ABD Başkanı Trump’ın başlattığı tarife savaşlarının belirsizliği, Ortadoğu, Rusya-Ukrayna cephesi ve Pakistan-Hindistan geriliminin gölgesinde küresel piyasalarda yılın ilk yarısında risk iştahı azaldı. Son dönemde güvenli liman olarak kabul edilen altına talebin arttığı görüldü. Ancak, Cenevre’de ABD ve Çin arasındaki tarife görüşmelerinden olumlu haberler gelmesi, Pakistan ve Hindistan arasındaki ateşkes, Rusya ve Ukrayna arasında barış için atılan adımlar ile Suriye’nin yeniden yapılanma sürecine girmesi, yılın ikinci yarısı için iyimser beklentileri artırdı. Emsallerine göre daha kararlı bir görüntü çizen Borsa İstanbul ise konjonktürel haber akışının etkisiyle 9000-10000 puan arasında bir seyir izliyor.
BELİRSİZLİK AZALIYOR
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, bu yıl Borsa İstanbul’da özellikle yılın ikinci yarısından itibaren küresel ticaretteki belirsizliklerin ve tarife baskılarının azalmasıyla birlikte yabancı yatırımcıların ilgisinin artacağını ifade ederek, “Bu ilgiyle paralel bir şekilde politika faizlerinde indirim döngüsünün başlamasını, politika faizi-enflasyon farkında gerileme yaratmasını ve bu gelişmelerle birlikte Borsa İstanbul’da likidite artışı, işlem hacimlerinde artış ve yükselen bir trendin başlayacağını öngörüyoruz” dedi.
YABANCI GİRİŞİ ARTABİLİR
Erbaş, mayıs ve haziran aylarında, şirketlerin ilk çeyreklik bilançolarının etkisiyle birlikte borsada hisse bazlı hareketlerin öne çıkmasını beklediğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Küresel tarafta ABD-Çin heyetlerinin görüşmeleri, 9-12 Mayıs tarihlerinde İsviçre ziyaretleri sırasında gerçekleşti. Ayrıca Fed, 7 Mayıs’taki toplantısın-da faizleri sabit tuttu. Bu gelişmeler doğrultusunda yabancı sermaye girişinin artmasını ve BİST-100 tarafında yılın ikinci yarısına kadar 9 bin 500 seviyelerinin yukarı yönlü kırılması sonrası pozitif bir trendin başlamasını bekliyoruz. Makroeko-nomik tarafta son gelişmelerle birlikte özellikle bankacılık sektörünün, bunun yanında ulaştırma, hizmetler, gıda, enerji ve kısmen demir çelik sektörlerinin iskontolu kaldığını ve yukarı yönlü tepkiler vereceğini düşünüyoruz.”
RİSK İŞTAHI VE TÜRKİYE
Marbaş Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru ise küresel piyasalarda fiyatlamalara yön veren en önemli katalizörün, ABD-Çin arasındaki tarife savaşları olduğunu vurgulayarak, şöyle konşutu: “Bu gelişmenin ardından jeopolitik gerginlikler (Ortadoğu, Hindistan-Pakistan, Rusya-Ukrayna) ile birlikte Avrupa ekonomisindeki zayıf görünüm ve yurt içindeki haber akışlarının etkisiyle şekillenen fiyatlamalar çerçevesinde, risk iştahında belirgin bir azalma gözlemledik. Borsa İstanbul özelinde ise iç haber akışını dışarıda bıraktığımızda, küresel gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin önemli avantajlar elde edebileceği bir konjonktür oluştuğunu düşünü-yoruz. Ancak mevcut iç dinamiklerin bu potansiyelin önüne geçecek bir ortam yaratabileceği ihtimalini de göz ardı etmiyoruz. Bu doğrultuda endeks bazlı hedef fiyat vermekten ziyade, içinde bulunduğumuz konjonktüre uygun şekilde defansif sektör seçimine odaklanılması gerektiği görüşündeyiz.”
DEFANSİF SEKTÖR SEÇİMLERİ
Marbaş Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru, defansif sektörleri şöyle sıraladı:
- Kentsel dönüşüm ve altyapı projelerinin hız kazanmasıyla birlikte konut sektöründe faiz indirimi patikasıyla beklenen talep toparlanmasından olumlu etkilenmesini beklediğimiz çimento sektörü.
- Enflasyonist ortamda ana eğilim aşağı yönlü olsa da hâlen güçlü bir korunma aracı işlevi gören gıda perakendesi.
- 1. çeyrekte operasyonel verimliliği yüksek seyretmesine rağmen faaliyet giderlerinin baskısıyla marjları daralan ancak güçlü yaz sezonu beklentisiyle havacılık sektörü.
- Prim üretimi verilerinin TÜFE üzerinde artış göstermeye devam etmesi ve yatırım portföylerinin pozitif katkısıyla sigortacılık sektörü.
- Artan jeopolitik riskler ve Türkiye’nin güçlü savunma sanayi dönüşüm hikayesi çerçevesinde savunma sanayi sektörü ön plana çıkıyor.
YILSONUNDA 14 BİN 500 OLASILIĞI
İnfo Yatırım Danışmanı Tunç Safa Altunsaray, olumlu gelişmelerle beraber endekste ağırlığı yüksek olan sektör ve hisselerin öne çıkacağını söyledi. Altunsaray, beklentilerini şöyle özetledi: “İlk etapta faiz indirim süreci tekrardan başlarsa Xbank (BIST100’de ağırlığı en yüksek sektör, borsada yukarı hareketler için mutlaka öne çıkması gereken sektör), Rusya-Ukrayna savaşının bitmesi ve yaz aylarının gelmesiyle birlikte XULAS (endekste ağırlığı en yüksek olan hisse bu sektörde) sektöründe, taşıt kredilerinde bir gerileme görmemiz halinde otomotiv sektöründe ve ticari kredilerde rahatlama görürsek de XSINAI sektörlerinde öne çıkmalar görebiliriz. Tabii ki burada dikkat edilecek şirketler özellikle 1. çeyrek bilançosu beklenti üzerinde olan şirketler olmalı. Tüm bu koşullar değerlendirildiğinde endeksin bu yılı 14 bin 500 seviyesinde kapat- ma ihtimali bulunuyor.”