‘Dünya kayısı başkenti’ olarak anılan Malatya, dünya kuru kayısı ihtiyacının yüzde 85’ini karşılıyor. Kentin en önemli tarımsal ürünü olan kayısı için Avrupa Birliği (AB) coğrafi işaret tescili başvurusu yapıldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, coğrafi işaretli ürünlerin, ülkelerin en önemli ekonomik kaynaklarından biri olduğunu vurguladı. Yöresel ürünlerin, coğrafi işaretli ürünler kategorisine girmesi ve ekonomik değer haline gelmesi için bu alandaki çalışmaların önemli olduğunu belirten Tüfenkci, dünya pazarlarında coğrafi işaret tescilli ürünlerin, eşdeğerlerine göre 2.2 kat daha pahalıya satıldığını söyledi.

ÇOK ÇEŞİT VAR

Tüfenkci, Türkiye’de coğrafi işaretli olma kapasitesine sahip ürün sayısının AB toplamından daha fazla olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Yöresel ürünler ile coğrafi işaretli ürünlerin birbirinden ayrılması gerekiyor. Yöresel ürünler, farklılıkları, kaliteleri ve üretimlerindeki tekillikleri ile ön plana çıkar. Bizde ekmeğin, tarhananın, reçelin, peynirin sayılamayacak kadar çeşidi var. Coğrafi işaret ise belirli bir bölgeden kaynaklanan bir ürünün, sadece o bölgede bulunabilecek karakteristik özellikler taşıdığını ifade eden ad ve işaret. Bunlar tarım ürünleri olabildiği gibi el sanatları, maden, değerli taşlar ya da yöresel yemeklerden de oluşabilen anonim değerler olabilir.”

HİKAYESİ OLMALI

Tüfenkci, “Her yöresel ürünün, her marka gibi bir hikayesi olmalı. Bu hikayeyi o yörenin insanları yazacak” dedi.

Tüfenkci, Türkiye’de bulunan yöresel ürünlerin her birinin coğrafi işaret almaya ve dünya markası olmaya aday olduğunu vurguladı. Tüfenkci, “Bu ürünler, yerinde istihdam sağlayan geleneksel üretim biçimleriyle hem yerel ekonomiyi ayakta tutan hem de kültürel zenginliğimizi yaşatıp gelecek kuşaklara aktaran değerli mirasımız. Anadolu’daki zengin üretim için coğrafi işaretleri kullanmalı, ekonomik değerlerini artırmalıyız” diye konuştu.

TESCİLLENECEK 2 BİN 500 ÜRÜN VAR

Küresel ölçekte coğrafi işaretli ürün pazarının 200 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığı belirtiliyor. Avrupa Birliği için ise pazarın yaklaşık 55 milyar Euro’ya ulaştığı kaydediliyor.

Türkiye’nin de yöresel ürünler bakımından zengin olduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret alabilecek ürün bulunmasına karşın tescillenen ürün sayısının 200’ü biraz geçtiğine dikkat çekiyor.

302 ÜRÜN İNCELENİYOR

Bugüne kadar 204 ürün coğrafi işaret tescili aldı. 302 ürünün başvurusu inceleniyor.

İHRACATININ YÜZDE 30’U

Avrupa Birliği (AB) genelinde 5 bin tescil edilmiş ürün bulunuyor. Fransa’nın ise gıda endüstrisindeki ihracatının yüzde 30’unu coğrafi işaret tescili olan ürünler oluşturuyor.

İzmir’de, Karaburun Yarımadası’nda yetişen sakız enginarı, coğrafi işaret tescil başvurusu yapılan ürünler arasında yer alıyor.

Giresun’dan, yaklaşık 80 yıl önce Mısır ve Suriye’ye ihraç edilen ürünler arasında yer alan ve günümüzde üretimi tekrar artırılmaya çalışılan Piraziz elması coğrafi işaret tescil belgesi aldı.

Muğla Datça’da yetiştirilen nurlu bademin coğrafi işaret tescili için Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan başvuru kabul edildi. Ürüne coğrafi işaret tescili verilmesi için çalışma başlatıldı.

İzmir’in Karaburun ilçesinde yetişen ve kış çiçeği olarak bilinen nergise coğrafi işaret almak için Türk Patent Enstitüsü’ne başvuruldu.

03 Mayıs 2017 Çarşamba

Etiketler : Gündem