Salı, 05 Kasım, 2024
09 Eylül 2022 Cuma
09 Eylül 2022 Cuma
15 Ocak 2022 Cumartesi
15 Ocak 2022 Cumartesi
15 Ocak 2022 Cumartesi
03 Ocak 2022 Pazartesi
23 Aralık 2021 Perşembe
23 Haziran 2021 Çarşamba
24 Mayıs 2021 Pazartesi
21 Mayıs 2021 Cuma
Gelir İdaresi Başkanlığıverilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye'de Mart 2021 itibarıyla tüm vergi türlerinde faal mükellef sayıları artarken,KDV mükellefisayısı ilk defa 3 milyonu aştı. KDV mükellefi sayısı martta geçen yılın aynı ayına göre 217 bin 245 kişi (yüzde 7,8) artarak 3 milyon 4 bin 548 kişi oldu. Söz konusu mükelleflerin 897 bin 805'i İstanbul'da, 245 bin 696'sı Ankara'da, 198 bin 116'sı İzmir'de kayıtlı bulunuyor. GELİR STOPAJ VERGİSİ MÜKELLEF SAYISI YÜZDE 11,7 ARTTI Öte yandan, martta geçen yılın aynı ayına göre gelir vergisi mükellefi sayısı 141 bin 271 kişi artarak 2 milyon 123 bin 812'ye ulaştı. Gelir stopaj vergisi mükellef sayısı da yüzde 11,7'lik (346 bin 492 kişi) artışla 3 milyon 309 bin 664'e çıktı. Kurumlar vergisi mükelleflerinin sayısı aynı dönemde yüzde 8,6 (74 bin 676 kişi) artarak 939 bin 675 oldu. Gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ-kira geliri vergisi) mükellefi sayısı 2 milyon 136 bin 940'a, basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefi sayısı da 818 bin 504'e yükseldi.
06 Mayıs 2021 Perşembe
Enerji ve TabiiKaynaklar Bakanlığı’nınTwitter hesabından yapılan paylaşıma göre,Türkiye'nin elektrikte kurulu gücü 2019 sonunda 91 bin 266 megavat olarak kayıtlara geçmişti. Geçen yıl sonu itibarıylaelektrikte kurulu güç95 bin 890 megavata ulaşırken, iletim uzunluğu da 71 bin 97 kilometre oldu. 2019 sonunda 746 olan transformatör adedi,geçen yıl sonunda 753'e yükseldi. Dağıtım hattı uzunluğu ise 2020 sonunda 1 milyon 190 bin 605 kilometreye çıktı. Paylaşımda, "Elektriğin 'otoyolları'iletim hatlarımız ve elektriği evlerimize, okullarımıza, hastanelerimize ulaştıran dağıtım hatlarımız, her geçen gün gelişiyor. Kesintisiz enerji için kesintisiz gelişim ve sürekli bakım diyoruz" ifadelerine yer verildi.
17 Mart 2021 Çarşamba
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre,BakanMustafa Varank ve AB Türkiye Delegasyonu BaşkanıBüyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'un katılımıyla gerçekleştirilecek etkinlik, Ankara'da düzenlenecek. "Etkisi ve Ötesi" temasıyla gerçekleştirilecek etkinlikte, programın ikinci döneminde destek alan projelerin faydalanıcıları, iki gün boyunca uzmanlarla birlikte programın ve projelerin ülke ekonomisine etkilerini ve gelecekdönemde yapılacakları masaya yatıracak. 2007'de uygulanmayabaşlanan ve iki dönemde yaklaşık 800 milyon avro bütçeyle 87 projenin geliştirildiği Rekabetçi Sektörler Programı'nınikincidönem çalışmaları hızla devam ediyor. Tanıtım etkinliğinde, Türkiye'deki işletmelerin rekabet gücünü artırma yolları konuşulacak, teknolojik gelişmeler ışığında yol haritası oluşturulacak.Kovid-19 salgını sonrası daha da önemli hale gelen dijital dönüşüm, salgınıngetirdiği zorluklar ve bu zorluklarla başa çıkma yöntemleri de toplantıda ele alınacak konular arasında olacak. TÜRKİYE İLE AB'NİN SANAYİ VE TEKNOLOJİ ALANINDAKİ İŞ BİRLİKLERİ KONUŞULACAK Bakan Varank, toplantının ilk gününde, "Yenilik ve Teknoloji:Yeni zorluklar ve yeni projeler"başlıklı bir konuşma yapacak. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi NikolausMeyer-Landrut da toplantıda, Avrupa'nın rekabet gücünü ve yenilikçiliğini anlatacak. Büyükelçi, Türkiye ile AB'nin sanayi ve teknoloji alanında yürüttüğü iş birliği üzerinde de duracak. TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal'ın tema konuşmasını yapacağı program, Türkiye'nin rekabet gücünün artırılması ve yenilik odaklı üretim kültürünün Türkiye'de yaygınlaştırılması için yürütülen projelerin uzmanlar tarafından tartışılacağı panellerle devam edecek. SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN AR-GE VE "YEŞİL MUTABAKAT" Gazeteci Fırat Gazel'in başkanlığında gerçekleştirilecek ilk panel, "Türkiye'de Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme"olacak. Panelde, Türkiye'deki Ar-Ge ve yenilikçilikleenerji ve doğal kaynaklar alanında KOBİ'lerin ihtiyaçları ve rekabet avantajları tartışılacak. Panel kapsamında AB'nin 2050'ye kadar ekonomik büyümeyi kaynak bağımlılığından kurtaracak biçimde dönüştürme stratejisi olan "Yeşil Mutabakat" da ele alınacak. Bu çerçevede Türk girişimcilerinin ve KOBİ'lerinin rekabet güçlerini artırmak için neler yapmaları gerektiği, hangi enerji kaynaklarını nasıl kullanılabilecekleri,ayrıca yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği de tartışılacak. Türkiye'de "Rekabetçiliğin Artırılması İçin Projelerin ve Faaliyetlerin Desteklenmesi" başlıklı panelde ise tasarım, ürün geliştirme, dijital yenilik ve yaratıcı endüstriler" konuşulacak. KOBİ'lerin rekabetçiliğinin dünyada hızla değişen trendler ekseninde tartışılacağı paneli gazeteci Açıl Sezen yönetecek. "Yaratıcı Endüstrilerin Türkiye ve Avrupa'nın Geleceği İçin Önemi"başlığı, oturumun bir başka gündem maddesi olacak. Gerçekleştirilecek üçüncü paneldebugüne kadar büyümeyi üstlenen geleneksel sektörlerin nasıl daha inovatif hale getirilebileceği ve üniversite-sanayi iş birliklerinin yenilik politikalarına nasıl katkı sağlayacağı sorularına yanıt aranacak.Gazeteci Ahmed Arpat'ın yöneteceği panelde ayrıca yenilik ve rekabet edebilirlik için kurumsal kapasitenin artırılmasının yolları ve önemide ele alınacak. IPA'DA YENİ DÖNEM İki gün sürecek etkinliğin ilk gününde Rekabetçi Sektörler Programı'nın etkisine odaklanılırken, ikinci günde ise hazırlıklarına geçenyıl başlanan Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) üçüncü dönemi çerçevesi ve çalışmaları katılımcılara aktarılacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına proje sunan akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarından sanayiciler ve kamu çalışanları oturumlarda bir araya gelecek.
11 Mart 2021 Perşembe
'Normalleşme 1 Mart'ta İstanbul'dan başlasın'
26 Şubat 2021 Cuma
"Kademeli normalleşme İstanbul'dan başlasın"
26 Şubat 2021 Cuma
HABER: CEYHUN KUBURLU Teknoloji startupları dünyada bilinen şirket büyüme paradigmalarını derinden sarsmaya devam ediyor. 100 yılı aşkın ömrü olan konvansiyonel sanayi devlerinin sahip oldukları değerin çok ötesinde değerlere 3-5 yıl içinde ulaşabiliyorlar. Bugünkü teknoloji startuplarının öncülüğünü 80’li yılların Microsoft ve Apple’ı ve 90’lı yılların Google’ı yapıyor. Amazon ve Alibaba e-ticarette, Facebook, Whatsapp, Instagram gibi popüler uygulamalar da sosyal hayatta fenomen olmuş durumda. Peki, dünyada unicorn sayısı kaça ulaştı? Bu şirketlerin toplam değeri ne kadar? Hangi sektörler öne çıkıyor ve unicorn dünyasında Türkiye’nin konumu… Tüm bunların cevabını bulmaya çalıştık. UNICORN ŞİRKET NEDİR? Yeni kurulmuş küçük çaplı şirketlere ve girişimlere startup adı veriliyor. Bu şirketler daha çok bir ya da iki kişi tarafından kurulup, yatırımcılarla çok hızlı bir performans sergiliyor. Önceleri küçük olan bu startuplar zamanla gelişerek uluslararası bir ölçeğe taşınıyor ve artık başka bir kategori altında değerlendirilmeye başlanıyor. Günümüzde değeri 1 milyar dolar veya daha fazla olan şirketlere ‘unicorn startup’ deniyor. Milyon dolarlardan bahsettiğimiz bu şirketler için artık girişim, startup ve şirket kavramları yeterli gelmediğinden, listelerdeki sıralamalarda kolaylık sağlanması açısından sadece ‘unicorn’ adı altında tek bir kategori oluşturuldu. Unicorn terimini ilk kez Amerikalı ünlü yatırımcı Cowboy Ventures’in kurucusu olan Aileen Lee, 2013 yılında yayınlanan ‘Welcome to the Unicorn Club: Learning From Million Dollar Startups’ adlı yazısında kullandı. Bu tarihten sonra unicorn girişimci kavramı, değeri 1 milyar doları aşan yatırım yapanları tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Bugün dünyada 500 civarında unicorn şirket bulunuyor. EN DEĞERLİ UNICORN Dünyada unicorn şirketlerin e-ticaret, sosyal hizmetler, internet yazılımı ve servisleri, fintech, siber güvenlik, büyük veri, sağlık hizmeti, medya, donanım, mobil yazılım ve emlak gibi kategorilere ayrıldığı gözlemleniyor. Unicorn şirketlerin büyük kısmı ABD’de bulunurken, en değerli unicorn şirketi olarak 140 milyar dolarlık değeriyle ByteDance öne çıkıyor. Çin merkezli teknoloji devi ByteDance, yapay zekadan müziğe kadar çok farklı alanlarda faaliyet gösteriyor. ByteDance’ın son dönemde en çok yükseliş yaşadığı projesi ise TikTok oldu. Son yıllarda ise unicorn şirketlerde fintech ve sağlık alanında yatırımları bulunan markaların ön plana çıktığı gözlemleniyor. TÜRKİYE’DE DURUM Nanomik, mikrobiyal biyopeptit üretimi ile gıdaların raf ömrünü artırmayı hedefliyor. Türkiye’de girişimcilik her geçen gün daha da popüler konulardan biri haline geliyor. Birçok genç üniversite yıllarında ya da hemen sonrasında kendi girişimini kurarak hayata atılmayı planlarken, birçok profesyonel de bir startup sahibi olmayı hayal ediyor. Bir startup sahibi olmak ilk bakışta çok zevkli gibi gözükse de girişimciler; sermaye bulma, yasal mevzuat, yetenek yönetimi ve yatırım turları gibi ciddi sınavlardan geçiyor. Ülkelerdeki startup sayılarından bahsedecek olursak ABD’nin 50 binden fazla girişimle zirvede olduğunu söyleyebiliriz. ABD’nin startup sayısı bakımından kendisine en yakın ülke olan Hindistan’da 40 bin civarında olduğunu görüyoruz. Avrupa’ya baktığımızda 10 bine yakın rakamla İngiltere ilk sırada yer alıyor. Türkiye ise 250 startup şirkete sahip. 2.2 MİLYAR $ YATIRIM Türkiye’nin en büyük dijital satışlarına ismini yazdıran Sidar Şahin, oyun şirketi Peak’i 1.8 milyar dolara ABD’li Zynga’ya satmasıyla Türkiye’nin ilk unicorn’u oldu. Devam eden küresel pandemiye rağmen yatırımcılar yeni iş alanlarına odaklanıyor. Bunlar arasında teknoloji ve dijital hizmet şirketlerine yatırımcı ilgisinin önemli ölçüde arttığı gözleniyor. 2020’nin ilk 9 ayındaki toplam yatırım tutarı 2.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin ilk unicorn’u Peak, 1.8 milyar dolara ABD’li Zynga’ya satıldı. Zynga, Rollic Games’i 168 milyon dolara satın aldı. Aynı dönemde gerçekleşen ikinci en büyük işlem ise yine Zynga’nın ağustos ayında Türk şirketi Rollic Games’i 168 milyon dolara satın alması oldu. 2020’nin bir diğer büyük işlemi finansal teknoloji sektöründen geldi. Payguru’nun Ortadoğu ve Afrika bölgesinin en büyük mobil ödeme şirketlerinden biri olan Tpay’e satışı yılın öne çıkan işlemiydi. Sağlık ve biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren görme engellilere yönelik akıllı baston üreticisi WeWALK, üç boyutlu dijital vücut tarama girişimi Digime3D, kadın sağlığı takip ve analizi uygulaması PepApp, mikrobiyal biyopeptit üretimi ile gıdaların raf ömrünü artırmayı hedefleyen Nanomik ve dijital patoloji alanında faaliyet gösteren Virasoft’a yapılan yatırımlar da yine benzer şekilde öne çıktı. İlk üç çeyrekte gerçekleşen 8 işlem ve yaklaşık 2 milyar dolarlık işlem hacmi ile oyun sektörü ise lider alt sektör olarak 2020’nin yıldızı oldu. STANFORD ÜNİVERSİTESİ LİDER KONUMDA Virasoft, dijital patoloji alanında faaliyet gösteren Virasoft, aldığı yatırımla öne çıktı. Unicorn’ların kurucularına bakıldığında dikkat çeken bir faktör de üniversiteler oluyor. Unicorn’ların büyük kısmının kurucuları ABD’li üniversitelerden çıkmış. Burada da liderliği Stanford Üniversitesi üstleniyor. Onu Harvard Üniversitesi, California Üniversitesi takip ediyor. Çarpıcı sonuçlardan biri de Hindistan Teknik Üniversitesi. MIT (Massachusetts Institute of Technology) ve Oxford’un önüne geçmiş durumda.
21 Aralık 2020 Pazartesi
Dubai’de yerleşik iş insanlarının üyesi olduğu Türk İş Konseyi tarafından ‘Yurtdışı Alacakların Yerel Mahkemeler (BAE) Yoluyla Tahsili’ konulu bir webinar düzenlenecek. Online yapılacak etkinlik, 9 Aralık’ta Türkiye saatiyle 10.00-11.00 arasında gerçekleştirilecek. Etkinliğin Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yapan ve yapmayı planlayan firmalar için faydalı olacağı kaydedildi. Webinarı izlemek ve soru iletmek için form doldurmak gerektiği bildirildi. Kayıt formuna şu linkten ulaşılabiliyor: https://forms.gle/p5ugaBJaoT1uLnQC7
07 Aralık 2020 Pazartesi
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Tarım ve Orman BakanıBekir Pakdemirli, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Tarım ve Hayvancılık Sektör Meclisleri toplantısında konuştu. Pakdemirli, buradaki konuşmasında,tarımda oluşturdukları güçlü altyapının avantajlarınıpandemi sürecinde gördüklerini belirterek,bu süreçte, pek çok ülkede raflar boş kalırken, Türkiye'detarım ve gıda sektöründe hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını ifade etti. Perakende zincirlerini hızlı ve doğru yönlendirdiklerini kaydeden Pakdemirli,"Tarlada, bahçede, serada, ahırda ve merada üretimin devam etmesini sağladık. Pandemi sürecini şu ana kadar başarıyla yürüttük. Son yayımlanan genelgede sektörlerimizi ilgilendiren yeni tedbirler bulunuyor. Üretim ve imalat tesisleri saat sınırı olmadan açık kalabilecek. Bitkisel ve hayvansal üretimi yapanlar yine yasaklardan muaf olacak"ifadesini kullandı. Pakdemirli, Türkiye'nin, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı olduğuna işaret ederek,"18 yılda tarımsal ihracatımız 3,7 milyar dolardan, 18 milyar dolara yükseldi. 193 ülkeye 1827 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz. Bu yılın ilk 9 ayında ihracatımız pandemiye rağmen geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,3 artış gösterdi" değerlendirmesinde bulundu. Tarım-orman sektörünün her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini aktaran Pakdemirli, son 2 yılda tarımsal hasılanınyüzde 47 artışla, 277,5 milyar liraya ulaştığını ifade etti. Pakdemirli, Türkiye'nin 48,7 milyar dolartarımsal hasılaile Avrupa'da lider, Dünya'da da ilk 10 içinde olduğunun altını çizerek,Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı imkanlarlatarım sektörünün 2 yıldır tüm çeyreklerde büyüme gösterdiğini belirtti. TÜİK tarafından en son açıklanan 2020 yılı 2. çeyrek büyüme rakamlarında, tarımın yüzde 4 büyümeylebirçok sektörün önünde gelişme gösterdiğini anımsatan Pakdemirli,bu yılı, önemli bir büyüme rakamıylakapatarak ekonomiye güç katmaya devam edeceklerini anlattı. BİTKİSEL ÜRETİM 124 MİLYON TONA ULAŞTI Pakdemirli, ekilmedik bir karış toprak bile bırakmayacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bu kapsamda yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde, son 2 yılda bitkisel üretimimiz yüzde 8 artışla 124 milyon tona ulaştı. Yani bitkisel üretimde 8,7 milyon ton ilave artış oldu. Ayrıca, tarımsal üretimimizi garanti altına almak için, 2020 yılında koruma altına aldığımız 26 büyük ova ile birlikte toplam 291 büyük tarımsal ovayı sit alanı olarak ilan ettik. Bu yıl, yüzde 75 tohum hibesi ile boş arazileri üretime kazandıracak projeleri başlattık. Hazine arazilerini üretime açarak, bitkisel üretimi daha da yukarılara taşıyacağız." Hayvan varlığında dason 2 yılda artış kaydedildiğini anlatanPakdemirli,büyükbaş hayvan varlığınınyüzde 8 artışla18,6 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığınınise yüzde 20 artışla55,1 milyon başa çıktığını ifade etti. 18 YILDA, 310 MİLYAR LİRA TARIMSAL DESTEK VERDİK Pakdemirli, tarımdaki tüm bu gelişmelerin arkasında üreticiye ve yatırımcıya verilen desteklerin büyük rolü olduğunun altını çizerek,"Son 18 yılda, üreticilerimize reel rakamlarla toplam 310 milyar lira tarımsal destek verdik. Hayvancılıkta ise 18 yılda toplam 73 milyar lira destek ödedik. Bunun yüzde 21'i yani 15,5 milyar lirası son 2yılda ödendi.2021'deüreticilerimize, 1 milyar lira ilave ödenekle birlikte toplam 23 milyar lira destek vereceğiz" ifadesini kullandı. Türkiye'nin tohumculukta ulaştığı seviyeyi herkesin bilmesi gerektiğinivurgulayan Pakdemirli, son 18 yılsertifikalı tohum üretimini 8 kat artışla 1 milyon 143 bin tona çıkardıklarını anlattı. Pakdemirli, yurt içinde kullanılan sertifikalı tohummiktarının yüzde 96'sınınyerli olduğuna işaret ederek,"Ayrıca, atalarımızdan kalan tohumların üretimi ve bu tohumlardan elde edilen ürünlerin marketlerde daha fazla yer alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Tohum ihracatımız 18 yılda 9 kat artışla, 155 milyon dolara ulaştı. Tohumluk ihracatının ithalatı karşılama oranı ise 18 yılda yüzde 31'den yüzde 86'ya yükseldi" bilgisini paylaştı. Tarım-sanayi entegrasyonunu güçlendirmek için kırsaldaki yatırımlara önemli destek sağladıklarını belirten Pakdemirli, ekonomik yatırımlar, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK)- Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) hibeleri ve ORKÖY projeleri dahil bugüne kadar toplam 316 bin projeye,24,5 milyar lira hibe desteği ödediklerini kaydetti. Pakdemirli, bu destekler sayesinde, kırsalda yaklaşık 46,5 milyar liralık yatırım yapıldığını,230 bin yeni istihdam oluşturulduğuna dikkati çekti.
25 Kasım 2020 Çarşamba
İzmir’de 30 Ekim günü yaşanan 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından riskli yapılar ve kentsel dönüşüm Türkiye’nin gündemine oturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin hemen her bölgesi ile deprem hattı üzerinde bulunduğunu hatırlatarak, önümüzdeki 5 yıllık dönemde acil olarak 1.5 milyon konutun dönüşümünü hedeflediklerini söyledi. Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından konuşan Erdoğan,İzmir’de yaşanılan son felaketin, Türkiye’nin doğusundan batısına, hemen her bölgesi ile deprem hattı üzerinde bulunduğunu bir kez daha hatırlattığını, sadece 50 yıldaki depremlerin bile tehlikenin büyüklüğünü göstermeye yeterli olduğunu kaydetti. Depremlerin önüne geçilemeyeceğini amafelaket öncesinde ve sonrasında yapılabilecek hazırlıklar olduğunu dile getiren Erdoğan, bu çerçevede kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırıp, imar, inşa standartlarını yükseltip, denetimleri sıklaştırıp, insanları bilinçlendirerek, binaları sağlama almak mecburiyetinde olunduğunu anlattı. 2021’DE 100 BİN KONUT Bugüne kadar riskli yapı olarak belirledikleri ve yenileme kararı aldıkları 688 binkonut ve işyerinden 670 bininin tahliye ve yıkım işlemini tamamladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Dönüşüm alanlarında yer alan 1 milyon 395 bin bağımsız birimde ikamet eden 5 milyonvatandaşımıza 15.5 milyar lira kaynak kullanarak destek olduk. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde acil olarak 1.5 milyon konutun dönüşümünü hedefliyoruz. TOKİ’nin bugüne kadar tamamladığı inşa halinde olan veya projelendirdiği konut toplamı 970 bini buldu. Bu yıl 100 bin konut üretimi hedefine ulaştık. Önümüzdeki yıl 100 bin konutun daha üretimine başlamayı planlıyoruz. Hiç şüphesiz bu, sadece devletin konut üretimi ile çözülebilecek bir sorun değil. Vatandaşlarımızdan kendi oturdukları binaların depreme dayanıklılığı ve gerekiyorsa dönüştürülmesi konusunda daha fazla gayret bekliyoruz.” VATANDAŞIN DESTEĞİ İLE Erdoğan, felaketin ardından yapılacak müdahaleler için de güçlü bir acil durum altyapısı kurmaları gerektiğine işaret ederek, her iki hususta da önemli bir yere geldiklerini belirtti.Vatandaşların desteği ile bu çalışmaları hızlandırmak ve bir an önce binaları, şehirleri, mahalleleri güvenli hale getirmek zorunda olduklarının altını çizen Erdoğan, “İnsanlarımızın canı hiçbir şeyden daha kıymetli değil. Tek bir kardeşimizin canının ve malının zarar görmemesi için imkanlar dahilinde yapılabilecek her şeyi süratle neticelendirmekte kararlıyız” dedi. MECLİS DEPREM TEDBİRLERİNİ ARAŞTIRACAK Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, depremde alınması gereken tedbirlerle ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması önerisi kabul edildi.Genel Kurul’da, depreme karşı alınabilecek tedbirlerin araştırılarak, deprem yönetiminde alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti’nin Meclis araştırması önergeleri birlikte görüşüldü. Genel Kurul’da konuşmaların ardından yapılan oylamada, 5 parti grubunun ortak önergesiyle depremde alınması gereken tedbirlerle ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kabul edildi.Komisyon 22 üyeden oluşacak. Çalışma süresi, başkan, başkanvekili, sözcü ile katip üyenin seçimi tarihinden itibaren 3 ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında çalışabilecek. GÖZLER FAY YASASINDA İzmir’de meydana gelen depremin ardından gözler, afet riskini en aza indirmeyi ve fay hattı geçen kentlerde, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanmasını öngören ‘Fay Yasası’na çevrildi. İlk olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından gündeme getirilen ‘Fay Yasası’ ile fay hatları üzerinde gerçekleşen yapılaşmaların önüne geçilmesi, mevcutta var olanların ise kentsel dönüşümle yıkılarak vatandaşların daha güvenli bölgelere taşınması planlanıyor. Yasa ile ilgili hazırlıklar için İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışma ekibi kuruldu. Yasa ile afet riski bulunan bölgeler için yapılaşma denetimi getirilecek. Fay hatları ve zonları üzerinde yapılaşma yasak olacak. Riskli bölgelere kurulan yapılar için ise kentsel dönüşüm devreye girecek. Dere yatağına yapılan evlerin ve deprem kuşağındaki yapıların yıkımı, vatandaşların daha güvenli bölgelere taşınması öngörülüyor. Yasa ile binaların yaşı ile yapı durumuna göre nitelikli bir kentsel dönüşüm planlanacak. Şehir merkezlerinden başlayacak olan dönüşümle meskenlerin daha sağlam hale getirilmesi sağlanacak. Bu veriler için belediyelerle ortak çalışma gerçekleştirilecek. Afet risklerine karşı toplumun her kesiminde bilinç düzeyinin yükseltilmesi hedefleniyor. Üniversitelerde seminerler, ulusal ve uluslararası konferanslar düzenlenecek. Çalışmaya Türkiye Büyük Millet Meclisi de dahil olacak. Hukuki inceleme yapılacak, raporlar teklif haline getirilecek. Düzenlemenin Meclis’te yasalaşması bekleniyor.
09 Kasım 2020 Pazartesi
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, "Ekonomik toparlanmayı desteklemek ve orta vadede fiyat istikrarını korumak için büyük miktarda parasal teşvik gerekiyor" dedi. Lagarde, Frankfurt'ta gerçekleştirilen ECB Yönetim Konseyi Toplantısı'nın ardından basına açıklamalarda bulundu. Ekonomik faaliyetin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesi seviyelerin oldukça altında seyrettiğine dikkati çeken Lagarde, genel ekonomik görünümün de belirsiz olduğunu söyledi. Lagarde, iş kayıplarının ve beklenen gelir kayıplarının tüketici harcamalarını baskıladığını anlattı. ECB'nin bütün sektörlere ve bölgelere yeterli likidite sağlamaya devam edeceğini belirten Lagarde, "Ekonomik toparlanmayı desteklemek ve orta vadede fiyat istikrarını korumak için büyük miktarda parasal teşvik gerekiyor" diye konuştu. Lagarde, salgın nedeniyle alınan ekonomik önlemlerin hedef odaklı ve geçici olması,Avro Bölgesi ülkelerinin mali konularda koordine hareket etmesi gerektiğini anlattı. AB Komisyonu tarafından Kovid-19'dan en fazla etkilenen bölgeleri ve sektörleri desteklemek amacıyla hazırlanan kurtarma programını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Lagarde, AB üyesi ülke liderlerinin bu konuda hızlı biçimde uzlaşması gerektiğini belirtti. CB FAİZLERİ SABİT TUTTU ECB Yönetim Konseyitoplantısında, faiz oranlarını değiştirmeme kararı alınmıştı. Politika faizinin sıfır, mevduat faizinin yüzde eksi 0,50 ve marjinal fonlama faizinin de yüzde 0,25'te sabit bırakıldığı toplantıda, 1 trilyın 350 milyar avroluk Pandemi Acil Varlık Alım Programının (PEPP) boyutunda da değişiklik yapılmamıştı. Toplantıda, ECB'nin varlık alım programlarına aylık 20 milyar avro seviyesinde devam edileceği açıklanmıştı.
17 Temmuz 2020 Cuma