İstanbul’un simge lezzeti Boğaziçi Lüferi, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) öncülüğünde coğrafi işaretle tescil edildi. Hem kültürel hem de ekonomik açıdan koruma altına alınan Boğaziçi Lüferi’nin markalaşması için yeni projeler geliştirilecek. İTO’nun öncülüğünde ve İstanbul Coğrafi İşaret Konsorsiyumu paydaşlarının desteğiyle Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından coğrafi işaretle tescil edilen Boğaziçi Lüferi, Karadeniz veya Marmara’dan avlanan benzer türlerden kendine has özellikleriyle ayrışıyor. Boğaziçi Lüferi, İstanbul Boğazı’nın güçlü akıntıları, yüksek oksijen seviyesi ve besin zenginliğiyle özel bir lezzete sahip. Padişahların av şenliklerinden edebiyat eserlerine, eski İstanbul’un sosyal hayatından mutfak kültürüne kadar geniş bir alanda adı geçen lüfer, bugün de ‘İstanbul’un balığı’ olarak biliniyor.
TESCİL SONRASI DENETİM
İTO, coğrafi işaret tescilinin ardından sürecin sürdürülebilirlik ve denetim boyutunu da ele aldı. Yapılan plana göre, Boğaziçi Lüferi’nin denetimi yılda en az bir kez, ekim–ocak döneminde, ayrıca şikayet üzerine her zaman yapılabiliyor. Denetimler, İTO koordinasyonunda; İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü, Su Ürünleri Kooperatifleri ve uzmanlardan oluşan 6 kişilik bir kurul tarafından yürütülüyor. Ürünün pazara sunulması aşamasında mutlaka ‘Boğaziçi Lüferi’ adı ve coğrafi işaret amblemiyle etiketlenmesi, ayrıca üretim ve avcılığın tescilde belirtilen yöntemlere uygun olması şart koşuldu. Bu kurallara uymayan üretici veya satıcıların sicilden silinmesi, hatta coğrafi işaretin iptali söz konusu olabilecek.
DENİZ KÜLTÜRÜNÜN SİMGESİ
Boğaziçi Lüferi tescili yalnızca bir marka koruması değil; aynı zamanda İstanbul’un deniz kültürünün, biyolojik çeşitliliğinin ve gastronomisinin gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik uzun soluklu bir proje olarak değerlendiriliyor.
İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, 5 yıl süren çalışmanın ardından alınan tescilin yalnızca İstanbul için değil, tüm Türkiye’nin su ürünleri sektörü için değerli olduğunu söyledi. Özer, “Boğaziçi Lüferi, dünyada yalnızca İstanbul Boğazı’nda yetişen bir türdür. Bogaziçi Lüferi’nin hem tezgahlarda hem de zincir marketlerde coğrafi işaret damgasıyla satılması, tüketici güveni ve balığın marka değerinin korunması için çok önemli” dedi. Özer, lüferin yalnızca ekonomik bir değer değil, aynı zamanda bir kültürel miras olduğuna dikkat çekerek, ekim–kasım aylarında geleneksel olarak düzenlenen lüfer etkinliklerinin bundan böyle daha güçlü biçimde destekleneceğini açıkladı.
İSTANBUL’UN DEĞERİ
Ünlü şef Mehmet Yalçınkaya ise Boğaziçi Lüferi’nin İstanbul’un önemli bir değeri olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul’un lüferi hem kendi insanımız hem de yabancı turistler tarafından yeteri kadar tanınmıyor. Bu anlamda yaptığınız çalışma çok kıymetli” dedi.
GELECEĞE YOL HARİTASI
Boğaziçi Lüferi için hazırlanan İTO’nun yol haritasında; düzenli denetimler, izlenebilirlik sistemlerinin güçlendirilmesi, yasa dışı avcılıkla mücadelenin artırılması, tanıtımı ve markalaşma çalışmaları yer alıyor.
İTO, ÜNLÜ ŞEFLE GÖRÜŞTÜ
İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, ünlü şef Mehmet Yalçınkaya ile Boğaziçi Lüferi’nin markalaşması için yapılacak çalışmalar hakkında görüştü. Özer, ünlü şefle Boğaziçi Lüferi’nin İstanbul ile anılması, kentin turizm ve gastronomi simgesi olması için yürütülecek projeleri de değerlendirdi.
İSTANBUL LAKERDASI COĞRAFİ İŞARET PEŞİNDE
İstanbul Ticaret Odası, ‘Boğaziçi Lüferi’nin ardından İstanbul mutfağının önemli lezzetlerinden ‘İstanbul Lakerdası’ için de coğrafi işaret başvurusunu başlattı. İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar tarafından imzalanan protokolle, lakerdanın mahreç işaretiyle tescillenmesi için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuru yapılacak. Coğrafi işaretle birlikte, İstanbul Lakerdası’nın özgünlüğü ve geleneksel üretim yöntemleri güvence altına alınacak, ürünün ulusal ve uluslararası tanınırlığı artacak.
