Ahlakın olmadığı ekonomi insani olamaz

Giriş: 20.12.2018 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

HABER: ŞEREF KILIÇLI

İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER) tarafından Prof. Dr. Sabahattin Zaim anısına düzenlenen 10. Uluslararası İslam ve Ekonomi Sempozyumu, ‘21. Yüzyılda İslam Ekonomisini Yeniden Düşünmek, Teoride ve Pratikte’ temasıyla gerçekleştirildi.

Sempozyumun açılışında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Üniversitesi’nde İslam ve ekonomiyle ilgili ilk çalışmaları başlatan akademisyenin Prof. Dr. Sabahattin Zaim olduğunu hatırlattı.

İSLAM EKONOMİSİ VE DENGE

İslam ve ekonomiyi konuşmanın birinci şartının İslam’ın ilkelerini özümsemek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, “İslam’ın ilkeleri de dengeli bir iktisadi hayatı öngörür. Çünkü İslam ekonomisi insanın, yaşadığı çevrenin ve evrenin dengesini gözetir. Bu haliyle bana göre mutedil bir ekonomiyi ortaya koyar. Böylece ‘orta ümmet’in ekonomiye bakış açısı da ‘orta yolcu bir ekonomi’ olur, denge ekonomisi olur” dedi.

İslam ekonomisinin ahlaktan ayrılmayan yönünü de vurgulayan Avdagiç, “Çünkü bahsettiğimiz dengeyi sağlayan, adaleti tesis eden ahlaktır. Ahlakın yön vermediği ekonomi, çağdaş dünyada insanlığın hizmetinde değil, sadece sömürüsünde kullanılabilir” diye konuştu.

KÜRESELLEŞMEYİ SORGULAMAK

Küreselleşen dünyanın neredeyse tek tip bir insan ve tüketim modeli öngördüğüne de dikkat çeken Avdagiç, “Egemen ekonomik sistem kendi insan tarzını, kendi kodlarını, kendi üretim ve tüketim etiğini dayatıyor. Böylesi bir ortamdayız. Böylesi bir yarışın ve üretimin içindeyiz” dedi.

Sempozyumun açılışına, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati, AK Parti Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak katıldı.

İNDİRGEMECİ YAKLAŞIM TEHLİKELİ

İslam ekonomisinin, sadece bankacılık ve finans yöntemleriyle sınırlandırılamayacağını belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şöyle konuştu: “Eğer İslam ekonomisini bunlarla sınırlandırırsak, sokaktaki Müslümana hitap etmekten alıkoymuş oluruz. Bana öyle geliyor ki, böyle bir sınırlandırma çok tehlikeli. Çünkü bu yaklaşım, İslam ekonomisinin kapsamını, kapitalist değer sistemi içinde yaşam mücadelesi veren İslami finans kurumlarına indirgemek olur.”