Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir sürece giriyoruz. Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan kısımlar şunlar:
Grup toplantımızı Pençe-Kilit Harekat Bölgesi'nde şehit olan 12 kahraman askerimizin derin üzüntüsü içinde gerçekleştiriyoruz. 6 Temmuz Pazar günü 3 yıl önce şehit düşen Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un naaşını bulmak için yürütülen arama tarama faaliyetinde mağarada biriken yoğun metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerimizden 12'si maalesef şehit oldu.
Konuşmamın hemen başında bir kez daha şehit Mehmetçiklerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Üsteğmen Ege Akar'a, Teğmen Furkan Sert'e, Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan'a, Astsubay Kıdemli Çavuş Fikret Mangura'ya, Uzman Çavuş Ümit Üzüm'e, Uzman Çavuş Enver Yaman'a, Uzman Çavuş Kani Obi'ye, sözleşmeli er Özkan Özkanlı'ya, sözleşmeli er Mahsun Yeşildemir'e, sözleşmeli er Ahmet Kuş'a, sözleşmeli er Celalettin Uyanık'a, sözleşmeli er Ahmet Gültekin'e Cenab-ı Allah'tan sonsuz rahmet niyaz ediyorum.
Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim bizlere aziz şehitlerimizin ölmediğini, yaşadıklarını ancak bunu bizim bilemeyeceğimizi, Allah katında onların rızıklandırıldıklarını müjdeliyor. Biz bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Evet. Onlar peygamberlik makamından sonra rütbelerin en yücesine kavuştular ve rabbimizin nimetiyle rızıklanıyorlar. Rabbim onlardan razı olsun. Mekanlarını inşallah cennet eylesin diyorum. Şehitlerimiz yalnızca cesaretleriyle değil, faziletleriyle de temayüz etmişlerdir. Ay yıldızlı al bayrak uğruna canlarını feda eden kahramanların, yüreklerimize ateş düşüren nice anısı, nice vasiyeti, örnek alınacak nice hikayesi var.
Rahmetli Abdurrahim Karakoç bir şiirinde şöyle sesleniyordu:
"Ardışlı dağlardan sökerken şafak,
nasıl ki dalından düşer bir yaprak,
senin de son göçün öyle olacak.
Ölürsen kimseler duymaz Mehmed'im."
"TOPRAĞA DÜŞEN YİĞİTLERİN HATIRALARINI DAİMA YAŞATACAĞIZ"
Dalından düşen bir yaprak misali toprağa düşen o yiğitlerin hatıralarını daima yaşatacak, kahramanlık hikayelerinin dilden dile, nesilden nesile aktarılmasını sağlayacağız. Şehit askerlerimizin yakınlarına, silah arkadaşlarına, aziz milletimize de sabır ve başsağlığı diliyorum. Tedavileri devam eden askerlerimize Cenab-ı Allah'tan acil şifalar diliyor, her birinin tek tek gözlerinden öpüyorum. Yine bu vesileyle vatanımız uğrunda canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi de rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
"ÜLKEMİZİN AYAĞINA VURULMUŞ BU KANLI PRANGAYI TAMAMEN SÖKÜP ATIYORUZ"
Bu cennet vatanın, bu şanlı bayrağın bize kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olduğunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. İnşallah önce terörsüz Türkiye, ardından terörsüz bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakarlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz. Daha önce de pek çok kez ifade ettim. Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz.
Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerlerin rehberliğinde Türkiye'yi inşallah yarım asırlık bir musibetten kurtarıyor, ülkemizin ayağına vurulmuş bu kanlı prangayı tamamen söküp atıyoruz. Şehitlerimizin fedakarlıklarıyla yazılan kardeşlik destanımızı çok daha güçlü, çok daha muhkem bir şekilde geleceğe taşıyoruz. Şunu vatandaşlarımızın çok ama çok iyi bilmesini isterim. Terör duvarı yıkıldıktan sonra Allah'ın izniyle her şey çok daha farklı olacak. Daha fazla acının, daha fazla gözyaşının önüne geçilecek. Bunun da kazananı hep söylediğim gibi Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla tüm Türkiye olacak, ardından tüm bölgemiz ve bölgedeki kardeşlerimiz olacak. Ne yapıyorsak işte bu anlayışla, bu hassasiyetle yapıyoruz.
"O TARİHİ MÜJDEYİ ALLAH'IN İZNİYLE YİNE BİRLİKTE VERECEĞİZ"
Pazartesi günü DEM Parti Meclis Başkanvekili Sayın Pervin Buldan ile Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mithat Sancar'ı külliyemizde kabul ettik. Kendileriyle oldukça verimli, yapıcı, samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Terörsüz Türkiye hedefimizi kuvveden fiile çıkarma irademizi teyit ettik. Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir evreye giriyoruz. Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan, karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz.
Cumhur İttifakı ortağımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin dünkü grup toplantısında verdiği güçlü mesajlardan ötürü kendisine bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum. İttifak ortakları olarak ilk günden itibaren nasıl tam bir dayanışma, işbirliği ve eşgüdüm içinde hareket ettiysek inşallah bundan sonraki süreçte de yine birlikte yol yürüyeceğiz. Milletimize 10 yıllardır hasretle beklediği o tarihi müjdeyi Allah'ın izniyle yine birlikte vereceğiz. Rabbim işlerimizi kolaylaştırsın, yar ve yardımcımız olsun diyorum.
"BU YANGINLARIN 864'Ü İSE 26 HAZİRAN'DAN SONRA YAŞANDI"
Muhalefetin hezeyanlarına, tahriklerine ve artık darbe çığırtkanlıklarına varan sorumsuz söylemlerine geçmeden evvel son grup toplantımızdan bu yana ülke gündemini meşgul eden iki konuya kısaca değinmek istiyorum.
Son haftalarda hepimizi yaralayan çok sayıda orman yangını meydana geldi. 1387'si ormanlık alanda, 1895'i orman dışı alanlarda olmak üzere bu yıl toplam 3282 yangın farklı şehirlerimizi etkisi altına aldı. Yangınlara ilk andan itibaren 27 uçak, 105 helikopter, 6 bin kara aracı, 25 bin personelle müdahale ettik. Hava araçlarımız yaz başından bu yana 19 bin 880 sorti yaptı, 65 bin 300 ton su attı. Bu yangınların 864'ü ise 26 Haziran'dan sonra yaşandı. Yani yıl başından itibaren çıkan yangınların dörtte biri sadece son 13 günde vuku buldu. Yangınların tamamını hamdolsun kontrol altına aldık. Son iki haftada İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa'da ciddi boyutlara ulaşan 20 büyük yangına karşı amansız bir mücadele verdik. Bu vesileyle orman yangınlarının bertaraf edilmesinde canları pahasına görev yapan tüm personelimize buradan teşekkür ediyorum. İzmir Ödemiş'teki yangına müdahale ederken şehit olan orman işçilerimiz İbrahim Demir'e ve Ragıp Şahin'e Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
"İKLİM KANUNU İLE AFETLERİN SEBEP OLDUĞU KAYIP VE ZARARLARI ASGARİ SEVİYEYE İNDİRECEĞİZ"
Küresel ısınma ve iklim krizinin yol açtığı sorunları Avrupa'dan Amerika'ya herkes yaşıyor. Avrupa ülkeleri bizim gibi ciddi orman yangınlarıyla mücadele ederken Amerika'nın Teksas eyaleti son yılların en büyük sel felaketiyle boğuşuyor. Akdeniz kuşağında yer alan bir ülke olarak iklim krizini çok daha şiddetli bir şekilde hissediyoruz.
2021 yılında kendi özel koşullarımızı ve kalkınma hedeflerimizi ön planda tutarak Paris İklim Anlaşması'nı imzaladık. Paris İklim Anlaşması'nın devamı ve gereği niteliğindeki İklim Kanunumuz da Meclisimizde kabul edildi, bugünkü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İklim Kanunu ile afetlerin sebep olduğu kayıp ve zararları asgari seviyeye indireceğiz. Ulusal katkı beyanımız doğrultusunda hazırladığımız eylem planlarımızla sera gazı emisyonlarını azaltacağız.
Temiz teknolojinin kullanımını ülkemizin tamamını kapsayacak şekilde daha da yaygınlaştıracağız. İklim Kanunu ile aynı zamanda sektörlerimizin daha temiz ve daha verimli üretim süreçlerini yasal güvence altına aldık. İklim Değişikliği Başkanlığımızın görev ve sorumluluklarını netleştirdik. Şunu da açık ve net ifade etmek isterim. "Tarım yasaklanacak. Çiftçi istediği ürünü ekemeyecek. Millete yapay et yedirilecek." türünden safsatalarla bu kanunu kötülemek çok büyük bir şuursuzluk örneğidir.
"İKLİM KANUNU TAMAMEN YERLİ VE MİLLİ BİR KANUNDUR"
Paris İklim Anlaşması ile küresel güçlerin tarım arazilerimize el koyacağı iftirasını kulaktan kulağa yaymaya çalışanlar milletimize ve devletimize karşı yürütülen sinsi operasyonun bilinçli veya bilinçsiz maşalığını yapmaktadır. Milletimizin her bir ferdi şu konuda emin olsun. İklim Kanunu tamamen yerli ve milli bir kanundur.
Halkımızın sırtına yük bindirmek için değil, evlatlarımıza daha temiz bir çevre, daha sağlıklı bir gelecek bırakmak için hazırlanmıştır. Buradan komplo teorileriyle mantıklı düşünme yeteneklerini kaybedenlere de şunu hatırlatıyorum. Değil tarım alanlarımızı, bir karış toprağımızı dahi teslim alacak güç dünya üzerinde henüz mevcut değildir. Yeri geldiğinde her şeyden hatta serimizden geçeriz ama evvelallah Türkiye'yi ve Türk milletini savunmaktan asla vazgeçmeyiz.