tatil-sepeti

Mersin Ticaret Borsası Başkanlığı görevini de yürüten Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, Kovid-19 süreci ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle raf ömrü uzun gıda ürünlerine ilginin arttığını söyledi.

Özdemir, talebin yoğun olduğu ürünler arasında besleyicilik ve kolay saklama koşulları dolayısıyla bakliyatın öne çıktığını vurgulayarak, makarnalık ve ekmeklik buğdayın da gündemdeki en önemli ham maddeler arasında yer aldığını dile getirdi.

Türkiye'nin geçen yıl kuraklığa rağmen 17 milyon 650 bin ton buğday ürettiği bilgisini veren Özdemir, şöyle konuştu: "Eldeki tüm rakamlarla Türkiye'nin buğday sıkıntısının olmaması lazım. Kaldı ki yeni sezon buğday hasadına 3-4 ay kalmış. Temmuza gelindiğinde hasat yapılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisinin elindeki stoklar, başta ekmeklik buğday olmak üzere satın alınan buğdayların olduğu gemiler, lisanslı depolardaki ürünler, çiftçinin ve sanayicinin elindeki malları birleştirdiğinizde bizim hasat sezonuna kadar 3 ayı problemsiz geçirmemiz lazım. Durduk yere panik havası estiriyorlar."

Özdemir, gıda tedariki konusundaki "komplo teorileriyle" vatandaşların huzursuz edildiğini belirterek, "Hasat sezonunda Türkiye'nin yepyeni bir 17-18 milyon ton buğday üretimi olacak. Havalar iyi gidiyor, yağmur yağıyor, belki de rekoltede 20 milyon tonu yakalayacağız. Çevremizdeki coğrafyada yeni ürünler yetişecek ve yeni bir döneme gireceğiz. Bizim bu 3 ayı kuşku ve endişe yerine rahatça atlatmamız için çok fazla neden var. Bunu güzel, net ve şeffaf şekilde yetkililerin de kamuoyuyla paylaşması lazım." ifadesini kullandı.

"MALLAR TAMAMEN İÇ TÜKETİMİN TALEBİNE AYRILDI"

Abdullah Özdemir, Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili kamu kuruluşlarının aldığı tedbirler sayesinde bakliyat sektöründe stok sıkıntısı yaşanmayacağını ifade ederek, şöyle konuştu: "Yeşil ve kırmızı mercimek, nohut, fasulyenin ihracatına kısıtlama getirildi. Devlet belirli süre kendi vatandaşının ihtiyacının görülmesi amacıyla dış satıma giden ürünleri yasakladı, bir tedbir aldı. Zorunlu olan bir kısıtlama. Bu geçici olduğu takdirde güzel bir olay. En azından 'önce can, sonra canan' deniliyor. İthal edilecek bakliyat ürünlerinde de gümrük vergisi sıfırlandı. Orada da devlet tarafından tüketici lehine yüzde 20 civarında bir gelirden vazgeçildi. Bunların yanı sıra bizim de yıllardır söylediğimiz gibi perakende safhasında temel gıda ürünlerinde KDV oranı yüzde 1'e indirildi ve devlet burada da gelirinden vazgeçti. Bunlar tüketici lehine daha avantajlı olması için yapıldı. Tüm bunlara baktığınızda Türkiye'de baklagilin hasat sezonu buğdayda olduğu gibi haziran, temmuzda başlayacak. Buna da 3 ay kaldı. Önümüzdeki 3 ayda korkulacak, tedirgin olacak hiçbir sıkıntı yok. Herkesin stokları yeterli ayrıca ithalat yapma imkanımız var, ihracat da kısıtlandı. Dolayısıyla olan mallar tamamen iç tüketimin talebine ayrıldı. Panik havası olmadığı müddetçe korkulacak hiçbir şey yoktur, bakliyatta da stoklarımız yeterlidir."

Ramazanda bakliyata ilginin artacağını dile getiren Özdemir, "Ramazanda yardımlaşma amacıyla oluşturulan gıda kolileri nedeniyle bakliyata ilginin olacağı bir dönemdeyiz. Marketler girişimlerde bulunarak bağlantılarını yaptılar. Mallarını tedarik ediyorlar. Tedarik zincirinde de hiçbir problem yok. Gayet güzel çalışıyor." diye konuştu.

Özdemir, Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde zincir marketlerle sık sık görüşmeler yaptıklarını belirterek, "Marketlere gittiğinizde raflarda en ufak eksiklik yok. Ben arada sırada tedarik yaptığımız marketleri geziyorum. Bakliyat ürünlerinde Allah'a bir şükür eksik yok, sadece yağda lüzumsuz bir panik havası var. Bakliyatta da raflarda hiçbir eksiklik, depolarda da tedarik açısından hiçbir sıkıntı yok." ifadelerini kullandı.

09 Mart 2022 Çarşamba

Etiketler : Gündem