Pazartesi, 25 Kasım, 2024
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında Delta varyantı ve tedarik zinciri dar boğazları küresel ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Lojistik sıkıntılar, iş gücü eksikliği ve yüksek enerji fiyatları gibi küresel fiyat baskıları beklenenden daha hızlı artıyor.
Birçok yerde gemiler yüklerini boşaltamadan kıyılarda beklerken, kara yolu ve demir yolu taşımacılığında tıkanmalar yaşanıyor.
Lojistik sıkıntılar nakliye maliyetlerini artırırken, aynı zamanda sektörde Kovid-19 salgınının da etkisiyle çalışacak eleman bulmak zorlaşıyor.
Küresel tedarik zincirlerinin parçası olan çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması halinde küresel ulaşım sisteminin çökebileceği uyarısında bulunuyor. Son olarak, küresel kara, hava ve deniz yolu taşımacılığı örgütlerinin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na gönderdikleri mektupta, tüm taşımacılık sektörlerinde işçi sıkıntısı yaşandığına dikkati çekildi.
Tedarik zincirindeki kırılma, enerji arzından navlun fiyatlarına neredeyse bütün ekonomik işleyişi olumsuz etkiliyor.
Kovid-19 salgının başlangıcında geçici olarak görülen arz dar boğazlarının 2022'ye kadar sürmesi bekleniyor.
Küresel ticarette yaşanan arz dar boğazları ve yüksek emtia fiyatları, üretici ile tüketici fiyatlarını yukarı yönlü baskılıyor.
Çipten gıdaya birçok ürünün tedarikinde yaşanan sıkıntı, ABD ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde dahi enflasyonu körüklüyor.
Gelecek yılın başında salgın döneminde devreye alınan KDV indirimleri gibi bazı "bir kereye mahsus önlemlerin" ortadan kalkması beklenirken, başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarındaki son dalgalanma, devam eden tedarik zinciri sorunları ve ekonominin kademeli olarak normalleşmesiyle artan talebe bağlı olarak yaşanan fiyat artışlarının sürmesi bekleniyor.
Bu kapsamda, gelişmiş ülkelerde enflasyonunu 2022'nin büyük bölümünde yüzde 2'nin üzerinde kalacağı öngörülüyor.
AA muhabirinin son açıklanan verilerden derlediği bilgilere göre, ABD'de yıllık enflasyon ağustosta yüzde 5,3 seviyesinde gerçekleşirken, Avro Bölgesi'nde de eylülde yüzde 3,4 ile son 13 yılın en yüksek seviyesinde bulunuyor.
Dünya genelinde yaşanan yüksek enflasyonda, enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişler öne çıkıyor.
Son açıklanan TÜFE verileri, ABD'de enerji fiyatlarının ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 arttığını ortaya koyuyor.
Son 13 yılın en yüksek enflasyonunun kaydedildiği Avro Bölgesi'nde de enerji fiyatlarındaki yıllık artışın eylülde yüzde 17,4'ü bulması dikkati çekiyor.
Avrupa ve ABD'de enerji kalemi altında doğal gaz fiyatlarındaki artışlar yakından takip edilirken, gaz fiyatlarının bu yıl Avrupa'da yüzde 350'den, ABD'de ise yüzde 120'den fazla arttığı hesaplanıyor.
Kovid-19 salgınına yönelik kısıtlamaların gevşetilmeye başlanması, aşırı sıcak ve soğuk hava nedeniyle elektrik ile doğal gaz tüketiminin artması karşısında arzın yetersiz kalmasının doğal gaz fiyatlarının artmasına neden olduğu belirtiliyor.
Avrupa'da doğal gaz vadelileri eylülde yüzde 90,2 artışla 97,8 avroya çıkarken, söz konusu gelişmelerin halihazırda yüksek seyreden küresel enflasyon baskılarını desteklemesi ve dünya ekonomilerini daha zorlu bir pozisyona sürüklemesinden endişe ediliyor.
Lojistik aksaklıklar ve nakliye maliyetlerinin artması tarımsal emtia fiyatlarında da artışa yol açıyor. Bu doğrultuda artan fiyat baskıları gıda fiyatlarındaki artışı da beraberinde getiriyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verileri, küresel gıda fiyat endeksinin ağustosta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 32,9 arttığına işaret ediyor.
TÜFE verileri ise gıda enflasyonunun ağustosta ABD'de yıllık yüzde 3,7 ve Avro Bölgesi'nde eylülde yüzde 2,1 arttığını gösteriyor.
Dünya genelinde çip arzında yaşanan sıkıntılar da elektronikten otomobil ve beyaz eşyaya kadar fiyatlarda dalgalanmaya neden oluyor.
Birçok otomobil firması çip sıkıntısı nedeniyle üretimlerinin düştüğünü belirtirken, düşen otomobil üretimi ikinci el araçlarda dahi fiyatların artmasına neden oluyor.
Çip sıkıntısının 2023'e kadar otomobil fiyatlarını yüksek seviyelerde tutması bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerdeki yüksek enflasyon endişe kaynağı oluştururken, ekonomistler iki farklı görüş ortaya koyuyor.
Bazı ekonomistler, enflasyonun arkasındaki itici faktörlerin geçici olduğunu, baz etkilerinin 2022'nin ilk yarısında ortadan kalkacağını savunuyor. Bazıları ise Kovid-19 sonrası uygun zemin olduğu için enflasyonun hızlanma riskinin geniş olduğunu belirtiyor. İş gücü piyasasındaki gevşekliğin enflasyonu frenleyeceği görüşü de son zamanlarda ivme kazanıyor.
Merkez bankalarının yetkilileri, enflasyonun geçici olduğu görüşünü savunurken, artan fiyat baskıları bu görüşe meydan okuyor.
ABD Merkez Bankası Başkanı (Fed) Jerome Powell ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun kalıcı olmayacağını belirtiyor. Ancak Powell, son açıklamalarında, enflasyonun temelinde yatan arz yönlü kısıtlamaların daha da kötüleştiğine işaret ederek, enflasyonun düşürülebilmesi için önce arz dar boğazlarının çözülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
19 ülkeli Avro Bölgesi'nin para politikasını belirleyen ve uzun bir süredir yüzde 2'ye yakın enflasyon hedefine ulaşmada sıkıntılar yaşayan ECB'nin başkanı Lagarde da son açıklamalarında, Kovid-19 sonrası ekonomilerde güçlü toparlanmanın enflasyon eğilimlerini desteklediğini belirtiyor. Lagarde, "Şu anda yeniden açılmayla bağlantılı geçici bir enflasyon süreci görüyoruz." değerlendirmesinde bulunuyor.
Salgından güvenli biçimde çıkmak ve enflasyonu sürdürülebilir yüzde 2 seviyesine çekmek için uyumlu para politikası izlenmesi gerektiğini ifade eden Lagarde, salgın öncesindeki 10 yılda gelişmiş ülke ekonomilerinde enflasyonun düşük seyrettiğini anımsatıyor.
Avro Bölgesi'nde enflasyonun ağustos ayında yüzde 3'e ulaştığını hatırlatan Lagarde, bu oranın gelecek aylarda daha da yükselmesini bekliyor.
Avro Bölgesi'ndeki toplam enflasyonun yarısının enerji fiyatlarından kaynaklandığını belirten Lagarde, bazı sektörlerde arz ve talep arasındaki dengesizliklerin fiyatları yukarı ittiğine işaret ediyor.
Lagarde, hizmetler sektöründe de enflasyonun yükseldiğini anımsatarak, salgın kaynaklı etkiler geçtikten sonra enflasyonun düşeceğini öngörüyor.
ABD'de yıllık enflasyonun ağustosta yüzde 5,3 seviyesinde gerçekleşmesi gelecek aylarda fiyatların yükseleceği korkusunun artmasına sebep oluyor. ABD basınında, mevcut ekonomik durum ile 1960'lı yılların sonları arasında kıyaslamalar yapılarak "enflasyon bir kez yükselmeye başladığında suni resesyon oluşturmadan enflasyonu dizginlemenin çok zor olacağına" yönelik yorumlara yer veriliyor.
Ülkede 1960'ların sonlarında ekonominin aşırı ısınmasına göz yumulmuş ve enflasyonun kontrolü kaybedilmişti. Bu da 1970'li yılların başından itibaren 10 yıllık bir süreçte fiyatların yükselmesine sebep olmuştu.
Eski ABD Hazine Bakanı ve Dünya Bankası Başekonomisti Larry Summer, Alman Handelsblatt gazetesine yaptığı açıklamada, enflasyon konusunda gelişmelerin 1960'lı yılların sonralarıyla benzerlik gösterdiğini ifade ederek, ABD'deki tehlikenin Avrupa'dakinden daha büyük olduğuna dikkati çekti.
Summer, "Fiyat gelişmeleri konusunda ciddi endişelerim var. ABD'deki ve dünyadaki enflasyon risklerinin hafife alındığına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Moody's Analytics Kıdemli Ekonomisti Ryan Sweet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok ülkede görülen enflasyon artışının geçici olduğunu söyledi.
Ekonominin yeniden normalleşmesi, küresel tedarik zinciri sorunları ve çok sayıda emtia eksikliğinin tüketici fiyatlarındaki hızlanmanın arkasındaki nedenler olarak sıralayan Sweet, "Ekonominin yeniden açılması tek seferlik bir olay ve emtia kıtlığı önümüzdeki yıl içinde çözülecektir. Tedarik zinciri sorunları gelecek yıla kadar sorunlu olmaya devam edecek ancak enflasyonun etkisi azalmaya başlayacak." dedi.
Sweet, artan ücretlerin harcanabilir gelirleri artırdığı, mal talebini yükselttiği ve fiyatların artmasına neden olan bir ücret-fiyat sarmalının gelişmesi halinde ABD'deki enflasyonun mevcut krizi daha kötü bir şeye dönüştürebileceğini, bunun genellikle geçici olmadığını söyledi. Sweet, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin Fed'in yüzde 2 hedefinin üzerine çıkmasına neden olabileceği için Fed'i endişelendirecek bir tür talep yönlü enflasyon olduğunu kaydetti.
Gelecek birkaç yıl içinde enflasyonun önemli bir sorun olmaktan çıkacağına işaret eden Sweet, artan kamu borcu, demografi, siber güvenlik ve jeopolitik gerilimlerin daha büyük zorluklar yaratacağını kaydetti.
Sweet, enflasyonun hanehalkının satın alma gücünü azalttığını ancak Kovid-19 pandemisinde küresel çapta artan tasarruf miktarı nedeniyle etkisiz kaldığını ifade etti.
Merkez bankalarının enflasyonu ehlileştirmek için stratejileri olduğunu vurgulayan Sweet, "Birincil araç, politika faizlerini yükselterek para politikasını sıkılaştırmaktır. Enflasyon sorunu daha kalıcı hale gelme sinyali verirse merkez bankaları sıkılaşacak." dedi.
05 Ekim 2021 Salı
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar
24 Kasım 2024 Pazar