Türkiye, savunma sanayinde yerli ve milli hamlelerini kararlılıkla sürdürüyor. Bunun en somut örneklerinden biri olan ‘Çelik Kubbe’, çok katmanlı mimarisiyle dikkat çekerek, milli hava savunma sistemini oluşturuyor. Yapay zeka destekli ağ yapısı ve yerli savunma sistemlerinin entegrasyonuyla geliştirilen Çelik Kubbe; alçak, orta ve yüksek irtifada oluşabilecek tehditlere karşı Türk hava sahasını sarsılmaz bir güvenlik şemsiyesi ile koruyacak.
‘Sistemler sistemi’ yaklaşımıyla kurgulanan Çelik Kubbe, ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE gibi savunma sanayinin öncü kurumlarının geliştirdiği birçok yerli sistemle sahada aktif görev yapıyor.
ÇOK KATMANLI KORUMA
Çelik Kubbe; alçak, orta ve yüksek irtifalardaki tehditlere karşı çok katmanlı koruma sağlayan ve farklı hava savunma sistemlerinin yapay zeka destekli bir komuta-kontrol ağı içinde birlikte çalıştığı komplike bir sistem. Burada yalnızca tekil silah sistemlerinin bir araya gelmesi değil, bunların birlikte hareket ettiği ‘bütünleşik bir güvenlik mimarisi’ oluşturulması hedefleniyor. Tüm bu yapının temelinde ise yerli teknolojinin sağladığı güç yatıyor. Başka bir deyişle, sistemin mayası yerli teknolojiden geliyor.
KUBBENİN BİLEŞENLERİ
Çok alçak irtifada görev yapan GÖKBERK, İHTAR, ŞAHİN, SUNGUR, GÖKER ve KORKUT gibi platformlar; mikro ve kamikaze İHA’lara karşı lazer silahları, elektromanyetik karıştırıcılar ve kısa menzilli füze sistemleriyle tehditleri etkisiz hale getiriyor.
Alçak ve orta irtifada HİSAR-A+, HİSAR-O+, GÖKDEMİR ve GÜRZ gibi sistemler seyir füzeleri, helikopterler ve İHA’lara karşı etkin koruma sunuyor. Yüksek irtifada ise yerli ve milli stratejik hava savunma sistemi olan SİPER sahneye çıkıyor. 100 km menzilli Blok 1 versiyonu envantere girerken, 150+ km menzilli Blok 2 ve 180+ km menzilli Blok 3 çalışmalarında sona yaklaşıldı.
TEHDİTLERİ KAYNAĞINDA YOK EDECEK
Çelik Kubbe, sadece savunma değil; caydırıcılık ve saldırı önleyici kapasitesiyle de öne çıkıyor. ROKETSAN’ın MAM serisi mühimmatları, ATMACA, ÇAKIR, SOM gibi uzun menzilli akıllı füzeleri ile tehditleri kaynağında yok edebilen bir kabiliyete sahip. GÖKTUĞ füzesiyle havadan havaya angajman yeteneği kazanan sistem, İHA, SİHA ve kara sistemleriyle tam entegrasyon içinde çalışıyor.
SİSTEMLER SİSTEMİ
Çelik Kubbe’nin önemi, günümüzün çok boyutlu ve hızlı gelişen hava tehditlerine karşı kapsamlı bir çözüm sunmasından kaynaklanıyor. Bu noktada, bireysel sistemden çok daha entegre, katmanlı ve eşgüdümlü sistemlerin oluşturulması hayati önem taşıyor. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, projeyi ‘sistemler sistemi’ olarak tanımlarken, Türkiye’nin yeni güvenlik anlayışının yalnızca caydırıcılığa değil, etki alanı üstünlüğüne dayandığını belirtti.
NATO İLE UYUMLU
ABD’nin Patriot ve THAAD sistemleri ile Rusya’nın S-400’ü gibi sistemler genellikle bağımsız çalışmak üzere dizayn edilmişken, Türkiye’nin Çelik Kubbe konsepti tüm sistemlerin birbiriyle konuştuğu, veriyi paylaştığı ve yapay zeka ile yönetildiği bir ağ tabanlı model oluşturuyor. Bu yönüyle Türkiye’nin yaklaşımı, ‘koalisyonel görev yapabilirlik’, ‘ağ merkezli harp’ ve ‘ortak hava resmi’ üretme gibi NATO doktrinleriyle de örtüşüyor. Çelik Kubbe’nin tam anlamıyla entegre şekilde 2026 yılında devreye alınması bekleniyor.
YERLİLİK ORANI
Çelik Kubbe, Türk savunma sanayisinin yüksek yerlilik oranına sahip projeleri arasında yer alıyor. ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK SAGE ve MKE gibi milli kurumların aktif rol aldığı projede, radar sistemlerinden füzelere, elektro-optikten yapay zeka algoritmalarına kadar pek çok unsur yerli olarak geliştiriliyor. Balistik füze savunma sistemlerinde bazı teknolojik bileşenleri hâlâ dış tedarik yoluyla sağlanıyor, ancak orta vadede yerli üretimi hedefleniyor. Özellikle SİPER Blok 3 ile bu alanda da tam bağımsızlık amaçlanıyor.
AB’DEN ORTAK PROJE SİNYALİ
Yerli savunma teknolojilerine küresel ilgi de artıyor. Avrupa Birliği, 800 milyar Euro’luk ortak savunma projelerinde Türkiye’ye kapıları açıyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Türkiye’nin bu fonlara dahil olabileceğini ve ortak alımlara katılabileceğini belirterek, “Kendi savunma sanayimizi güçlendireceğiz, Türkiye de bu çabanın ortağı olacak” dedi.
ÇELİK KUBBE’NİN BEYNİ ‘HAKİM’
ASELSAN’ın geliştirdiği HAKİM milli hava komuta kontrol sistemi, farklı kaynaklardan gelen verileri birleştirerek karar vericilere gerçek zamanlı ve yüksek hassasiyetli bilgi akışı sağlıyor. Sistem, taktik ve operasyonel seviyede hava sahası kontrol faaliyetlerini icra imkanı sunuyor.
Bu silah sistemlerine entegre şekilde çalışan radar, elektro-optik algılayıcılar, komuta-kontrol merkezleri, haberleşme ağları ve yapay zeka destekli analiz sistemleri, Çelik Kubbe’nin kalbini oluşturuyor. Gelecekte gemilerin radarlarından alınacak hava resimleri de sisteme dahil edilecek. Tüm hava savunma denildiğinde ne gerekiyorsa radarı, komuta kontrolü, haberleşmesi, efektörü, elektronik harbi hepsi bu çatının altında yer alacak.
TEŞVİKLER SAVUNMA PROJELERİNİ HIZLANDIRIYOR
Çelik Kubbe’nin temelini oluşturan teknolojilerin büyük bölümü yerli olarak geliştirilirken, devlet destekli teşvik mekanizmaları da savunma projelerini hızlandırıyor. Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) kapsamında 500 milyar liralık fon ayrılarak, yerli savunma ve yüksek teknoloji yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlanıyor.
TCMB’nin yeniden yapılandırdığı bu programla, en az 1 milyar liralık yatırım yapan firmalar, 10 yıla kadar vadeli kredi imkânından yararlanabiliyor. Stratejik ürünler listesinde savunmadan yapay zekaya, lazer sistemlerinden otonom platformlara kadar birçok ürün yer alıyor.