Tedarikte dijitalleşme, maliyet avantajının yanı sıra daha az risk ve daha fazla kazanç sağlıyor. Bu nedenle dijitale yatırım artık bir tercih değil, zorunluluk haline geliyor. İTO’da düzenlenen ‘tedarik zincirlerinde dijitalleşme’ konulu seminerde, dijital satın almadan tedarik zincirinde takibe, dış ticaretteki riskler ve fırsatlara kadar birçok başlıkta yapılan sunumlarla katılımcılar bilgilendirildi.
HABER: MESUDE DEMİRHAN
İstanbul Ticaret Odası, ‘Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme, Ticarette Riskler ve Fırsatlar’ konulu bir seminer düzenledi. Seminerde, dijital satın almadan tedarik zincirinde takibe, dış ticaretteki riskler ve fırsatlara kadar birçok başlıkta yapılan sunumlarla katılımcılar bilgilendirildi. Oda’nın Eminönü Merkez Bina’da gerçekleştirdiği seminerin açılış konuşmasını, İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman yaptı. Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Erdal’ın yürüttüğü seminer, iki oturumda gerçekleşti.
GELECEK VİZYONU
İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman konuşmasında, özellikle pandemi dönemiyle birlikte tedarik yönetimi konusunun ne kadar stratejik bir süreç olduğunu dünyanın tecrübe ettiğini söyledi. Salman, hammadde kısıtları, lojistik maliyeti artışları, tüketici tercihindeki değişimlerin tedarik zinciri yaklaşımında da önemli gelişmelere zemin oluşturduğuna dikkat çekerek, maliyetlerin kontrolünden istikrarlı iş ortaklıklarına ve son müşteri memnuniyetine kadar çok boyutlu bir karar alma imkanı sunduğunu belirtti.
Dijital sistemlere yatırım yapmanın artık bir tercih değil, bir zaruret olduğunu vurgulayan Salman, şöyle konuştu: “Nitekim kendini geliştiremeyerek geleneksel yönetim süreçlerinden taviz vermeyen ülkeler, şirketler ve insanların yakın gelecekte dahi söz sahibi olamayacaklarını söyleyebiliriz. Bugün tedarik süreçleri ve dijitalleşme konusunda hepimizin aklındaki sorulara ışık tutmak için bir aradayız. Toplantımız bir yanda fırsatlar, diğer yanda riskler olmak üzere her iki yönde de aydınlatıcı fikirlerle buluşacağımız bir zemin. Burada ele alacağımız konuların ticaretimizin gelecek vizyonu adına son derece kıymetli bir adım olacağını düşünüyorum.”
YÜZDE 10 TASARRUF
TeamProcure INC Ortağı Alper Sağız, dijital satın alma çevre ve uygulamalarıyla ilgili bir sunum yaptı. Özellikle pandemiyle artan ve sonrasında da devam eden evden çalışma modeliyle firmaların internet ortamından rahat edebilecekleri programları tercih ettiğini belirten Sağız, “İnternetin olduğu her ortamda elektronik satın alma uygulamalarını kullanarak şirketlerimize doğru satın alma yapabiliyoruz” dedi.
Sağız, talepten teslimata kadar uygulama üzerinden online olarak tüm süreçlerin gerçekleştiğini anlatarak, e-satın almanın tasarruf, verimlilik, şeffaflık ve raporlamaya fayda sağladığını söyledi. Sağız, elektronik ortamda satın almanın fiziksel satın almaya göre yüzde 10 tasarruf sağladığına dikkat çekti.
AZ HATA, YÜKSEK VERİM
Sirius Tedarik CEO’su Levent Çuhadar ise yapay zekanın tedarik zincirinde kullanım alanları arasında talep tahmini, envanter yönetimi, malzeme ihtiyaç planlaması ve lojistik optimizasyonun yer aldığını söyledi. Çuhadar, dijitalleşmede risk ve fırsatlarla ilgili olarak şunları kaydetti: “İş süreçlerinde daha az hata ve daha yüksek verim, nakliye ve dağıtım süreçlerinde zaman ve maliyet tasarrufu, stok maliyetlerinde azalma, değişen taleplere ve koşullara hızlı uyum sağlama, otomasyon ile üretim süreçlerinin hızlanmasında fırsat sunuyor. Ancak yanlış süreçlerin oluşturulması verim kaybına yol açabilir. Uygun olmayan teknolojilerin seçimi maliyetleri artırabilir. Bilgi güvenliği, altyapı eksikliği ve hassas verilerin korunması zorunluluğu açısından risk oluşturabilir.”
Çuhadar, sektörle ilgili yaşanan sorunları ise şöyle sıraladı: “İzlenebilirlik, lojistik süreçlerin yönetimi, koordinasyon eksikliği, atıl stok, eksik malzeme, talebin anlık değişmesi ve ana veri yönetimi.”
EMİSYONU AZALTMALIYIZ
EG-E Consulting Ortağı Gül Saldıraner, İklim Riskleri ve Tedarikte AB Düzenlemeleri hakkında sunum yaptı. Saldıraner, yapılan işlerin ekonomik boyutu yanında hem çevresel hem de sosyal etkileriyle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu bilgiyi verdi: “Karbon emisyonlarını azaltmazsak, işlerimizi yapamayacağız. Regülasyonlar bu konuda bize destek olacak. Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre; 2023’te doğa olayları rekor seviyede ve her alanda alarm zilleri çalıyor. En çok ihracat yaptığımız AB, iklim riski değerlendirme raporu yayınladı. AB’yi her alanda takip ediyoruz.”