Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) Konferansı’nda konuşan Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Yönetim Kurulu Üyesi Kardelen Afrodit Adsal, kripto madenciliğinin enerji üzerindeki baskısına dikkat çekti. Adsal, “Kripto varlıklarının yoğun şekilde kullanılması hem enerji politikalarını hem de ülkeler arası işbirliğini etkiliyor. Enerjide dışa bağımlı ülkeler bu açıdan daha kırılgan hale geliyor.” dedi.
KRİPTO MADENCİLİĞİ YILLIK 172 MİLYON TERAVATSAAT TÜKETİYOR
Adsal, Bitcoin madenciliğinin yıllık enerji tüketiminin 172 milyon teravatsaat seviyesinde olduğunu belirterek, mevcut eğilimlerin sürmesi halinde 2030’a kadar bu miktarın iki katına ulaşacağını ifade etti. Bu artışın büyük bölümünün, kripto işlemlerini depolayan ve işleyen veri merkezlerinden kaynaklanacağına işaret etti.

“ENERJİ DENGELERİ HASSASLAŞACAK”
Adsal, artan enerji talebinin küresel enerji dengelerini zorlayacağını belirterek, “Kripto madenciliği yalnızca veri merkezlerinde değil, bu merkezlerin ekipman üretiminde de enerji talebini yükseltiyor. Bu durum, enerjiye bağımlı ekonomilerde daha büyük kırılganlık yaratıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
AVRUPA BİRLİĞİ YENİLENEBİLİR ENERJİYİ TEŞVİK EDİYOR
Avrupa Birliği’nin veri merkezlerinde yenilenebilir enerji kullanımını teşvik ettiğini belirten Adsal, “Avrupa, bu konuda en gelişmiş regülasyon ve standartlara sahip. Veri merkezleri ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla destekleniyor.” dedi. Ayrıca soğutma sistemlerinde enerji verimliliğinin artırıldığını, server odalarında yenilikçi teknolojilerle enerji tasarrufu sağlanmaya çalışıldığını ifade etti.
“2026’DAN İTİBAREN DAHA VERİMLİ TEKNOLOJİLER GEREKİYOR”
Adsal, 2025’ten itibaren kripto madenciliğine bağlı enerji artışının hızlanacağını vurgulayarak, “Bu tüketimin daha kontrollü artması için enerji verimliliği yüksek ekipmanların kullanılması, yenilenebilir kaynaklara geçilmesi ve soğutma ihtiyacının düşük olduğu bölgelerin tercih edilmesi kritik önem taşıyor.” diye konuştu.
Uzmanlara göre, kripto madenciliği ve yapay zekâ tabanlı veri işlemenin birlikte büyümesi, önümüzdeki beş yılda küresel enerji politikalarının merkezinde yer alacak.