Altın fiyatları son haftalarda frene basmıyor. Küresel ölçekte artan talep, birçok ülkenin külçe altın satışlarını durdurmasına yol açtı. Yatırımcılar güvenli liman arayışında bir kez daha sarı metale yönelirken, Para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk yükselişin geçici olmadığını, yapısal bir dönüşümün işareti olduğunu savundu.
“BU BİR BALON DEĞİL, PARASAL DÖNÜŞÜMÜN SONUCU”
Para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, altındaki yükselişin spekülatif bir hareket olmadığını belirterek, “Bu bir balon değil. Fiyatların nereye kadar gideceğini kestirmek zor ama temelinde büyük bir parasal dönüşüm var” dedi.
Yıldırımtürk, 1970’lerdeki altın hareketine dikkat çekerek bugünkü tabloyu şöyle değerlendirdi:
“1972 öncesi ABD Merkez Bankası’nda ne kadar altın varsa o kadar dolar basılabiliyordu. Bu sistem terk edilince, altın 35 dolardan 850 dolara çıktı. Bugün yaşanan da benzer bir süreç.”
MERKEZ BANKALARI DOLARDAN UZAKLAŞIYOR
Uzman, Asya ve Avrupa merkez bankalarının rezervlerini dolardan altına kaydırdığını, küresel para düzenindeki kırılmaların bu eğilimi hızlandırdığını ifade etti:
“Artık altın sadece bir yatırım aracı değil; yeni finansal sistemin teminatı haline geliyor.”
TALEP GÜÇLÜ, ARZ KISITLI
Yıldırımtürk, arzın sınırlı, talebin ise güçlü olduğunu belirterek fiyatlarda kalıcı bir düşüş beklemediğini söyledi:
“Altın satmak isteyen az, almak isteyen çok. Vatandaşın ilgisi kuyumcuyla sınırlı değil; finansal sistemde de altına geçiş var. KKM’den çıkanlar, BES fonları, hatta bireysel yatırımcılar bile altına yöneliyor.”
Amerika, İngiltere ve Almanya’da da bireylerin tasarruflarını korumak için fiziki altın alımına yöneldiğini hatırlatan Yıldırımtürk, bu eğilimin küresel ölçekte arttığını vurguladı.
“ALTIN AL, AMA AKILLICA AL”
Uzman, yatırımcıları kısa vadeli beklentilerle hareket etmemeleri konusunda uyardı:
“Altın alımı orta ve uzun vadeli düşünülmeli. Birikimin tamamı altına yatırılmamalı; örneğin yüzde 40 altın, yüzde 30 uzun vadeli hisse olabilir. Fiyatlarda olası düzeltmeler yeni fırsatlar yaratabilir.”
Yıldırımtürk’e göre altındaki yükseliş, kısa vadeli bir balon değil; dünya ekonomisinin yeniden şekillendiği bir dönemin göstergesi.b