Cumhurbaşkanı Erdoğan BM'deki Filistin Zirvesi'nde konuştu: Gazze'de insani felaket yaşanıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de düzenlenen Filistin Zirvesi'nde konuştu. Gazze'de 65 binden fazla insanın hayatına mal olan bir "insani felaket" yaşandığını belirten Erdoğan, "Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez. Dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz" dedi.

Giriş: 23.09.2025 - 09:05
Güncelleme: 23.09.2025 - 18:09
Cumhurbaşkanı Erdoğan BM'deki Filistin Zirvesi'nde konuştu: Gazze'de insani felaket yaşanıyor

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda düzenlenen Filistin Zirvesi'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Coğrafyamızda yaklaşık iki yıldır İsrail hükümetinin artan saldırıları sebebiyle büyük bir insani felaket yaşanıyor. 65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze‘deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez. Dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurul Salonu'nda düzenlenen Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı'na katıldı.


Konuşmasına, konferansın eş başkanlıklarını üstlenen Fransa ve Suudi Arabistan'a şükranlarını sunarak başlayan Erdoğan, "Filistin Devleti'ni tanıma kararı alan ülkeleri tebrik ediyorum. Bu adımın ve izleyen girişimlerin iki devletli çözümün hayata geçirilmesini, hızlandırmasını diliyorum." diye konuştu.


Bölgede yaklaşık 2 yıldır İsrail hükümetinin artan saldırı sebebiyle büyük bir insani felaket yaşandığını dile getiren Erdoğan, "65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze'deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez. Dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz. Netanyahu hükümetinin amacı, Filistin Devleti'nin kurulmasını imkansız hale getirmek, Filistin halkını da mümkün olduğunca göçe zorlamaktır." ifadelerini kullandı.


"Bu olumsuz gelişmelerin ortasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin de olduğu bir grup ülkenin Filistin Devleti'ni tanıma kararı alması son derece önemli, tarihi bir karardır." vurgusunu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:


"Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın bugün bizimle birlikte olmasını arzu ederdik. Buna rağmen bugün söz alan tüm katılımcıların, aynı zamanda Filistin halkının da sesi olmasını çok ama çok kıymetli buluyorum. Şu da bir gerçek ki bugün Filistin davası artık dünyaya mal olmuştur. Bu salondaki katılım, bunun en güzel ispatıdır. Avrupa'da, Asya'da, Amerika'da ve Afrika'da sokakta, sosyal medyada, basında 'Özgür Filistin' nidalarına daha önce hiç duymadığımız kadar tanık oluyoruz.


Şu çelişki buradaki dostlarım dahil kimsenin dikkatinden kaçmamalıdır. Holokost zulmüyle kökü kazınmak istenen bir toplumu yöneten, Netanyahu hükümeti aynı toprağı, suyu, havayı, denizi paylaştığı binlerce yıllık komşularına soykırım uyguluyor. Bu zulmün karşısında durmak, uluslararası toplumun hukuki bir görevi olduğu kadar vicdani sorumluluğudur. Uluslararası toplum Batı Şeria'daki yayılmacılığı, Doğu Kudüs'teki oldubittileri ve bölgede istikrarsızlığı yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Aksi takdirde ne bir uluslararası düzenden ne de evrensel değerlerin savunulmasından söz edilebilir.


Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır. İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin Devleti'nin yaşayabileceği zemin bırakmamak, Filistin halkını sürgün etmek ve bölgede yayılmacı emellerini hayata geçirmek. Buna asla izin verilemez."


Konferansta Filistin Devleti'ni tanıma cesaretini gösteren ülkelerin kararlı, somut ve caydırıcı adımlarla bu tarihi duruşun arkasını doldurmalarını temenni ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:


"Ve son olarak, artık ateşkes ilan edilmelidir. Ateşkesin ilanı, Gazze'ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması ve İsrail'in Gazze'den güçlerini çekmesi gerekiyor. Gazze, Filistin'in ayrılmaz bir parçasıdır ve Filistinlilere aittir. Filistinlilerin kendi topraklarını nasıl idare edeceklerini de yine kendileri belirleyecektir.Filistin'in, Birleşmiş Milletler'in tam üyeliğinin de artık vakti gelmiştir. Filistin'in ulusal kapasitesinin artırılması, mali ve teknik desteklerin güçlendirilmesi, UNRWA gibi insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin sürdürülmesi mühimdir. Biz Türkiye olarak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Buradan Filistinli kardeşlerime, özellikle mazlum Gazze halkına en kalbi selamlarımı gönderiyorum."


ERDOĞAN FOX NEWS KANALINA RÖPORTAJ VERDİ: BU SOYKIRIMIN FAİLİ NETANYAHU'DUR
Öte yandan New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Fox News kanalına bir mülakat vererek uluslararası politika ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bret Baier'in programına katılarak Türkiye'nin özellikle Gazze'deki soykırım ve Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki politikalarını değerlendirdi.


Erdoğan, sunucunun, "Gazze'de yaşananları soykırım olarak değerlendiriyor musunuz?" şeklindeki sorusuna, "Başka türlü bunun izahı mümkün değil. Bu dört dörtlük bir soykırımdır. Bu soykırımın faili Netanyahu’dur." diye yanıt verdi. 


"TÜRKİYE OLARAK TAMAMIYLA BU SOYKIRIMIN KARŞISINDAYIZ"
"Netanyahu, çok acımasız bir şekilde bu soykırımda on binleri katletmiştir. Biz Türkiye olarak tamamıyla bu soykırımın karşısındayız." değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de ayrıca 125 binden fazla yaralının da olduğunu ve ciddi sayıda yaralıyı tedavi için Türkiye'ye getirdiklerini anlattı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Baier'in, "Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılması" konusundaki sorusuna, bu durumun sadece Hamas'ın üzerine yıkılmasının yanlış olduğunu belirterek, "Öbür tarafta Netanyahu'nun yaptıklarını nasıl bir kenara koyabiliriz?" diye cevap verdi. 


İsrail'in Gazze'yi vurmasına ilişkin oradaki durumu gösteren birçok fotoğrafı yaptığı konuşmalarda gösterdiğini kaydeden Erdoğan, "Şunu söyleyebilir miyiz: Hamas, silah bakımından İsrail'den daha güçlüdür diyebilir miyiz? Mümkün değil. İsrail bu silahları 7'den 70'e, kadın, çoluk çocuk, yaşlı demeden acımasızca kullanıyor." şeklinde konuştu.


Gazze'deki insani krizin sona ermesine ilişkin bir soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlarsanız Sayın Trump bir ifade kullandı. 'Rusya-Ukrayna savaşını ben bitiririm' dedi. Bitti mi? Hala devam ediyor. Aynı şekilde 'Gazze savaşını ben bitiririm' dedi. Bitti mi? Hayır." değerlendirmesini yaptı.


Bir soru üzerine "Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmediğini" ifade eden Erdoğan, "Aksine onları bir direniş örgütü olarak görüyorum." dedi.


BEYAZ SARAY'DAKİ TRUMP GÖRÜŞMESİ
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray'da perşembe günü ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmede, Türkiye'nin F-35 sürecinin nasıl gündeme geleceğiyle ilgili soruya da yanıt verdi.


Erdoğan, Türkiye'nin daha önce F-35 programının ortağı ve üreticilerinden biri olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin F-35 alımı için 1,4 milyar dolarlık ödeme yaptığını, ancak uçakların teslim edilmediğini belirtti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ödemesini yaptığı uçakların teslim edilmemesini, "stratejik ortaklığa uygun olmadığını" ve "bu adımın yanlış olduğunu" söyleyerek değerlendirdi.


Erdoğan, Trump'la yapacağı görüşmeden sonra Türkiye'ye F-35'lerin verilmesini bekleyip beklemediği yönündeki bir soruya ise, "Şu anda tekrar bu konuları görüşeceğiz." diye yanıt verdi ve bu görüşmede hem F-35, hem de F-16'larla ilgili son durumu ele alacaklarını belirtti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında ticaretin gelişimi konusunda, "Bence çok daha iyi bir konuma geleceğine inanıyorum, özellikle birinci sırada savunma sanayi alanında. Bunun yanında sanayi ve teknoloji alanında Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler artacaktır." yorumunu yaptı.


"RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ OLMASINI ASLA ARZU ETMEZDİK"
Türkiye'nin hem Rusya hem de Ukrayna ile nitelikli bir ilişkisinin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim gerek Rusya ile, gerekse Ukrayna ile önemli ilişkilerimiz var. Biz hiçbir zaman bu ülkelerle ayrışık bir anlayış içerisinde olmadık. Biz savaşın olmasını asla arzu etmezdik." dedi.


Savaşın hem Rusya'ya hem de Ukrayna'ya ciddi anlamda kayıplar verdirdiğini ifade eden Erdoğan, savaşın yakın zamanda sona ereceğini düşünmediğini dile getirdi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO'nun, aynen Türkiye'nin uyguladığı yaklaşıma benzer bir "modeli" uygulayarak, hem Rusya hem de Ukrayna ile daha barış içerisinde bir modeli uygulayabileceğini belirtti.


Ukrayna'nın finansal açıdan bu savaşı sürdürmesinin zor olduğunu ve Avrupa'nın sonsuza kadar ekonomik yardım yapmaya devam edemeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin de Kiev'e ne kadar destek olacağının net olmadığını belirtti.


Türkiye'nin NATO üyesi güçlü bir ülke olarak 50 yılı aşkın süredir Avrupa Birliği'ne (AB) alınmadığını da vurgulayan Erdoğan, bunun haksız bir yaklaşım olduğunu ifade etti.