Çarşamba, 04 Aralık, 2024
HABER: ŞEVVAL ÖZDEMİR
Avrupa’da sanayi devriminin ardından ortaya çıkan Art Nouveau sanat akımı, bugün birçok ülkede izlerini koruyor. ‘Sanata özgürlük ve her çağın özgün sanatı’ sloganlarıyla İngiltere’de doğan bu akım, daha çok Fransa ve Belçika’daki eserleriyle bilinse de İstanbul’da da bu akımın vücut bulduğu yapılar inşa edilmişti. 19’uncu yüzyılın başından Birinci Dünya Savaşı’na kadar etkili olan Art Nouveau sanat akımının Türk mimarisindeki ilk eserleri 19. yüzyılda ortaya çıktı. Bu üslup, Osmanlı’da yaşanan değişim rüzgarıyla mimarinin yeniden şekillenmesinde önemli rol oynadı. Aynı zamanda afiş, resim, tezyinat gibi sanat dallarında da sanatçılar tarafından tercih edildi.
İstanbul’un turistik uğrak noktası haline gelen Art Nouveau üslubunun uygulandığı yapılarla ilgili olarak sanatçı Sevil Tezgah ile görüştük. ‘Mimari Tezyinatta İstanbul Art Nouveau’su’ adlı yüksek lisans tezini hazırlayan sanatçı Tezgah, İstanbul Ticaret Gazetesi okurları için sorularımızı cevapladı.
SANATIN YENİ YORUMU
Art Nouveau bahsedebilir misiniz?
Son derece zarif ve kıvrımlı modern üslup yaratma denemesidir. Art Nouveau, aynı zamanda sanayileşmenin ardından Avrupa ülkelerinde yeni sınıfların oluşmasıyla burjuvazi ve aydınların estetik gereksinimlerini de karşıladı. Üslup, sanatçıların yeni ve modern bir sanat anlayışı arayışıyla filizlendi. Eserlerde taklitçilikten ziyade sanatı yeniden yorumlamaya çalıştılar. Romantizm, sembolizm ve modernizmin bir yansıması olarak görüldü. Art Nouveau’nun esin kaynağı ise Japon, Çin ve İslam sanatıydı.
İSTANBUL ART NOUVEAU’SU
Türk mimarisinde nasıl yansıdı?
19. yüzyıl boyunca Osmanlı’daki çeşitli değişimler mimari dokuya da yansıdı ve kentlerin yeniden şekillenmesinde Art Nouveau akımı önemli bir rol oynadı. İlk olarak Sultan II. Abdülhamid döneminde saray ve çevresinde sıkça rastlanılan bu üslup uzun yıllar etkisini sürdürdü. İstanbul’da da hareketli bir inşaat ve mimarlık piyasası vardı. Bu piyasa, getirdiği yeniliklerle İstanbul’a çağdaş bir kent görünümü kazandırdı. Avrupa’dan gelen mimarlarla birlikte geniş iş alanları açıldı. 1898’de İstanbul’daki Art Nouveau mimarlığı, 2. Meşrutiyet’e kadar profesyonel mimarlar tarafından uygulandı. Art Nouveau mimarisi denilince büyük, görkemli ve pahalı eserler akla gelmeye başladı. Büyük bir mimari zenginliğe sahip olan İstanbul, Art Nouveau’nun da Türkiye’deki merkezi haline geldi. Birçok semtte bu üsluba ev sahipliği yapan, İstanbul’a özgü floral stile sahip Art Nouveau konut ve dekorasyon modeli geliştirildi.
ART NOUVEAU MESCİDİ
Farklı mimari yapılarda kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Art Nouveau, bütünlüklü bir sanat ve yeni bir üslup denemesi olarak görüldü. Bürokratik yapılar başta olmak üzere apartmanlarda ve dini yapılarda da bu üsluba rastlamak mümkün. 19. yüzyılın sonunda binalarda bir üslup karmaşası dikkat çekiyordu. Mühendisler, bina cephelerine biraz ‘sanat’ serpiştirmek amacıyla kitaplardan aldıkları süslemeleri kullanıyorlardı. Bundan dolayı farklı yapılarda Art Nouveau üslubuna rastlanıyor.
Bu arada dünyanın ilk ve tek Art Nouveau üslubuyla yapılan mescidi, 1903 yılında Raimondo D’Aronco tarafından İstanbul’da inşa edildi. Karaköy Mescidi’nin, ‘İstanbul’da İmar Hareketi’ kapsamında Kınalıada’ya taşınmasına karar verilmişti. 1958’de parçaları tek tek numaralandırılarak sökülen mescit bir daha inşa edilemedi.
MOTİF GİBİ EKLİ
Bu üslubun en önemli yapıları hangileri?
Karaköy Mescidi
Avrupa’dan gelen veya Osmanlı mimarlarının farklı akademilerinde öğrenim görmelerinin sonucunda Art Nouveau tasarımlarında stilistik ve formel özellikler bakımından zengin bir çeşitlilik gözleniyor. İstanbul’daki yapıların tamamen Art Nouveau tasarımına sahip olduklarını söylemek kolay değil. Motifleri başka üsluplara eklenmiş birçok eserle karşılaşmak mümkün. Ancak farklı motiflerle süslenmiş olsa da İstanbul Art Nouveau’sunun çok önemli yapıları da var. Bu üslubun yansımasına örnek olarak şu yapıları gösterebiliriz:
* Huber Köşkü (Tarabya)
* Hıdiva Sarayı (Bebek)
* İtalyan Sefaret Yazlığı (Tarabya)
BÜROKRASİ ETKİLENDİ
Yıllarca Mısır Başkonsolosluğu olan Hıdiva Sarayı’nda Art Nouveau ve Neo-klasik biçimler bir arada bulunuyor. 1988’den beri Cumhurbaşkanlığı Konutu olarak kullanılan Huber Köşkü’nde ise Art Nouveau bezemeleri, floral motifli alçı üzeri bezemeler dikkat çekiyor. Hıdiva Sarayı’nda ise merdiven korkulukları, natüralist bitkisel çizgileriyle göz alıcı bir güzelliğe sahip. Art Nouveau yapılarının gözde dekorasyon tekniklerinden biri olan vitray bu binada başarıyla uygulanmış. İç mekan ise üstten floral desenli vitraylarla aydınlatılıyor.
BOTTER MODA EVİ
Botter Apartmanı
Art Nouveau tarzının İstanbul’daki ilk örneği Beyoğlu’ndaki Botter Apartmanı. Sultan II. Abdülhamid’in saray terzisi Jean Botter, bu apartmanı atölye ve konut olarak kullandı. Avrupa’nın ‘haute couture’ kreasyonları Botter Evi’nde izleniyordu. İlk yıllarda zemin ve ara katta Botter Moda Evi’nin sergi ve satış bölümü bulunuyordu. Ancak bina 1960’larda banka şubesine dönüştürülünce birçok değişime uğradı. Geçtiğimiz yıllarda restorasyonu yapılan bina, sergi salonu olarak kullanılıyor.
14 Ağustos 2023 Pazartesi
03 Aralık 2024 Salı
02 Aralık 2024 Pazartesi
02 Aralık 2024 Pazartesi
30 Kasım 2024 Cumartesi
28 Kasım 2024 Perşembe