Buna göre, ekonomik ve jeopolitik zorlukların gölgesinde frene basan küresel birleşme ve satın alma piyasasına paralel Türkiye'de de işlem hacmi daraldı. Artan borçlanma maliyetleri, yüksek enflasyon ve jeopolitik gerginlikler gibi zorlu koşullar altında birleşme ve satın alma işlem hacminde ve işlem sayısında düşüş oldu.
Salgın sonrası 2021'de yaklaşık 4,7 trilyon dolara ulaşan küresel birleşme ve satın alma piyasası, 2023'te üst üste ikinci kez daraldı. İşlem hacmi, yıllık yüzde 25 civarında düşüşle 2,3 trilyon dolara gerileyerek son 5 yıllık ortalama olan 3,2 trilyon doların altına indi. İşlem sayısı da son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. Sıkılaşan ekonomi politikaları, süregelen jeopolitik gerilimler ve artan enflasyon tehdidi yavaşlamanın temel nedenleri olarak öne çıktı.
Türkiye'de ise son 3 yıldır istikrarlı bir ivme yakalayan birleşme ve satın alma işlemlerinin tutarı 8 milyar dolara geriledi. Bu rakam 2022 yılında 11,5 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Toplam işlem hacminde yüzde 30 düşüşe rağmen yabancı yatırımcılar 96 işlem ve 5,2 milyar dolarlık hacimle ilgilerini geçmiş yıllara benzer seviyede sürdürdü.
Tarihsel trendin aksine milyar dolarlık işlemin bulunmadığı 2023'te büyük işlemlerin sayısı azaldı. Yılın değeri açıklanan en büyük işlemleri arasında, çoğu yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirilen Getir (500 milyon dolar); Tofaş-Stellantis (445 milyon dolar); Tatneft-Aytemiz (336 milyon dolar) işlemleri yer aldı.
Rapora göre, yabancı yatırımcıların ilgisi ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik, birleşme ve satın almalar piyasasını zor bir yılda ayakta tuttu. Yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 65 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşirken, işlem hacmi 5,2 milyar dolara ulaştı. Türk yatırımcıların işlem hacmi bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50 azaldı. Satın alma süreçlerinde temkinli davranan finansal yatırımcılar 22 adet başarılı çıkış işlemi gerçekleştirdi.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri Özlem Ulaş, şunları kaydetti: "Bu yıl hem küresel hem de lokal birleşme ve satın alma işlemlerinde daralma yaşandı. Öncelikle, 2023 yılında Türkiye'de gerçekleşen genel seçimler, yıkıcı deprem felaketi ve jeopolitik riskler gibi etkenler yatırım faaliyetlerinin yavaşlamasına ve işlemlerde durgun geçen bir yıla yol açtı. Bu zorlu koşullara rağmen yabancı stratejik yatırımcılar Türkiye'ye olan ilgilerini kaybetmediler. Avrupa, ABD ve Körfez Bölgesi'nden yatırımcılar yaptıkları orta ölçekli stratejik satın almalar ile Türkiye pazarının önemli fırsatlar sunduğunu teyit ettiler. Her ne kadar yüksek enflasyon, kurdaki dalgalanmalar, talepteki yavaşlama ve jeopolitik belirsizlikler yatırımcı iştahını baskılıyor olsa da yabancı yatırımcının istikrarlı devam eden ilgisini olumlu buluyoruz. Türkiye piyasası zorlu zamanların ardından çok hızlı toparlanabiliyor. Önümüzdeki yılın ilk yarısında yerel seçimler gerçekleşecek, uygulanan ekonomi politikalarının da meyvelerini vermeye başlaması bekleniyor. Ayrıca küresel ekonomide istikrarın sağlanması ve finansman piyasalarının rahatlamasıyla 2024 için bu yıla kıyasla daha pozitif bir beklenti içine girebiliriz."
Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Direktörü Duygu Doğançay da "Türkiye piyasasında son yıllarda stratejik yatırımcı trendleri, özellikle kur riski temelinde ihracat odaklı ambalaj, kimya ve otomotiv gibi sanayi şirketleri etrafında şekillendi. Stratejik yatırımların merkezinde yer alan sanayi sektörü, yatırımcıların radarında önemli bir konuma sahip. Türkiye'nin stratejik konumu, rekabetçi iş gücü ve gelişmiş endüstriyel altyapısı, yatırımcılara fırsatlar sunarak birleşme ve satın alma işlemlerinin temel dayanağını oluşturuyor. Sektörel yatırım trendlerine bakıldığında, enerji sektöründe, mikro mobilite, depolama ve enerji dönüşümü, sürdürülebilirlik gibi temalara odaklı işlemlerle, yenilenebilir enerji etrafında dinamik bir ekosistem oluşmaya başladığını görüyoruz. İnternet ve mobil hizmetler, oyun, e-ticaret ve teknoloji, girişim sermayesi ve melek yatırımcılar için halen en cazip sektörler olarak öne çıkıyor. Bununla beraber yapay zeka ve ödeme sistemleri alanında ortaya çıkan yeni temalar, yatırımcıların bu alanlara olan ilgisini de artırdı." ifadesini kullandı.