES’lerde elektrik üretimi düştü. Ortaya çıkan açığın doğalgaz çevrim santrallerinden giderilmesi yoluna gidildi. HES’lerde kapasite düşerse mecburen doğalgaza veya kömüre yönelme oluyor.”
ENERJİ İTHALAT FATURASI
Akyener, geçen yıl Türkiye’nin enerji ithalat faturasındaki yaklaşık yüzde 91’lik artışı ise şöyle değerlendirdi: “İki etkeni göz önünde bulundurmak gerekir. Birincisi, Türkiye petrol ve petrol ürünleri, doğalgaz, kömür ithal eden bir ülke. Yani net bir enerji ithalatçısı. 2022 yılında söz konusu ürünlerin hepsinin fiyatları katlandı. İkincisi, ithal edilen dönemlerde döviz kuru ne kadar arttı, buna da bakmak gerekir. Diğer taraftan, fiyata bağlı olarak bazı ürünlerin talebinde düşüş var. Mesela Türkiye’nin doğalgaz talebi düşmesine rağmen genel anlamda daha çok para harcadı. Bunun asıl sebebi talep değil. En büyük etken, ürünlerin uluslararası piyasalardaki fiyat yükselişleri. İkinci etken ise döviz kuru.”
TEDARİK KONTRATLARI
Doğalgazda Türkiye’nin tedarik politikasında, petrol fiyatlarına endeksli uzun vadeli kontratlar ve spot doğalgaz fiyatlarına endeksli kontratlar var. Yeni dönemde ikisi arasındaki denge de değişiyor. Bu değişim hakkında Akyener, şu bilgiyi verdi: “Bu oran daha önce yüzde 80’e karşı 20’ydi. Yani petrol fiyatlarına endeksli uzun vadeli kontratlar yüzde 80’di.
Bu kategoride 2021 yılında Türkiye’nin yaklaşık 16 milyar metreküplük uzun vadeli kontratı bitti ve bir değişim oldu. Şu anda oranlar, spot piyasalara endeksli uzun vadeli kontratları da dahil ettiğimiz zaman yüzde 40’a karşı 60 seviyesinde. Bu değişimde gaz fiyatlarının çok yüksek oranlarda dalgalandığını gören satıcıların artık gaz fiyatlarına endeksli kontrat yapmaktan imtina eder hale gelmesinin etkisi var. Tabii bu imtina artık mümkün değil. Dünyada artık gaz piyasaları endeksli modele doğru yönelen bir mekanizma var.”
TÜRKİYE’NİN KARŞI HAMLELERİ
Doğalgaz piyasasındaki değişim karşısında Türkiye’nin de yeni politikalarını devreye aldığını belirten Akyener, bu alandaki gelişmeleri de şöyle anlattı: “Türkiye bu süreci daha iyi yönetebilmek için şöyle bir karşı hamle yaptı; birincisi Karadeniz’de Sakarya Gaz sahası var, yani yerli kaynak var. Bunu ortaya koydu. İkincisi, EPİAŞ bünyesinde bir piyasa oluşturuldu. Bu piyasayı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya başladı. Bu adımlar dahilinde dedi ki, ‘Sonuçta bölgedeki en büyük tüketici benim. Mevcut kontratlarımı yenilerken bunu İtalya piyasası endeksli değil, EPİAŞ piyasası endeksli yapacağım.’ Bu hamlesinin yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Putin’in, ‘Türkiye’yi gaz merkezi yapalım’ teklifini lehine kullanmaya çalıştı. Netice itibariyle, Türkiye EPİAŞ piyasasını güçlendiriyor ve kendi EPİAŞ piyasasında fiyat belirleyen bir ülke olma hedefiyle ilerliyor.”
LNG PAZARI DA ETKİLENDİ
Enerjide küresel piyasalarda bir büyük değişim de LNG’de (sıvılaştırılmış doğalgaz) yaşanıyor. Eylül 2021’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte etkisini artıran küresel enerji krizi, LNG pazarını da etkiledi. Küresel LNG ticareti, 2022 yılında yüzde 4.5 artışla 380 milyon ton seviyesinden 397 milyon ton seviyesine yükseldi. Bu dönemde Avrupa ülkeleri, LNG ithalatını yüzde 60 artırarak toplam 121 milyon ton LNG ithal etti. Ayrıca küresel LNG ticaretinin parasal hacmi, 2022 yılında yüksek fiyatların etkisiyle tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü ve bir önceki yıla göre ikiye katlanarak 450 milyar dolara ulaştı. Avrupa’nın Rus boru gazını LNG ile ikame etmesi, küresel LNG ticaretindeki büyümenin itici gücü oldu. Ancak Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), bu yıl Çin’in LNG talebinde yüzde 10 artış beklendiğini, hatta bu artışın yüzde 35’i bulabileceğini de açıkladı. Çin’in talebindeki muhtemel artışın doğalgaz fiyatlarını sürdürülemez seviyelere ulaştırması riskine de dikkat çekti.
KÜRESEL ENERJİ KRİZİ SÜRECİ
Küresel enerji krizinin Rusya-Ukrayna savaşından önce başladığını belirten TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, süreci şöyle anlattı: “Enerji krizi Eylül 2021’de patlak verdi. Asya’daki kömür piyasaları yükselince Çin süreci kömürle yönetemedi. O dönemde kömür yetersizliği, pandemi, hava koşulları, Avustralya’nın Çin’e yönelik kömür satışlarına kota getirmesi gibi faktörler de etkili oldu. Bu durum LNG piyasalarını dalgalandırdı ve Asya’nın spot LNG piyasaları çok yüksek rakamları gördü. Ardından Avrupa’nın da paniklemesine yol açtı. Avrupa’daki tüketiciler de LNG tedarikiyle ilgili hamleler yapmaya başlayınca, oradaki fiyatlar da tırmandı. Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşı da başlayınca Avrupa Birliği ülkeleri Rus gazı almaktan imtina eden politikalar izledi. Bu süreçte, ‘Rus LNG’sini almaktansa başka tedarikçilerden LNG alayım’ şeklinde bir yönelim de oluşturdular. ABD’nin LNG’sini almaya başladılar. Ardından Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2’ye yönelik sabotaj gerçekleştirilince, kuzeydeki rotada Rusya’dan boru hattıyla gaz tedarik imkanı kalmadı. Boru hattıyla gaz tedariki iyice azalınca Avrupa bu sefer mecburen tamamıyla LNG’ye yöneldi. Bu durum fiyatların çok yüksek seviyelere çıkmasına sebep oldu. Ayrıca daha da yükselen bir trendde dalgalanmaları getirdi. Akabinde, doğalgazda tavan fiyat uygulamasını devreye aldılar. Bu uygulama piyasayı rahatlattı. Ayrıca havaların sıcak gitmesi sebebiyle kış aylarında doğalgaz talebi beklenilen düzeyde olmadı. Ancak fiyatlar yine de yüksekti. Avrupa alabildiği tüm LNG kaynaklarını kullanarak depolarını doldurmaya çalıştı. Yaşanan tablo bu şekildeydi.”
TÜRKİYE LNG TESİSLERİYLE DE BÖLGESİNDE ÖN PLANA ÇIKTI
Türkiye’nin makro politikalarının LNG noktasında biraz daha farklılık gösterdiğine işaret eden Oğuzhan Akyener, şöyle konuştu: “Türkiye hem yüzer LNG tesisleriyle hem normal kara LNG tesisleriyle bölgesinde ön plana çıkan bir ülke olarak tedarik kapasitesini artırmayla ilgili çok öncesinden hamleler yapmıştı. Bunların faydasını da görüyor. İhracat noktasında hamleleri de var. Mesela, ilave LNG tedarik ederek Bulgaristan’a yıllık yaklaşık 1.5-2 milyar metreküp doğalgaz transferi hedefliyor. Bu rakam 2.5 milyar metreküpe de çıkabilir. Bunu nasıl yapabilir? LNG olarak veya boru hattı gazı olarak gerçekleştirebilir. Bu hamle, piyasadaki fazla gazı Bulgaristan’a satmayla ilgili bir hamledir. Türkiye şu an sadece kendi arz güvenliğini düşünmüyor, bir doğalgaz ihracatçısı olmayla ilgili de sistem kurmaya çalışıyor.” Küresel LNG piyasasındaki artışın kısa vadede Türkiye’yi de etkileyeceğini belirten Akyener, “Ancak Türkiye LNG fiyatları noktasında zor eşiği geçti. Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretim başladıktan sonra eli daha çok rahatlayacaktır. Arz problemi yoktu. Artık fiyatı da daha çok yönetebilir bir hale doğru ilerliyor” dedi.
20 Mart 2023 Pazartesi
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba