ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikasına ilişkin dikkat çekici bir değerlendirme, New York Fed Başkanı John Williams tarafından kaleme alınan yeni bir çalışmayla gündeme geldi. Williams’a göre, halihazırda borçlanma maliyetleri tarihsel olarak yüksek seviyelerde olsa da, önümüzdeki yıllarda Fed’in sıfıra yakın faiz oranlarıyla yeniden karşı karşıya kalması muhtemel.
New York ve San Francisco Fed şubeleri tarafından yayımlanan analizde, ekonomik belirsizliklerin ve küresel risklerin, ultra düşük faiz politikasına dönüşün orta ve uzun vadede ciddi bir olasılık olmaya devam ettiğinin altı çiziliyor.
2008 küresel finans krizi ve 2020 pandemi döneminde sıfıra yakın faiz oranları uygulanmış; bu süreçte Fed, tahvil alımları ve ileriye dönük yönlendirme gibi olağanüstü politika araçlarına başvurmak zorunda kalmıştı. Pandemi sonrası dönemde enflasyon gerilemiş olsa da, Fed'in şu anki faiz hedefi olan yüzde 4,25-yüzde 4,5, halen tarihsel ortalamaların üzerinde seyrediyor.
Yetkililerin projeksiyonlarına göre, faiz oranlarının 2027 yılına kadar yüzde 3,4 seviyelerine kadar düşmesi bekleniyor. Bu düşüş sürecinin ise 2025 yılı itibarıyla faiz indirimleriyle başlaması öngörülüyor. Ancak ticaret gerilimleri, küresel ekonomik belirsizlik ve Donald Trump’ın faiz indirimi yönünde yaptığı siyasi baskılar, bu yol haritasını karmaşık hale getiriyor.
Williams'ın çalışmasında, daha yüksek politika faizleri sıfır düzeyine dönüş riskini teknik olarak azaltsa da, artan öngörülemezliğin bu riski dengelediği vurgulanıyor. Özellikle ekonomik büyümenin zayıflaması, beklenmeyen dış şoklar ya da mali krizler gibi unsurların, düşük faiz politikasını yeniden gündeme getirebileceği belirtiliyor.