Tarife savaşları, küresel ticaretin dengelerini kökten değiştirmeye devam ediyor. Rusya'ya uygulanan geniş çaplı yaptırımlar, Doğu ile Batı arasındaki ticari ilişkileri gererken, alternatif ekonomik bloklar güçleniyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkeleri gümrük tarifesi üzerinden tehdit etmesi, bu bloklaşmayı daha da hızlandırdı.
G7 ülkelerine karşı bir denge unsuru olarak kurulan BRICS grubu, uluslararası arenada giderek daha fazla söz sahibi oluyor. Başlangıçta Rusya ve Çin’in önderliğinde kurulan BRICS, yıllar içinde genişleyerek geçen yıl itibariyle üye sayısını 10’a çıkardı. Suudi Arabistan'ın da bu topluluğa katılma beklentisi BRICS’in küresel etkisini daha da artıracak. Geçen yılki BRICS toplantısında, üye ülkeler dolardan bağımsız farklı bir para birimiyle ticaret yapılmasını gündeme getirdi. Bu durum, dolarsız ticaret eğiliminin en somut göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor.
DOLARSIZ TİCARET SÜRECİ
Yaşanan jeopolitik gerilimler ABD Doları’nı daha az kullanma düşüncesinin, yatırımcılar, şirketler ve ülkeler arasında giderek daha fazla öne çıkmasına neden oluyor.
ABD'nin küresel ihracatta ve üretimdeki payı gerilemesine rağmen doların tasarruf ve yatırım aracı niteliğiyle uluslararası ticaretteki üstünlüğü halen geçerli. Ancak, bu üstünlükte güç kaybını artıran gelişmeler de yaşanıyor. Merkez bankalarının rezervlerinde tuttuğu ABD Doları’nın payı, 20 yılın en düşük seviyesine geriledi. Benzer şekilde, ABD hazine tahvil piyasasında yabancı sahipliğinin payı son 15 yılda önemli oranda düştü. Bu düşüş, doların rezerv para statüsüne olan güvenin azaldığını gösteriyor. Son yıllarda başta Çin olmak üzere birçok ülke merkez bankasının altın rezervlerini hızlıca artırması ve altın fiyatlarının yeni rekorlar kırması dolara olan güvensizliğin artmasına neden oldu.
TÜRKİYE İÇİN FIRSAT VAR
BRICS üyesi ülkelerin dünya nüfusunun yüzde 42’sini, küresel gayri safi yurt içi hasılasının 4’te 1’ni oluşturduğunu belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Karataş, ABD Doları’nın küresel rezerv para birimi olma statüsünün, son dönemde ciddi biçimde sorgulandığını söyledi. Prof. Dr. Karataş şöyle konuştu: “Bu statünün temel koşulu, ait olduğu ülkedeki enflasyonun düşük ve göz ardı edilebilir olması. Ancak, ABD Başkanı Donald Trump'ın dış ticaret politikaları ve Federal Rezerv (Fed) üzerindeki faiz indirme baskıları, ABD'de enflasyonun artacağı izlenimini yaratarak yatırımcıları dolar ve hazine tahvillerinden uzaklaştırdı. Böylece Euro ve altın gibi alternatif enstrümanların değeri önemli ölçüde arttı. Bu durumun Türkiye ve dünya ekonomisi açısından güzel olan tarafı, ülkeleri kendi yerel para birimleriyle ticaret yapmaya teşvik etmesi. Ülkelerin yerel para birimleriyle ticaret yaptıkları bir dünya, ticaret açısından daha adil bir dünya olacak.”
Karataş, Türkiye’nin BRICS toplantısına davet edilmesinin de bu açıdan önemli olduğunu söyledi.
ENERJİYLE ÇIKIŞ ROTASI
Dolardan uzaklaşma eğilimi en çok emtia piyasalarında kendini gösteriyor. Bu piyasalarda enerjinin büyük ve artan bir kısmı, artık dolar dışındaki para birimleri üzerinden yapılan sözleşmelerle fiyatlandırılıyor. BRICS üyesi ülkelerin neredeyse hepsinin enerji ihracatçısı olması da dikkat çekiyor. Suudi Arabistan’ın da BRICS’e katılma planı düşünülürse bu durum önemli kaynak olarak öne çıkıyor. Özellikle Batı yaptırımlarının hızlandırıcı etkisiyle doğuya ve güneye ihraç edilen Rus petrol ve gaz ürünleri, alıcıların yerel para birimleriyle ya da Rusya'nın dost olarak gördüğü ülkelerin para birimleriyle satılıyor. ABD'nin yakın müttefiki Suudi Arabistan’ın da petrolünün fiyatlandırma modeline yuan cinsinden vadeli işlem sözleşmeleri eklemeyi düşünüyor olması, doların emtia piyasasındaki hakimiyetinin ciddi şekilde sarsıldığını gösteriyor.
ALTERNATİF PARA BİRİMLERİ
Dolar dışındaki para birimleri üzerinden sınır ötesi ticaret anlaşmaları, petrol dışında da zemin kazanıyor. Bazı Hint şirketleri, Çinli aracıların katılımı olmadan bile Rusya'dan kömür ithalatının bedelini yuan üzerinden ödemeye başladı. Bangladeş de yakın zamanda Rusya'ya 1.4 GW'lık nükleer santrali için yuan üzerinden ödeme yapmaya karar verdi.
Öte yandan, alternatif para birimlerinin yanı sıra ülkelerin kendi para birimleri üzerinden de anlaşma yapmaya başlaması bekleniyor. Bu durum, Türkiye için de birçok fırsat barındırıyor.
DOLARI SİLAH OLARAK KULLANMA DÖNEMİ BİTTİ
Ekonomist Belgin Maviş, BRICS ülkelerinin son dönemdeki hamleleriyle birlikte küresel ticarette tek para birimi anlayışının kırılmaya başladığını söyledi. Maviş’e göre, ABD’nin uzun yıllardır doları bir silah gibi kullanması, ülkeleri alternatif finansal yollar aramaya yöneltti. Maviş, yaşanan değişimi şöyle yorumladı: “Dünya artık dolar dışı para birimleriyle ticarete yöneliyor. Küreselleşme adı altında tek bir para biriminin ülkeleri nasıl ekonomik krize sürükleyebildiğini gördük. ABD’nin tek gücü dolar oldu, onunla kriz çıkarıyor, onunla krizden çıkartıyor. Bu nedenle ülkeler artık farklı yönlerini geliştiriyor. Çin’in hem ucuz işgücüyle teknoloji yatırımlarını çekmesi hem de ticarette yuanın konvertibl hale gelmesi için attığı adımlar önemli. Çin, yuanı küresel ticarette kullanılabilir bir para birimi yapmak için uzun zamandır çalışıyor. Özellikle yuanı çok daha fazla duyacağımız bir döneme giriyoruz, bunu açıkça görmek gerekiyor. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ki, ‘Artık ticaret anlaşmalarında farklı ülkelerle bir araya gelmeliyiz.’ Bu, açık açık ‘Biz artık dolarla işlem yapmayacağız’ demektir.”
DOLAR-PETROL İKİLEMİ
Dünyada petrol ticaretinin önemli bir bölümünün ABD Doları ile yapıldığını belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayben Koy ise dolar-petrol dengesini şöyle anlattı: “Petrol ticaretinin ABD Doları’nın rezerv para olmasında elbette önemli bir etkisi var. Dolar-petrol ikilemi bu açıdan devam edecek. Fakat Suudi Arabistan gibi büyük bir üreticinin petrol satışında Çin Yuanı cinsinden vadeli işlem sözleşmesi kullanmasının bu sistemi değiştireceğini düşünmüyorum. Diğer yandan, ABD Doları’nın diğer para birimleri karşısında değerini düşürebilir. Trump döneminde atılan çeşitli adımlar, hızlı kararlar, ABD’nin dünya ekonomisindeki yerini sorgulatır hale geldi. Bu gelişmeler ışığında konvertibilitesi yüksek diğer para birimlerinin biraz daha öne çıkması mümkün, fakat küresel finans sisteminde rezerv para olarak ABD Doları’nın zayıflasa da liderliğini koruması daha makul görünüyor.”
TİCARETTE YENİ BİR SAYFA
Geçtiğimiz hafta yapılan BRICS Zirvesi’nin, dolarsız ticaretin dönüm noktalarından biri olduğunu söyleyen Belgin Maviş, ABD Başkanı Donald Trump’ın aynı günlerde Brezilya’ya karşı uygulamaya koyduğu yeni gümrük vergilerinin, BRICS ülkeleri arasında dolar dışı işbirliğini hızlandırıp, kırılma yaratacağını söyledi. Maviş, “Trump, Brezilya’daki BRICS toplantısı sürerken, Brezilya’ya gümrük vergisini artırarak aslında kendi kalesine gol attı. Bu, yuanı harekete geçiren ilk hamle oldu” dedi.
TÜRKİYE İÇİN YENİ STRATEJİ ŞART
Belgin Maviş, Türkiye’deki ihracatçı ve ithalatçılar açısından para birimi ve pazar çeşitliliğinin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye, ihracatta pazar değişikliğine gitmek zorunda. Özellikle Asya ülkelerine yönelmek menfaatine olacak. Türkiye’ye Asya’dan gelen yatırımlar da bu ticaretin artacağının bir göstergesi. Bölgede kendi para birimi dahil hangi para birimiyle işlem yapıldığını belirleyebilmek, Türkiye için çok büyük avantaj yaratır. Eğer güçlü bir pazarsanız, para birimini seçme özgürlüğünüz olur. Bu da kurumlar için stratejik bir avantaj.”