Teknoloji ve iletişim yollarının çok hızlı gelişmesiyle birlikte bilgiye erişimin kolaylaştığını belirten İTO Meclis Üyesi ve YEMEKDER Yönetim Kurulu Üyesi Rouzben Gergeri, bu durumun ciddi dezavantajlar da doğurduğunu ifade etti. Kontrolsüz biçimde yayılan bilgilerin doğrulanmadan kullanıldığını vurgulayan Gergeri, bunun özellikle gıda sektöründe haksız bir algı oluşturduğunu dile getirdi.
PEŞİN HÜKÜM TÜM SEKTÖRÜ CEZALANDIRIYOR
Gergeri, Almanya'dan tatil için gelen bir ailenin hayatını kaybettiği olayda ilk anda ‘gıda zehirlenmesi’ iddiasının ortaya atıldığını ve basında bu yönde haberler yayınlandığını hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ailenin yemek yediği tüm işletmelerin sahipleri gözaltına alındı. Elbette araştırılmalı, tespit yapılmalı ve kanıtlanmalı. Ancak çok hızlı bir reaksiyonla toplumumuz tüm gıda sektörünü cezalandırmaya ve yargılamaya hazır hale geliyor.”

RESTORAN FİYATLARI
Restoranlardaki yüksek fiyat algısının da benzer bir kolaycılıkla yalnızca işletmelere yüklendiğini ifade eden Gergeri, iklim krizi, geçen kış yaşanan ciddi don olayları ve kuraklığın gıda fiyatlarını yukarı taşıdığına dikkat çekti. Kira, personel ve enerji giderlerinin açıklanan enflasyonun katbekat üzerinde arttığını söyleyen Gergeri, bu maliyetlerin satılan ürün fiyatlarına tam olarak yansıtılamadığını savundu.
BASİRETLİ TÜCCARLIK ESAS OLMALI
Gergeri, işletmelerin işlerini hakkıyla yapması ve topluma rol model olması gerektiğini belirterek, “Nihayetinde bu bir geçim kaynağıdır. Gereğini yerine getirmek ve basiretli tüccar olmak zorunludur” dedi.
DENETİMLERDE ALAN GENİŞ
Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve mahalli idarelerin denetim görevlerini yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Gergeri, alanın çok geniş, üretici sayısının fazla olduğunu belirtti. Kayıt dışı faaliyetlerin çoğunlukla iş saatleri dışında yapıldığını, bu nedenle denetimlerin bu saatlerde de yoğunlaşmasının fayda sağlayacağını dile getirdi. Öte yandan Gergeri, denetçilerin hizmet içi eğitimlerinin sıklaştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

KAYIT DIŞI ÜRETİMİN RİSKLERİ
Gergeri, kayıt dışı üretimin sektör ve toplum sağlığı açısından ciddi riskler barındırdığını belirterek, şu noktalara dikkat çekti:
* Kayıt dışı istihdam ve hammadde teminiyle haksız rekabet yaratılıyor.
* Vergi ve zorunlu giderler ödenmediği için devlet zarara uğruyor.
* Sağlıksız koşullarda üretim ve muhafaza ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.
* Gıda zehirlenmeleri ve tağşişli ürünlerin büyük bölümü bu alanlardan çıkıyor.
TARLADAN TABAĞA KONTROL ŞART
Profesyonel ve ruhsatlı işletmelerde üretimin kalite yönetim sistemlerine göre yapıldığını vurgulayan Gergeri, tüm süreçlerin kayıt altına alındığını ve risk analizlerine göre üretim gerçekleştirildiğini ifade etti. “Temel prensip tarladan tabağa tüm kademelerin kontrol altında tutulmasıdır. Bu, çok emek isteyen bir süreçtir ve haksız rekabete kurban edilmemelidir” dedi.
TÜRK MUTFAĞININ GÜÇLÜ İMAJI KORUNMALI
Türkiye’de gastronomi, turizm gelirleri içinde giderek daha stratejik bir başlık haline geliyor. Yeme-içme deneyimi, özellikle kültür ve şehir turizminde ziyaretçilerin destinasyon tercihlerini doğrudan etkiliyor. Ancak sektöre yönelik genelleştirici ve doğrulanmamış olumsuz haberler, gastronomi algısını zedeleyerek bu katma değeri riske atıyor.
Turizm ekonomistlerine göre güven kaybı, ziyaretçilerin restoran harcamalarını kısmalarına ve zincir dışı yerel işletmelerden uzak durmalarına yol açıyor. Bu durum yalnızca işletmelerde değil, tarımdan lojistiğe uzanan geniş bir tedarik zincirinde gelir kaybı yaratıyor. Algı yönetiminin zayıflaması, gastronominin turizm içindeki çarpan etkisini azaltıyor.
TURİZM GELİRLERİ İÇİN ÖNEMLİ
Turistik bölgelerde yaşanan münferit gıda kaynaklı olayların genelleştirilmesi, ziyaretçilerin harcama davranışlarında belirgin bir temkin yaratıyor. Turizm sektöründe yapılan değerlendirmelere göre olumsuz gıda algısı, ‘dışarıda yeme’ harcamalarını azaltırken, paketli ve zincir ürünlere yönelimi artırıyor. Bu eğilim, yerel gastronomi işletmelerinin gelirlerini baskılıyor ve bölgesel ekonomilerde dengesizlik oluşturuyor.
Uzmanlar, denetimli ve kayıtlı işletmelerin zarar görmesinin destinasyon markasını zayıflattığını, uzun vadede gastronomi temalı turizm yatırımlarının ertelenmesine neden olabileceğini belirtiyor. Böylece mesele, sektörel bir sorun olmaktan çıkıp turizm gelirlerinin sürdürülebilirliği başlığına taşınıyor.