tatil-sepeti
tatil-sepeti

Akdeniz’de egemenlik ve ekonomi harekatı

Giriş: 22.07.2019 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

HABER: ADEM ORHUN

Kıbrıs’ta adayı Yunanistan’a bağlama (Enosis) hayalindeki EOKA’cı Rumların 15 Temmuz 1974’te yaptığı darbe ardından, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Ada’daki Türk halkının varlığını ve haklarını korumak için harekete geçti. Darbenin yaşandığı günlerde yoğun diplomatik temaslardan olumlu sonuç alınamaması ve sivil Türklerin katledilmesi üzerine 20 Temmuz 1974’te ilk Kıbrıs harekatı yapıldı. Sonraki haftalarda Rumların silahlı saldırılarını sürdürmeleri üzerine ağustos ayında ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla büyük harekat gerçekleştirildi. Türkiye’nin çok kısıtlı maddi ve ekonomik şartlarına rağmen gerçekleştirdiği bu harekatlar, kendi coğrafyasını aşan yeni hesapların yapılmasına sebep oldu.

MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE

90’lı yıllarda bölge suları ‘kıta sahanlığı’ tartışmalarıyla ısınırken, 2000’li yıllarda ise Doğu Akdeniz’de çeşitli anlaşmalarla ortaya çıkan ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ (MEB) çekişmesinin merkezinde yine Kıbrıs bulunuyor. Adanın güneyindeki Rum Kesimi’nin (GKRY) Akdeniz’deki muhtemel petrol ve doğalgaz yataklarının tespiti ve işletilmesi için global petrol şirketleriyle anlaşma yapmasıyla bölge yeniden ısındı. GKRY, 2003 yılında Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması imzaladı. Rum kesiminin MEB alanı belirlediği diğer ülke 2010’da İsrail oldu.

ŞİRKETLERE RUHSAT

GKRY, deniz alanlarında hidrokarbon faaliyetleri yürütülmesi için 2007 yılında ihaleye çıktı ve bunu AB resmi gazetesinde yayımlattı. Rum tarafı bunun ardından 2018’e kadar GKRY’nin ilan ettiği 13 blok üzerinde global enerji şirketlerine hidrokarbon arama işletme izni verdi. Bu anlaşmalar Türkiye ve KKTC tarafından kabul edilmedi. Akdeniz’deki haklarını ve Kıbrıs’taki Türk varlığını ısrarla vurgulayan Türkiye, bölgeye sismik araştırma gemileri ve sondaj gemileri göndererek kararlılığını ilan etti.

SAHAYI BOŞ BIRAKMADIK

Bu kapsamda Kıbrıs adasının çevresinde bir sismik araştırma gemisi ve iki adet derin deniz sondaj gemisi faaliyetlerini sürdürüyor. Fatih sondaj gemisi Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kıta sahanlığında, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Yavuz sondaj gemisi KKTC’nin Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ruhsat verdiği alanlarda çalışmalarını sürdürüyor. Bunlara ek olarak MTA’nın sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in de Akdeniz görevine hazırlandığı açıklandı. Bölgedeki muhtemel tehditler sebebiyle de Türk muharebe gemileri de hemen yanlarında seyir halinde, Türkiye’nin egemenlik haklarını koruyor. Aynı şekilde, milli savunma çalışmalarının ürünü olan silahlı İHA’lar da nöbete başladı. Rum kesiminin, Fatih sondaj gemisi personeline karşı tutuklama tehdidi üzerine TB2 tipi Bayraktar SİHA, Kıbrıs semaları ve Akdeniz’de 24 saat esasına göre gözlem uçuşuna çıktı.

AB’DEN YAPTIRIM KARARI

Diğer yandan, Kıbrıs’taki Türk varlığını görmezden gelmekte ısrar eden Avrupa Birliği (AB), Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu iddia ederek, bazı adımlar atma kararı aldı. Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı’nın ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde AB’nin Türkiye’ye sağladığı katılım öncesi fonlarda kesinti yapılmasına, Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’deki kredi faaliyetlerinin gözden geçirilmesine, Türkiye ile AB arasında devam eden havacılık anlaşması müzakerelerinin askıya alınmasına ve Ortaklık Konseyi ile üst düzey diyalog toplantılarına bir süreliğine ara verilmesine karar verildiği kaydedildi.

Bildirgede, Türkiye’nin hidrokarbon arama çalışmalarını sürdürmesi halinde AB’nin hedef odaklı tedbir seçenekleri üzerinde de çalışacağına işaret edildi.

Kararlar arasında bulunan AB’nin Katılım Öncesi Mali Yardımı (IPA) çerçevesinde 2014-2020 döneminde Türkiye’ye taahhüt ettiği 4.45 milyar Euro’dan bir miktar kesinti yapması öngörülüyor.

RUMLAR REDDETTİ

Bu arada son gelişmeler üzerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum kesimine ‘hidrokarbonlar konusunda ortak komite kuralım’ önerisinde bulundu. Güneydeki Rum siyasi parti liderleri bu öneriyi reddetti.

GARANTİ KARARLILIĞI

Bu gelişmelere karşılık Türkiye, Kıbrıs’ta Türk varlığının haklarına yönelik kararlı tutumundan vazgeçmiyor. Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, garantör ülkelere ve AB’ye, Rumların tek taraflı çalışma yapmasının doğru olmadığını söylediklerini belirtti. Çavuşoğlu, Türk tarafının haklarının garanti altına alınması gerektiğini aktardıklarını kaydetti.

BM çatısı altında bir komisyon kurulması teklifinde bulunduklarını hatırlatan Çavuşoğlu, bu ortak komisyon içerisinde müşterek çalışmalar yapıldıktan sonra sondaj yapılması gerektiğini anlattı.

KIBRIS İŞLERİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ GÖREV BAŞINDA

Resmi Gazete’de 6 Temmuz’da yayımlanan Cumhurbaşkanı Genelgesi’ne göre, KKTC ile ilişkilerin yürütülmesi bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Bakan tarafından yerine getirilecek. Ekonomik ve teknik yardımların planlanması ve koordinasyonu maksadıyla Cumhurbaşkanınca görevlendirilen makam bünyesinde Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü oluşturulması uygun görüldü.

RUMLAR KKTC VE TÜRKİYE’NİN HAKLARINI NASIL İHLAL EDİYOR?

* Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Türkiye arasındaki deniz yetki alanlarını kapsayan sorun 2003 yılında GKRY’nin Mısır ile yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması ile başladı. Bu anlaşma Türkiye’nin özellikle batı bölgesine düşen Türk kıta sahanlığını ihlal ediyor.
* Türkiye, Rumların MEB anlaşmasına yönelik itirazını 2004’te bir nota ile BM Genel Sekreterliğine bildirdi. Bu şekilde yapılan sınırlandırma anlaşmasının (MEB) geçerliliği olmadığı ortaya konuldu.
* GKRY, aynı anlaşmayı 2007 yılında Lübnan ile yapmak istedi, ancak Lübnan Parlamentosunda bu anlaşma onaylanmadı.
* 2010’da GKRY ile İsrail, MEB anlaşması imzaladı. Türkiye bu anlaşmaları tanımadığını duyurdu.
* GKRY, ilan ettiği 13 blok üzerinde global enerji şirketlerine hidrokarbon arama işletme izni verdi.

HANGİ PETROL ŞİRKETİ HANGİ BÖLGEDE

Doğu Akdeniz’de GKRY tarafından tek taraflı olarak ilan edilen sözde 13 parsel var. GKRY bu parselleri uluslararası petrol şirketlerine ihale ederek lisanslandırıyor.

* İtalyan Eni şirketi (2, 3, 6, 8, 11. Parseller)
* Amerikan Noble Enerji (12. Parsel)
* Amerikan ExxonMobil ve Katar Petrolleri (12. Parsel)
* İsrailli Delek Grup (12. Parsel)
* Total (11. Blok)

Ayrıca Güney Koreli Kogas’ın 2, 3 ve 9. Parsellerde İtalyan Eni ile müşterek lisansı var. Doğu Akdeniz’de Lübnan da ruhsatlandırma çalışmaları yapıyor. Lübnan 2017’de tanmamlanan ihale ile Eni-Total-Novatek firmalarına ruhsat verdi. Buna göre 4 ve 9. Bloklarda sondaja başlayacaklar.